SIR | Bölüm 26

6.8K 437 63
                                    


-SIR- Bölüm 26

"Dur dur dur! Kalkan mı? Şekil değiştirme, vücut kontrolü... Ne saçmalıyorsun sen, benimle dalga geçesin diye mi onca yolu peşinden geldim?''

Sarp, Mine ve Furkan'a öfkeyle bakıyorken oturduğu tabureden kalktı ve ''Bu kadar yeter!'' dedi kesin bir dille. Çıkışa doğru yöneldiği sırada ''Sarp bekle!'' diyerek onu durduran Mine değil, Furkan olmuştu.

''Anlattığımız hiçbir şeyi seninle dalga geçmek için uydurmadık. Düşündüğünün aksine, şaka olmasını başından beri ben de istiyorum. Ancak değil... Bize inanmak zorundasın.''

''Boşa zaman harcıyoruz.'' dedi Mine oflayarak. Ona kalırsa, kendi dünyalarından olmayan birine bunca şeyi anlatıyor olmak bile saçmalıkken, şimdi bir de Sarp'ı kendilerine inandırmak için bir şeyler yapmaları gerekiyordu.

Sarp ''Evet!'' derken iyiden iyiye kızarıyordu suratı. Öfkesinin her geçen dakika arttığını anlamak için yeterliydi yüzüne bakmak. ''Bence de boşa zaman harcıyorsunuz. Buraya Berna'yı bulabilmek için geldim ve olanlara bak! Kimsiniz siz ha? Berna'yı tanıdığınız falan yok değil mi? Ona siz mi bir şey yaptınız yoksa?'' Sarp yeniden volta atmaya başladığında telefonunu çıkardı ve bir şeylerle uğraşmaya başladı orayı terk etmemeyi tercih edip. Gitmeyişi, öfkesine rağmen orada kalışı hala arkadaşını bulma umudu barındırıyordu.

Furkan ''Onu ikna edeceğim.'' diyerek Sarp'ın arkasından ilerlemeye başladığında ''Sıkıldım artık, buna laf mı anlatacağız bir de olanlar yetmiyormuş gibi.'' şeklinde bitirdi cümlesini. Ancak Mine onu durdurdu.

''Sakın! Gücünü kullanarak bir şeyler öğrenmeye çalışırsan, Berna'yı ortaya çıkarmak için elimizde olan tek şeyi de kaybederiz. Unutma, gücü olmayanlar etkimizden çıktığında hiçbir şey hatırlamıyorlar. Bana bırak.''

Mine, Sarp'ın yanına ulaşarak ''Sana ispatlayacağım.'' dedi. ''Madem anlattıklarımıza inanmıyorsun -ki bunu inan bana son derece normal karşılıyorum- o halde gördüklerine inanmayı tercih edebilirsin belki.''

Sarp karşısında hala saçmaladığına inandığı genç kıza üstten bir bakış atarak gülmeye başladı.

''Neyi ispatlayacaksın? Az önce anlattığın gibi geleceği görebildiğini mi? Ne söyleyeceksin mesela, birazdan düşeceğim ve dizim kanayacak diyerek yere mi atacaksın kendini?''

Mine onu umursamadan etrafında kendi yansımasını görebileceği bir şeyler aradı. Gazeteyle çevrelenmiş pencerelerden birinin üzerindeki kağıt parçalarını yırttıktan sonra pencerenin karşısına geçti ve bir süre kendine baktı hareket dahi etmeden. Sarp çatık kaşlarıyla Mine'yi izlemeye devam ediyor, bir yandan da etrafına bakarak bir şeylerin değişip değişmediğini kontrol ediyordu. İşlerin nasıl ilerlediği hakkında en ufak bile yoktu ve başına bir şey geleceği korkusuyla çevresinde olası bir tehlikeye karşı kullanabileceği bir şeyler aramaya koyuldu.

O, tam kilise girişinde duvarın hemen yanında dayanmış olan demir parçalarına doğru ilerliyordu ki ''İşte!'' diye bağırdı Mine. Biraz güldü ondan beklenmeyecek bir samimiyetle. ''Az önce benim düşeceğim ve bu sayede sana kendimi kanıtlayacağımla ilgili kurduğun cümle içten içe simirlenmeme neden olmuştu ancak yere kapaklananın sen olduğunu görmek, beni fazlasıyla keyiflendirdi doğrusu.''

''Ne saçmalıyorsun yine? Ne zaman düştüğümü görmüş olabilirsin ki?''

Sarp kurduğu cümlenin ardından yalnızca bir dakika sonra, elektrik kablolarından birine takıldı ve sırtüstü kapaklandı yere. Mine pencereden gözünü ayırarak yerde yatmakta olan ve az önce duyduğu, gerçekleştiğine kendi üzerinden şahit olduğu şeyin şokuyla kıpırdayamayan Sarp'a baktı.

SIR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin