SIR | Bölüm 29

6.4K 435 65
                                    



-SIR- Bölüm 29

''Ne demek gitti?!''

Okan öyle bir bağırdı ki boş kilisenin duvarlarında bir süre boyunca titreyen sesi çınladı. Umutsuzca kendini oturduğu tabureye bırakırken ''Nasıl?'' diye sordu bir kez daha. Sarp telaştan delirmek üzereyken volta atmaya devam ediyor, Berna'yla aralarında geçen konuşmayı tekrar tekrar anlatıyordu bir yandan.

Kendimi teselli edebileceğim tek şey, Berna'nın sonunda gerçekleri öğrenerek Nur'un yanında bize karşı durmayacak oluşuydu. En azından bir düşman eksilmişti hayatımızdan. Ancak ikizler ve Sarp için aynını söylemek güçtü. Sarp onu durduramadığı için kendine kızarken, Okan da Berna'yı durduramadığı için Sarp'a kızıyordu. Aralarında, Sarp ve Berna ilişkisinden ötürü gelişen gerginlik gittikçe artıyordu ve Okan'ın sakin kalmakta güçlük çektiğini görebiliyorduk hepimiz.

''N'olacak şimdi? Nasıl bulacaksınız Berna'yı?''

''Üzgünüm.'' dedi Mine. ''Ama önceliğimiz Nur. Berna şu an yaptıklarının pişmanlığı yüzünden yalnız kalmaya ihtiyaç duyuyor olmalı. Bırakalım, kendi isteğiyle ve kendini iyi hissettiğinde dönsün buraya. Eminim Ela'yla yüzleşmek onu çok zorlayacaktır. O da kolay şeyler yaşamadı.''

Açıklamasına harfiyen katılıyordum ancak Sarp ''Gitmesine izin vereceksiniz yani?'' diye sordu bize katılmadığını belli eden bir ses tonuyla. ''Ya Nur ona bir şey yaparsa? Ya Berna, söylediği gibi Nur'un karşısına çıkıp ona hesap sormaya kalkarsa?''

''Haklı.''

Okan yerinden kalkarken çıkışa doğru yürümeye başladı ancak Bulut onu kolundan tutarak yakaladı. ''Hiçbir yere gitmiyorsun.'' dedi önüne geçerek.

''Onu yalnız bırakamam. Sarp'ın dediği gibi eğer Nur'un karşısına tek başına çıkmaya kalkarsa hiç şansı olmayacak Bulut. Bırak beni.''

''Mantıklı düşünemiyorsun.''

''Böyle bir durumda nasıl mantıklı düşünmemi bekliyorsun?!''

Kolunu savurarak Sarp'a doğru ilerlediğinde ''Nasıl izin verebildin gitmesine? Aklım almıyor!'' diye bağırdı bir kez daha kendini kaybetme eşiğine gelerek. Gülce onu onaylarken ''Nur'a ulaşmak ve onu alt etmek için elimizdeki tek seçenek Berna'ydı. Onu da senin yüzünden kaybettik.'' dediğindeyse Okan iyice öfkelendi.

''Tek sebep bu değil mi? Sizin umurunuzda olan tek şey Nur'u alt etmek! Anlamıyor musunuz? Berna benim arkadaşım, sırdaşım, o benim-''

''Bu kadar yeter.''

Mavi Göz'ün sesi, Okan'ın cümlesini böldüğünde başıma saplanan ağrıdan dolayı gözlerimi kapattım. Bitkin hissediyordum. O sırada ''Biliyorum.'' diye devam etti sözlerine Yiğit. ''Berna bizim için bir basamaktı evet. Ama sizin ona verdiğiniz değeri de bizim için nasıl çırpındığınızı ve arkadaşınızı sırf bu sebepten orada, Nur'un yanında bırakmak zorunda kaldığınızı da biliyorum. Emin ol Okan, ne hissettiğini benden iyi anlayacak birini daha bulamazsın.''

Kurduğu o son cümle, kalbimin en derinlerine dokunurken aptal diye fısıldadı kafamdaki ses usulca. Onu yok saymak, son günlerde gittikçe zor bir hal almıştı. Yumuşamaya başladığımı ve Nur'a karşı geldiğimde beni engelleyecek şeylere doğru çekildiğimi hissediyordum.

Mavi Göz'e doğru.

''Berna gitti ve onun dönmesini beklemekten başka çaremiz yok Okan. Sakin olmak zorundasın. Hepimiz sakin olmalıyız ve işleri düzene sokmanın bir yolunu bulmak zorundayız.''

Okan, Mavi Göz'ün cümleleriyle az öncekine nazaran daha sakin bir tavır takınarak ''Biraz hava almalıyım.'' dedi ve kiliseden çıktı. Sarp da onun peşinden ilerledi bir süre sonra. Bulut bir köşede hala araştırmalarına devam ediyorken ayaklandım.

SIR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now