SIR | Bölüm 16

11.1K 664 120
                                    


Medya : Ela Pekinci

( çizim Elnazar Bayın tarafından yapılmıştır , bundan sonra bölümlerde ve instagramda bu çizimlere yer verilecektir.)

-SIR- Bölüm 16

Dün gece Nur denen kızın mesajını aldığımızdan beridir hiçbirimizin gözüne uyku girmemişti. Sabaha kadar oturup caddeye alevlerle yazılan mesajın, başımıza gelebilecek olan tehlikelerin analizini yapıyorduk ancak sonuç nafileydi.

''Ne yapacağız şimdi? Hepten sıkıştık.'' diyen Mine'nin ardından Furkan atladı lafa.

''Bu Onur'un ikizi olmalı. Başımızı belaya sokacak başka biri gelmiyor aklıma. Hem neden bu denli kinlenmiş olsun ki... Kesinlikle o ölen orospu çocuğuyla ilgili bir durum söz konusu.''

''Haklısın.'' diyen Mavi Göz'e çevrildi bu kez gözler. ''Onur kız kardeşinin de bizim gibi olduğundan bahsetmişti. Hatırlıyorsun değil mi?''

Yönelttiği soruya karşılık kafamı sallamakla yetinirken oturduğum koltuğa iyice sıkıştım. Bacaklarımı kendime çektim ve ''Ne zaman bitecek?'' diye sordum fısıltıdan farksız çıkan ses tonumla. Ortamda yükselen oflamalar, sorumun cevabını onların da bilmediğinin bir başka kanıtıydı.

''Bundan sonra ayrı dolaşmak yok. Tek başımıza hareket etmeyeceğiz. Birimizin bir işi olduğunda mutlaka diğerimiz o kişinin yanında olacak. En azından bu belayı da başımızdan savuşturana kadar böyle olması gerekiyor.''

Herkes Bulut'un sözüne katılıyordu. Ancak düşünmemiz gereken bir başka problemimiz daha vardı.

''Okula gitmeliyiz. Yeşim Hoca'ya bugün eksiksiz okulda olacağımızı söyledim. Bu kez de birimiz eksik gidersek, bizden iyice şüphelenmeye başlayacak.''

Haklı olduğuma dair mırıltılar çıkarırlarken ayaklanmaya başladılar. Bu sırada telefonum bir kez titredi.

Mesaj teyzemdendi.

Ona iyi olduğuma dair bir mesaj attıktan sonra ben de ayaklandım ve banyoya doğru ilerledim. Yüzüm sararmıştı. Bir kez daha güçsüz hissettim kendimi o an. Aynadaki yansımam, tüm bu olan biteni atlatabilecek kadar güçlü bir kıza ait değildi sanki. Güçlü bir insan olmak, hayal gibi göründü daha birkaç saat öncesine kadar böyle hissetmiyorken. Neden bu kadar çabuk pes ediyordum? Neden her tehlikede 'bu kez kazanamayacağım' diyordum kendime? Neredeydi beynimde yankılanan, beni güçlü olduğuma inandıran o ses?

''Sana ihtiyacım var...'' diye mırıldandım gözlerimi yumarak. ''Sana daha önce hiç ihtiyaç duymadığım kadar ihtiyacım var.''

''Ela iyi misin? Bir şey mi oldu?''

Gülce'nin sesiyle gözlerimi yeniden açarken derin bir nefes aldım ve suyu kapatarak ''İyiyim. Geliyorum birazdan.'' dedim.

İyi değildim.
Korkuyordum. Fakat korkumun nedeni ölmek miydi, kaybetmek mi? Teyzemi bir daha görememek miydi? Yoksa bambaşka bir sebepten mi titriyordu ellerim? Mavi Göz'ün kokusunu bir daha hissedememek mesela...
Ya da hayatımda ilk kez tattığım bu duyguyu, iliklerime kadar dokunan bu yaşama hissini bir daha içimde bir yerlerde bulamamak mı?

Bir kez daha baktım aynadaki yansımama. Tüm bunları yaşamıyorken daha da beter halde oluşum geldi aklıma. Ardından teyzemle yaptığım konuşma ve haklılığım. Şimdi, olduğumdan daha da güçlü olmam gereken bir noktadayken pes etme eşiğine geliyordum ve bu hissin bir an önce ortadan kaybolması gerekiyordu. Eski halime dönemezdim. Eğer eski ben olursam, hiçbir yardımım dokunmazdı ailem dediğim insanlara. Hele de aralarında onları en iyi koruyabilecek yeteneğe sahip olan benken...

SIR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin