''Bana kalırsa Ela geçmişe bizimle birlikte gelemeyecek.''

''Ne demek oluyor bu? Ela da aynı şeyleri söyledi ama bunu ispat edecek bir kanıtımız yok değil mi?''

''Aslına bakarsan var. Hastanede olanları şöyle bir düşündüm kilisedeyken. Ela, ben geçmişe döndüğüm andan itibaren olanlarla birlikte, geçmişe dönmeden önceki anda olanların da farkındaydı. Hatırlarsanız size gücümün etki alanının kısıtlı bir çemberde var olduğunu anlatmıştım. Ela'ya bu kadar yakın mesafedeyken olanlardan etkilenmemesi Kalkan gücünün etkisiydi, bu doğru. Ama hem geçmiş anın, hem de geçmişe dönmeden önceki anın farkında olması onu geçmişe beraberimizde götüremeyeceğimizi açık bir şekilde kanıtlıyor.''

''Yine de denemeden emin olamayız.''

''Eğer çok istiyorsanız, deneyelim. Ama sonuç değişmeyecektir.''

''Nasıl bu kadar emin konuşuyorsun?'' diye sordu Furkan derin bir nefes alarak. Aldığı nefes ciğerlerinde sıkışmış gibi bir süre veremediğinden rengi mora çalıyordu şimdi. Ateş onu her zamanki soğukkanlı tavrıyla cevapladığındaysa, sıkıntılı bir of çekerek karbondioksiti havaya salmayı başarmıştı.

''Çok kez geçmişe döndüm. Tek bir olay için, tek bir kez dönebilme hakkım olduğunu tecrübe edişim emin ol kısa bir zamanımı almadı. Çalışmalarım sırasında, fazlasıyla değişik güce sahip birçok insan da yanımdaydı unutuyorsun sanırım.''

''Hiçbirinin Ela'nınki kadar kuvvetli bir gücü yoktu ama. Tamam, Destina'yı ayırırsak demek istiyorum.''

Ateş kafasını iki yana sallarken ''Ne söylersem söyleyeyim, kendi gözlerinizle görmeden ya da Ela size anlatmadan emin olmayacaksınız.'' dedi. Arkasına yaslandığı esnada o çarpık gülümsemesi hala yüzündeki yeri koruyordu. ''O halde bekleyelim ve Ela hazır olduğunda istediğiniz gibi deneyelim. Haklı olduğumu göreceksiniz.''

#

Son olanlar, gözlerimi açmadan kısa bir saniye önce zihnime hücum ederken yeniden sürükleniyor hissine kapılmadan edemedim. Kirpiklerim, yapıştırılmış gibi zor ayrıldılar birbirlerinden. Görüş açıma giren ilk şey, göz bebeği kocaman olmuş ve mavilerini örselemiş olan Mavi Göz'ün telaş dolu gözleriydi.

''Çilli?''

Dudaklarım kurumuştu. Kıpırdamaya çalıştığım esnada elimin üzerinde varlığını hissettiğim sıcaklık, Mavi Göz'ün eline aitti. İstemsizce gözüm ellerimize kaydığı an elini kaçırmak istedi ancak parmaklarımı sıkıca kapattım ve buna izin vermedim. Şaşırmıştı. Bakışlarındaki telaşın yerini, yorgunluk olduğunu düşündüğüm o mahzunluk alırken derin bir nefes almaya çalıştım.

''Su verir misin?''

Mavi Göz elimi tuttuğu elini bir santim bile kımıldatmadan komodindeki bardağa uzandı. Onu gözlerimle takip ederken Mavi Göz'ün odasında olduğumuzu hemen anlamıştım. Yerimde biraz doğruldum ve sol elimi uzatarak uzattığı bardağı sıkıca kavradım. Dudaklarıma götürdüm ve birkaç yudum aldıktan sonra tekrar Mavi Göz'e verdim.

''Biraz daha iyi hissediyor musun şimdi?''

''Berna nasıl?''

Mavi Göz tebessüm ettikten sonra başını biraz öne eğdi ve kafasını iki yana salladı. ''Hala kendinden önce başkaları için endişe etmeye devam ediyorsun.'' dedi yüzündeki tebessümü sesine de yansıtarak. ''Beni her geçen gün şaşırtmayı nasıl başarıyorsun böyle?''

SIR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now