SIR | Bölüm 21

8.2K 556 127
                                    


-SIR- Bölüm 21

Tam bir haftadır Nur'un izini sürüyorduk.
Ancak sanki yer yarılmıştı ve içine girdim diye bizi kandırıp göklere uçurmuştu kendini.

Öyle zonkluyordu ki başım...
Birkaç sakinleştirici hap yazılıydı reçetemde. Almayı unutmuştum. Ya da unutmayı istiyordum. Çünkü kendimi uyuşturmak, zaman kaybetmekten başka bir şey değildi.
''En son İstanbul'da kendi ismini kullandığını biliyoruz. Sonrasında ne havaalanında ne de otobüs terminallerinde hiçbir kayıt yok.''
Kendimi iyi olmaya öyle çok zorluyordum ki etrafımdaki herkes kısa sürede kendimi böyle toparlamış olmamı şaşkınlıkla izliyorlardı.

''Pes etmeyelim, araştırmaya devam edelim. İlla bir yerde açık verecek.''

Bulut kiliseye nefes nefese kalmış bir şekilde girerken ''Bir iz buldum!'' diyerek toparlamaya çalıştı cümlesini. Anında ayaklanırken Bulut'un ağzından çıkacak kelimelere odaklandım.
Elindeki sarı kağıdı uzattıktan sonra ''Üç gün önce evine uğramış. Komşularından biri, iki adamla birlikte gelip bütün eşyalarını topladığını sonra da anahtarı kendisine bırakıp gittiğini söyledi.'' dedi. Elini cebine atarak biraz karıştırdı ve etrafa yayılan şıngırtı eşliğinde bir anahtarlık çıkarıp uzattı yine bana doğru.

''Ne duruyoruz, gidip bakalım bir iz var mı diye. Belki evinde bir şeyler unutmuştur. Ya da nerede olabileceğine dair bir ize rastlarız.''

Mine, Gülce'nin heyecanına karşılık ''Sanmıyorum.'' dedikten sonra ekledi. ''Anahtar bizim elimize geçsin diye yaptı bunu. Oraya gitmemizi istiyor ve gideceğimizi bile bile orada kendine ya da yerine dair bir kanıt bırakması neredeyse imkansız.''

''Mine haklı.'' diyerek yerime oturdum ve anahtarı inceledim. ''Evde bir şey bulacağımız kesin. Zaten o da bunu istiyor değil mi?''
Mine'ye doğru dönerek ''Nur çok zekice hareket ediyor ve bu oyunlarının daha bitmediğini gösterir.'' dediğimde anlık bir korku kapladı bedenimi.
Buna izin vermemeliydim.
Derin bir nefes aldım hemen toparlanabilmek adına. Ama öyle derin bir nefesti ki ciğerlerim patlayacakmış gibi oldu bir an için.

''Daha ne oyunu anlamıyorum? Bitmedi mi yani? Bizimle uğraşmaya devam mı edecek?''

Gülce'nin sorularına karşılık kafamı salladım ve ''Bitmedi.'' dedim. ''Onun ustaca oynadığı bu oyun ben ölmeden bitmeyecek. Önce ne hissettiğini anlamam için teyzemi aldı. Şimdi de beni istiyor. Sayıca üstünüz. Şu an kaçması, bizden korktuğunu gösterir ancak geride de durmuyor. Nefesinin ensemizde olduğunu bilmemizi istiyor.''

''Ne yapacağız peki? Gidecek miyiz o eve? Ne var aklında?''

Belki de yanlış bir karardı verdiğim. En azından Nur'u asla hafife almamam gerektiğini biliyordum. Yalnızca gücüyle değil, zekasıyla da alt etmişti hepimizi ve şimdi oyunun ikinci eli dağıtılıyordu.
Bu kez kaybetmemeliydim.
''Yardıma ihtiyacımız olacak.'' diyerek hepsiyle ayrı ayrı göz teması kurdum ve devam ettim konuşmaya.

''Bizim gibi birilerinin daha olup olmadığını öğrenme vakti geldi.''

#

Nur'un terk ettiği evine doğru ilerlerken orada işe yarar bir şey bulamayacağımız konusunda kendimi ikna etmeye çalışıyordum. Bir yanımsa hala umut doluydu. ''Ufacık olsa bile bir ipucu...''

''İç sesini duyabiliyorum ve inan bunu en az senin kadar ben de istiyorum Ela. Ama biliyorsun ki Nur böyle bir hatayı asla yapmaz.''

Gülce'nin iyi niyetli de olsa olumsuz yaklaşımı üzerine suratım asıldı. Boş hayallere kapılıp ardından hayal kırıklığına uğramamı istemiyordu. Ancak herkes hata yapardı, değil mi?

SIR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin