SIR | Bölüm 10

13.4K 1K 268
                                    



-SIR- | Bölüm 10

           
Tüm bedeninize hükmeden doğaüstü bir güç olduğunu düşünün. Öyle bir güç ki hafızanızda o ana dair yaşadığınız ne varsa hiçbir kalıntı bırakmayan, sarsıntılı, sizi zayıf düşüren, belki biraz da yaralayan...

Uyandığımda başucumda bulmayı en son umacağım insanın gözlerine bakıyordum.

''Yiğit?''

Doğrulmak için ufak bir hamle yaptığımdaysa bir el omzuma uzandı ve engelledi beni. Kafamı çevirip elin sahibine baktığımda diğer sürpriz isimle karşılaştım.

''Mine? N'oluyor, neden buradayım?''

Etrafa şöyle bir bakındığımda okulun revirinde olduğumu anlamak pek de zor olmadı. ''Bayıldın.'' şeklinde yanıtladı Mine sorumu. Kaşlarım çatıldı.

''Bayıldım mı? Yine mi?"

''Anlaması zor olmasa gerek Ela. Ama yine de senin için özet geçeyim. Yeşim Hoca derse girecekken tuvalete gitmek için izin istemiştin. Sonra koridordan bir gürültü yükseldi. Gülce tuvalette makyaj tazelediği için derse geç kalmıştı. Dönerken seni koridorda baygın halde yatarken bulmuş. Sonuç olarak buradasın.''

Aklım almıyordu. Hafızamı en son nerede olduğumu hatırlamak için zorladım ancak güçlü bir baş ağrısı dışında pek bir getirisi olmadı. Odak noktamı değiştirense tanıdık melodinin etrafa yayılması oldu.

''İki saattir susmuyor. Al da cevapla şunu artık.''

Mine telefonumu kucağıma bırakırken bakışlarım Mavi Göz'e doğru kaydı. Başımda öylece dikiliyor, tek kelime etmiyordu. Gözlerinde daha önce de birkaç kez karşılaştığım o his vardı sanki.

Suçluluk...

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.
''Onur?''
Yiğit ağzımdan çıkan isimle eş zamanlı olarak derin bir nefes aldı ve revirden çıktı.

''Sonunda! Neredesin Ela sen? Yine mi ekiliyorum yoksa?''

''Revirdeyim. Buraya gelir misin?''

Onu neden yanıma çağırdığım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Ancak ona karşı kendimi suçlu hissediyordum. Sanki beni Mavi Göz'den uzaklaştıracak tek şey, Onur'un bana olan ilgisine karşılık vermekti. Tam bir saçmalıktı bu, biliyordum. Ancak bulunduğum çıkmazda tek çıkar yol kafamı dağıtacak ve beni tüm bu olayları düşünmekten uzaklaştıracak birisiydi. Onur da bu görevi layıkıyla yerine getiriyordu hiç şüphe yok. ''Ela?!'' diyerek içeri girdikten hemen sonra kollarını iki yana açtı ve ''Neden buradasın sen? Neden haber vermiyorsun?'' diye sordu sitemle karışık.

''Yeni yeni kendime geliyorum. Nasıl haber verebilirdim ki?''

Onur yanımdaki boşluğa oturduktan sonra sağ eliyle yüzüme düşen saçımı kulağımın arkasına doğru sıkıştırdı. ''Neyin var?'' Bu hareketi bana Mavi Göz'ün o akşam omzuma kondurduğu öpücüğü hatırlattığında gözlerimi yumdum ve derin bir nefes aldım.

''Bayıldığımı söylediler. Aslına bakarsan hiçbir şey hatırlamıyorum. Yani neden bayıldığım hakkında en ufak bir fikrim yok.''

''Bayılman olağandışı bir şey değil ama neden hatırlamadığına gelirsek, orası biraz garip olmuş doğrusu.''

Katılıyordum. Fazla garipti. Hayatım boyunca baygınlık geçirmemiş biri olarak bu okula geldiğimden beri ikinci kez bu durumu yaşıyordum. Ya sağlığımda bir problem vardı ya da bilmediğim şeyler dönmeye devam ediyordu. Nedense bir şey hatırlamıyor oluşumu fırsat bilerek benden bir şeyler gizlemeye devam ediyor gibiydi herkes. Aralarında kendime en yakın gördüğüm isim, Bulut bile birtakım şeyleri saklamaya çalışıyormuş gibi hissediyordum.

SIR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now