Feyza hemen gaza geldi, üzerindeki çarşafı karnına kadar sıyırdı. Merthan'ın amacı zaten onu gaza getirmekti. Onunla uğraşmak, onunla öpüşmek, onu kızdırmak...

Gülümsedi Merthan, istediğini almıştı fakat bakışlarını Feyza'nın çıplak göğsüne indirmedi. Eğer indirirse, olacakların farkındaydı çünkü. "Pek ikna olmadım," diye mırıldandı. Yaklaşıp dudaklarından öptü, öpüşmelerinin büyümesine izin vermeden de geri çekildi. "Yine de inanmış gibi yapacağım." Bir kez daha dudaklarından öptü. "Hadi üzerini giyin sevgilim, yoksa yataktan çıkamayacağız."

İkisi de kalkıp üzerlerini giyindi. Merthan gömleğinin düğmelerini iliklerken komidine doğru bakarak "Dün telefonumu buraya bırakmadım mı?" diye sordu.

Feyza bilmem dercesine dudaklarını kıvırdı. Dün geceye dair hatırladığı tek şey, teninin cayır cayır yanmasıydı. Etrafına bakındı. Çantasını aşağıda bırakmış olmalıydı. Arabadan inerken elinde çantasının olduğunu hatırlıyordu ama eve girdiğinde çantayı nereye bıraktığını hatırlamıyordu.

"Poyraz'a sürpriz yapalım," dedi Feyza, parmaklarıyla saçlarını tararken. Asıl sürprizi Poyraz onlara yapmıştı, ikisi de farkında değildi. "Ben saklanayım," diye konuşmasına heyecanla devam etmişti ki kapının ardından telefon sesi geldi. İkisinin de başı kapıya doğru döndü. Kapı aralandı.

Poyraz.

Üzerine takım elbisesini giymiş, sarı saçlarının önünü geriye doğru yatırmış, parlak ayakkabılarıyla karşılarında duruyordu. Bakışları Feyza'nın üzerindeydi. O an Merthan zaten oğlunun bir şekilde Feyza'yı gördüğünü anladı. Muhtemelen onlar uyurken gelmişti.

"Baba," dedi Poyraz, bakışları hâlâ Feyza'nın üzerindeydi. Kısa bir an babasına doğru bakıp çalan telefonu uzattı. "Biri arıyor seni."

Merthan bir şey demeden telefonu alıp arayan kişiye baktı.

Miraç Günebakan

Saat sekiz bile olmamıştı, bu saatte onu neden aradığını anlamadı ama çok da sorgulamadı. Miraç'tı bu, rüyasında gördüğü için bile aramış olabilirdi.

"Efendim Miraç," diyerek yanıtladı çağrıyı. Poyraz Feyza'ya bakıyor, Feyza Poyraz'a, Merthan her ikisine birden. Kimse konuşmuyor. En iyi kaçış yolu; Miraç'la konuşmak.

"Lan it herif! İt herif! Uyan diye sabahtan beri ekrana bağırıyorum!"

Merthan Miraç'ın bağırarak konuşmasıyla telefonu kulağından uzaklaştırarak Feyza'ya baktı, sonra Poyraz'a. Kaşları çatıldı, pencereye doğru yürürken "Sabah sabah ne diyorsun?" diye homurdandı.

"Ohooo, izlemedin mi hâlâ sen?"

"Neyi?"

Miraç güler gibi nefesini burnundan dışarı verdi. "Kapa telefonunu da hesabına gir. Yorumlara da sevgilinin en çok neresini beğendiğini yazarsın."

Merthan konunun anlamadan yine Feyza'ya gelmesiyle sinirlendi, yükselen sesiyle "Ne söyleyeceksen," dedi. "Lafı dolandırmadan söyle."

"Poyraz, sizin uyurken videonuzu çekip hesabından paylaşmış."

Merthan ateş saçan bakışlarını Poyraz'a çevirirken "Şaka yapıyorsun!" dedi. Hayretle gülüp bir kez daha "Şaka?" dedi.

"He şaka, git bak hesabına. Bundan sonra da rica ediyorum şifre koy telefonuna. Ben bile üç buçuk attım burada yemin ederim."

Asalak FenomenWhere stories live. Discover now