SIR | Bölüm 34

4.9K 363 47
                                    



-SIR- Bölüm 34

Ateş, karşımızda son derece çaresiz bir tavır sergiliyorken, bakışlarım Okan'ın kolları arasındaki çocuğa doğru kaydı. Berna ''Umut, Ateş'in kardeşi.'' dedi sonunda düzene soktuğu nefesini verirken. ''Ve onun için yapamayacağı şey yokmuş, öyle duydum.''

''Sana Umut'u bırakmanı söyledim. Neler yapabileceğimi burada en iyi sen biliyorsun Berna. Beni karşına almak istemezsin.''

Ateş, Berna'yı tehdit ederek korkutmaya çalıştığında bunun bir işe yaramadığını fark etmesi uzun zamanını almadı. Ardından ''Lütfen.'' dedi dolan gözlerini gizleyemeyerek. ''Lütfen onu bırak.''

Berna'nın yanına doğru adımladım. Ardından ''Nasıl buldun onu?'' diye sordum fısıltıdan farksız çıkan bir ses tonuyla. Berna ''Zor olmadı.'' derken bir kez daha Ateş'e doğru döndü. ''Ama şimdi daha önemli bir işimiz var.''

Sonunda o an gelmişti. Teyzeme yeniden kavuşabilecektim belki de. O lanet gün hiç yaşanmamış gibi hayatımdan kötü anılarımın hepsini silebilecek ve Mavi Göz'ün kollarına gönül rahatlığıyla atabilecektim kendimi. Fakat, merak ediyordum. Ateş neden Nur'un yanında olmayı seçmişti ve diğerleri kimdi? Kafamda bunca şey dönüp duruyorken, Berna'nın dediğini yaparak hemen geçmişe dönmelerini sağlamak, bu soruların cevabını alamayacağımız anlamına geliyordu. Bu nedenle ''Hayır.'' dedim Ateş'e doğru dönerek.

''Geçmişe dönmeden önce yapacağımız son bir şey kaldı.''

Meraklı bakışların tümünü üzerime çekmeyi başardığımda, Okan'ın yanına ilerledim ve çocuğu alarak Ateş'in önüne getirdim. Kollarımın arasında titreyen ve sesi çıkmayan çocuk, fazlasıyla korkmuş görünüyordu. ''Biliyor musun Umut?'' diye sordum gözlerimi Ateş'inkilerden ayırmadan. ''Abin şu an tam karşında duruyor.''

Küçük çocuk bir hamleyle elimden kurtulmaya çalıştığında buna izin vermedim ve onu biraz daha sıkıştırdım. ''Korkma, sana zarar vermeyeceğim. Tabii abin, bizimle iş birliği yapmayı kabul ederse.''

''Blöf yapıyorsun. Sen asla birine zarar veremezsin Ela. Hele bir çocuğa, asla.''

''Denemek istiyor musun bunu sahiden?''

Ateş tereddütle gözlerime baktığında, mimiklerimi kıpırdatmadan öylece yüzüne bakmaya devam ediyordum. ''Lanet olsun!'' diye bağırdı birden. ''Umut hasta! İlik kanseri ve onu hemen bırakmazsanız-''

''-Şu an beni tehdit edebilecek pozisyonda olduğuna inanıyor musun gerçekten?''

Yeniden gözleri doldu. Ardından birkaç kez arkasına döndü ve kafasında bir şeyleri tarttı. Gülce'ye doğru döndüğümde, Ateş'in aklından bize yardım etme fikrinin geçtiğini anlamıştım. Bu nedenle blöfümü bir doz daha artırarak masanın üzerindeki bıçağı aldım ve Umut'un kapalı gözleri önünde birkaç kez salladım.

''Bak Ateş, ne var burada? Bak!''

Ateş bize doğru çevirdi bedenini. Ardından bıçağı görür görmez yüzünde oluşan öfke, onu bana doğru bir adım atacak kadar gaflete düşürdü. İşaret parmağımı dudaklarıma götürerek sus işareti yaptım ve Umut'u korkutmamak adına ''Eğer söylediklerimi yapmazsan, neler olabileceğini gördün.'' dedim bıçağı yeniden masaya bırakıp.

''Tamam!'' dedi Ateş ve dizlerinin üzerine doğru düştü istemsizce. Kardeşine ne denli değer verdiğini ve onu canından daha çok sevdiğini anlamıştım artık. Berna, bu hamlesiyle her şeyi en olumlu anlamda değiştirecek bir şeyi başarmıştı. Ona edeceğim teşekkürler içimde birikirken, Umut'u yeniden Okan'a teslim ettim.

SIR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now