SIR | Bölüm 15

11.6K 755 143
                                    


Medya : Mine Soray

(+18 Uyarısı) : Bölüm içinde yetişkin içerik kısmı belirtilmiştir. Geçmek isteyenler (+18) yazısını gördüğünde "#" işaretinden sonrasını okumaya devam edebilirler.

-SIR- Bölüm 15

Hangi histi bu bedenimi sarıp sarmalayan? Düşünceler denizimde kulaç atmak ne zamandan beri bu kadar zorluyordu kollarımı? Nefesimi tutup da saatlerce dalabildiğim cümleler, boğazıma sarılan ahtapotlara dönüşeli ne kadar zaman olmuştu?

Patlama günü...

Her şeyi başlatan o gündü hayatımı bu denli değiştiren.

Islak saçlarımı elimdeki havluyla usul usul kurularken ''Ben yatıyorum. Bir şeye ihtiyacın var mı?'' diye sordu Bulut odasının kapısına yaslanarak. Kafamı iki yana salladım.

''Teşekkür ederim. Gayet iyiyim. Sen beni düşünmeden huzurla uyu lütfen. En azından bugün başımı derde sokamayacak kadar yakınındayım.''

Gülümseyerek ''Emin ol sırf bu nedenden rahat ve huzurlu bir uyku çekeceğim. İyi geceler.'' dedi. Kapısı gıcırdayarak kapandığında derin bir nefes aldım.

Saat epey geç olmuştu. Mavi Göz'se hala ortada yoktu. Erdem'le ilgili meseleyi hallettiğine dair gruba bir mesaj atıp yine kayıplara karışmıştı.
Burada, ona en çok ihtiyacım olan günde bana her zaman yetişeceğini söylemesine rağmen yalnız bırakıyordu beni. Sanki beynimdekiler yeteri kadar zorlamıyormuş gibi, bir de o sınıyordu kokusunun yokluğuyla.

''Gereksiz herif.'' diye söylendim birden sesli düşünerek.

''Kimmiş o gereksiz olan?''

Yiğit'in sesiyle olduğum yerde sıçrarken elimi kalbime götürdüm.

''Cin misin sen be, nereden çıktın sessiz sessiz?''

Uzun zamandır böyle korkaklıklar yapmıyordum ancak en saçma hallerim hep Yiğit'in önünde olmak zorunda olduğundan şaşırmadım bu duruma.

''Neden geciktin?''

''İşlerim vardı.''

Yanıma oturarak kafasını arkaya doğru yasladı ve başka hiçbir şey söylemedi. Kafamda ona sormak istediğim sayfalar dolu soru zinciri oluşmaya başlarken kendimi tuttum. Açıklamak isteseydi, açıklardı.

Gelmek isteseydi, çoktan gelirdi.

Elimdeki havluyu kenardaki sandalyenin üstüne bırakarak iyice yayıldım ve ayaklarımı kendime doğru çektim.

''Çekirgeleri bilirsin. Üçüncüde zıplayabildiklerini gören olmamış ve sanırım ben de çekirgeyim.''

Mavi Göz kahkaha atarken bana doğru çevirdi başını ve  ''Nesin sen, nesin?'' diye sordu kaşlarını çatarak.

''Çekirge.'' dedim mimik bile kımıldatmadan. Tekrar güldü.

''Peki.'' Derin bir nefes aldıktan sonra kolunu başımın altından geçirdi ve beni kendine doğru çekti. ''O halde sana bir sorum var çekirge. Sor bakalım kendine. Senin dışında hangi çekirgenin özel güçleri varmış? Ya da senin dışında hangi çekirgenin ona bir şey olmasına asla izin vermeyecek dostları varmış?''

Bu kez ben güldüm. Ancak gülme sebebim tamamen sinirimdendi. Kurduğu cümlede takılabileceğim en saçma şeye takılarak, 'dost' kelimesinin altını çizmişti beynim.

''Çekirgelerin dostları olmaz.'' dedim.

Mavi Göz ''Ama sevdikleri en az bir kişi olmalı.'' dediğindeyse nefesimi tuttum. Başımı kaldırarak mavilerine diktim gözlerimi. ''Çekirgelere kimse aşık olmaz. Onların sevdikleri olsa bile , sevdikleri çekirgeleri bir gün üçüncü kez zıplayamadıkları için terk ederler.''

SIR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin