SIR | Bölüm 38

4.5K 344 133
                                    




-SIR- Bölüm 38

Multi : Yeni Kapak Tasarımını nasıl buldunuz?


Sorun çıkacağına emindim. Ameliyat vakti hayli yaklaşmışken, ikisi arasında gidip gelen bakışlarım, Mavi Göz'ün ''Neden buradasınız?'' deyişiyle tek bir noktada sabitlenmeyi başardılar.

"Ela, kardeşime iliğini verecek. Biliyorum, kaçtığımı düşündünüz ve bu yüzden beni takip-"

"Seni takip etmedim. Ela'nın burada olduğunu biliyordum."

Mavi Göz'ün ağzından dökülenler, bunun olabileceğine dair tahminlerimi kanıtlarken "Diğerleri de burada mı?" diye sordum. Beni başıyla onayladıktan sonra beklediğim hiçbir davranışı sergilememesi, şaşırmama neden oluyordu. Önce ''İyi misin?'' diye sordu. Ardından Ateş'i yanında götürme ihtiyacı hissetmeden, ona ''İyiyim." dediğim an odadan çıktı. O çıkar çıkmaz, Mine ve Bulut'un telaşla içeri girmeleri, Bulut'un Ateş'i yakasından tuttuğu gibi duvara yapıştırmasıyla hızla gerçekleşirken ''Dur!'' diye bağırdım ikisi arasına atılarak.

''Bulut, lütfen bırakır mısın?''

''Seninle sonra konuşacağız Ela! Sonra!''

Fazla öfkeliydi. Bu tutumu Mavi Göz'den beklerken Bulut'tan görüyor olmak, onlara açıklama yapmadığım için pişman olmama sebep oluyordu. Ateş, Bulut'u üstünden atmayı başardığında Bulut bu kez gücünü kullandı ve sanki görünmez bir elle Ateş'in morarmasına neden olacak kadar sıktı boğazını.

''Bulut lütfen!''

Bu kez daha gür çıkmıştı sesim. Beni dinlemeye karar vererek gözlerini Ateş'ten çektiği an, Ateş boğazına sarıldı. Birkaç kez öksürdü. Onun da Bulut'a saldıracak gibi olduğunu fark ettiğim an aralarına girdim ve bu kez çıkmaya niyetim yoktu.

"Ateş'in bir suçu yok. Kaçmadı, size haber vermediğim için beni yalnız bırakmak istememiş hepsi bu!"

"Esas soru, senin neden bize değil de Ateş'e haber verdiğin zaten!'' diye söylendi Mine. O da en az Bulut kadar kızgındı. Bunu ses tonundan anlarken ''Eğer dün gece olacakları görmeseydim belki de-" diyerek başladığı cümlesini yarıda kestim.

"Dur biraz. Bu anı daha önce görmüş müydün?"

"Bu anı değil. Senin Berna'nın yanından Umut'u gizlice alışını gördüm. Hemen Yiğit'i aradım. Anında anladı. Senin ona iliğini vereceğini biliyordu." dedikten sonra soluklandı ve devam etti. "Sabah hangi hastaneye gittiğini bulabilmek için toplandık. Ama Yiğit bunu da tahmin etti. Diğerleri her ihtimale karşı diğer hastanelere giderken, o senin en uzaktaki hastaneyi seçeceğinden emindi."

"Yine de haber vermeliydin."

Bulut biraz sakinleşerek bana doğru döndü ve birkaç adımda yanıma ulaşıp bedenimi göğsüne bastırdı. O an, vücudunun titrediğini fark edebilmiştim. "Çok korktuk. Bunu bize söylememen için hiçbir sebep yoktu."

"Eğer size söyleseydi, ona engel olmaya kalkmayacak mıydınız yani?" diye sordu Ateş. Bulut'a öyle sert ve öyle öfkeli bakıyordu ki az sonra aralarında bir kavgaya tutuşsalar, bu kez kimsenin ayıramayacağına emindim. Ancak Bulut'un az önceki tavrından eser kalmamıştı.

"Elbette engel olmazdık. Konu sen olsan, bu durumu engellemek için elimden gelen her şeyi yapardım ama kardeşinin hiçbir suçu yok. Bunu sana söylemekle emin ol ki içinde bir minnet duygusu uyandırmaya çalışmıyorum ama zaten bir hafta önce Berna ve ben de kan vererek test yaptırmıştık."

Şimdiyse Ateş'in yüzündeki öfke yerini şaşkınlığa ve gittikçe anlamakta zorlandığım bir başka ifadeye bırakıyordu. Bulut ve Berna'nın test yaptırdığından haberim yoktu. ''Siz de bir şey söylemediniz.'' dediğimde ''Eğer ameliyat olacak olsaydık, emin ol söylerdik.'' diyerek yeniden kızgın bir bakış attı ve beni susturdu.

SIR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now