SIR | Bölüm 23

7.3K 510 60
                                    


Beni instagramdan takip ederek sorularınızı ve isteklerinizi iletebilirsiniz 🥰 kullanıcı adım @gulsahhcann

_________

-SIR- Bölüm 23

Beynimdeki sesleri susturabilmenin bir yolu olmalıydı. Düşüncelerimi duyabildiği gibi kontrol de edebilseydi Gülce keşke. Ya da Mine'nin gelecek görüsü yeteneği, geçmişi değiştirebilmek olsaydı. Her şey düzelir miydi o zaman?
Belki Bulut kalbime ya da beynime hükmedip de değiştirebilirdi hissettiklerimi. Furkan'ın 'her şey güzel olacak' cümlesine birden ikna oluverirdim, olmaz mıydı?

''Nasıl ortada yok?'' diye sordu Mine ayaklanarak.

İkizlerden bir süre ses çıkmadı ve birbirlerine
baktılar. Sanki bir şeyler daha biliyorlardı ancak anneleri tarafından konuşmaları yasaklanmış iki çocuk gibi davranıyorlardı.
''Furkan.'' dedim ikizlerin karşılarında durarak. ''Bence arkadaşların bir şeyler anlatmak için ikna edilmeleri gerekiyor.''
İkizler birbirlerine bakmaya devam ediyorlarken bir tanesi ''Ela, bunu size söyleyemeyiz. Bizi zorlama.'' dedi.
Haklıydım.
Bir şey saklıyorlardı. Ardından diğeri devraldı sözü.

''Yiğit'i bulmak için nereye gideceğimizi biliyoruz ancak orada başımıza ne geleceği belli değil. Size yalnızca haberiniz olması gerektiğini düşündüğümüz için geldik. Daha fazlasını anlatırsak Yiğit-''

''Sus artık, biraz daha konuşursan zaten her şeyi öğrenecekler.''

Birbirleri arasında bir kavgaya tutuştukları sırada Bulut'a doğru baktım. Ne istediğimi anlamış gibi kafasını salladı ve o saniyede ikizlerin ayaklarını kıpırdatmalarına engel oldu kaçmamaları için.
''Size son bir şans veriyorum.'' dedim. ''Ya kendi isteğinizle olanları anlatır, samimiyetinize bizi ikna edersiniz ya da Furkan olan biteni öğrenmemiz için sizi konuşturur.''
Kapana sıkıştıklarının farkındaydılar. Bu nedenle sağdaki ''Tamam.'' dedi birden. ''Nasıl olsa öğreneceksiniz.''
Kardeşine bakarken ondan son bir kez onay almak istiyor gibiydi. Ardından konuşmaya devam etti.

''Nur'un gidebileceği bir yer olduğunu öğrendi Yiğit. Seneler önce oturdukları eve gittik birlikte. Komşularından biriyle görüştüğümüzde bize bir adres verdi adam.
Onur ve Nur, anneleri öldükten sonra birkaç aylığına süt annelerinin yanında kalmışlar. Kadın daha sonra İstanbul'dan taşınmış ama konuştuğumuz kişi taşındığı yeri biliyordu. Biraz zor oldu onu konuşturmak ancak Yiğit sonrasında hafızasını sildi ve şimdi hiçbir şey hatırlamıyor. Bu sayede adamın Nur'a haber vermesini de engellemiş oldu. Ancak Yiğit bizi yanına almadı burada sizinle bir bağlantısı olmaya devam edebilmemiz için.
Yalnız gitti.
Gittiğinde her gün bizi arayıp rapor istiyordu. İki gün öncesine kadar kafasında bir plan yaptığını ve bunu uygulamak için doğru zamanı beklediğini biliyorduk. Sonrasını ise zaten biliyorsunuz.''

Bu sırada Bulut doğru söyleyip söylemediklerini anlamak adına kalp atışlarını kontrol ediyordu.

''Neredeymiş bu kadın peki?''
''Eskişehir'de. Adres hala elimizde ancak Nur oradaysa ve Yiğit ona yakalandıysa, onu iki başımıza kurtarabilir miyiz bilmiyorum.''
''Yalnız olmayacaksınız. Bulut ve ben de sizinle geleceğiz.''
Şaşkın bakışların üzerimde dolandığını hissettiğimde derin bir nefes aldım ve devam ettim. ''Her ne olursa olsun. Onunla karşılaşmaya gücüm olmasa bile benim yüzümden başına bir şey gelmesine izin vermeyeceğim.''

#

İkizlerle geçirdiğimiz birkaç saatin ardından Yiğit'le geçirdikleri zaman boyunca olanları detaylı bir şekilde öğrenmiştik artık. Sırada, Yiğit'e bir şekilde ulaşmak vardı şimdi. Okan, Yiğit'in ortadan kayboluşuna iyimser yaklaşarak ''Belki planına dahil bir şeydir bu da'' diye düşünüyordu. Ancak Hakan tam tersi, her gün rapor istemek için kendisini arayan zeki bir adamın, haber bile vermeden ortadan kayboluşunun altında bir şeyler arıyordu. Bir yanım Okan'a katılmak isterken kendimi Hakan'ın teorisinden geri alamıyordum.
Hep en kötüsünü düşünmemenin gerekliliğinden bahsederlerdi. Ancak insanın sevdiği biri söz konusu olduğunda, hep en kötüye yorulurdu olasılıklar.

SIR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now