SIR | Bölüm 13

13K 877 145
                                    


-SIR- | Bölüm 13

Geçirdiğim düşünce dolu gecenin ardından gözlerimi tam yummuştum ki dış kapıdan gelen kilit çevrilme sesi doldurdu kulaklarımı. Sanırım teyzem eve gelmişti. Gülce'yi uyandırmaması için hemen ayaklandım ve odamdan çıktım. ''Günaydın prensesim!'' diyerek şen bir şekilde kapıyı kapattığı sıra, işaret parmağımı dudaklarıma götürdüm ve salonda yatan Gülce'yi kontrol ettim. Teyzemin koluna girerek onu salonun kapısına doğru çektiğimde içeriye doğru bir göz attı.
''Arkadaşın mı?'' Usulca kafamı salladım. Ardından ''Gel.'' diye fısıldayarak teyzemi odama doğru çektim.

''Günaydın teyzeciğim.''

Birkaç saniye süren sıkı bir sarılmanın ardından birbirimizden ayrıldık ve ''Arkadaşın nasıl oldu?'' diye sordum hemen. Çantasını yatağıma bıraktı ve ardından derin bir nefes aldı. ''Aynı. Durumunda bir değişiklik yok, bugün de hastanede kalacak. Anlayacağın bugün de evde olmayacağım ama istersen arkadaşın yine bizde kalabilir sana eşlik etmek isterse.''
Kafamı sallayarak ''Sorarım.'' dedikten sonra ekledim. ''İşe gidecek misin bugün peki?''

''Gideceğim tabii ki. Biraz dinleneyim diye geldim. Bir saat uyurum, sonra bir duş alır çıkarım diye düşündüm. Ondan erken geldim.'' dedikten sonra bir şey fark etmiş gibi duraksadı. ''Sahi senin bu saatte ayakta ne işin var güzel kızım, uyuyamadın mı?''

''Zaten geç uyuduk dün gece. Ben de duş almaya fırsat bulamadığımdan sabaha alarm kurdum. Şimdi duşa girecektim.''

Uydurduğum yalanın inandırıcılığı karşısında ben bile şaşırmıştım o an doğrusu. Normalde bu kadar rahat yalan söyleyebilen ya da olaylara kılıf uydurabilen biri olmamıştım hiçbir zaman. Ancak değişiyordum. Bu değişim beni bile şaşırtırken teyzemin ileriki günlerde hakkımda ne düşüneceği ya da ne gibi bir yorum yapacağıysa hala aklımda kalan en büyük soru işaretlerinden biriydi doğrusu. ''Tamam bakalım. Sen duşuna gir, ben de size yiyecek bir şeyler hazırlayayım.''

Teyzeme bakışlarımla itiraz ederken ''Ben duştan çıkınca bir şeyler hazırlarım. Sen doğruca yatağına gidiyorsun ve uyuyorsun şimdi.'' dedim. O kadar yorgundu ki normalde asla kabul etmeyeceği bu teklife burun kıvırmakla yetinmişti. Çantasını aldı ve ''O halde ben biraz uzanayım. Evden çıkarken beni uyandırırsın, olur mu?'' diye sordu. Kafamı salladıktan sonra yanağına sulu bir öpücük kondurdum ve ben de onunla birlikte odamdan çıkarak banyoya doğru yöneldim.

#

''Haberi yok değil mi hiçbir şeyden?''

Ağzına kocaman bir peynir dilimini atan Gülce'yi, hala dolu olan ağzına tıktığım ekmek yardımıyla susturdum.

''Tabii ki yok. Yaşadıklarımız fazlasıyla normalmiş gibi bir de teyzeme mi anlatacağım? Sus da önündekileri ye.''

Gülce ağzındaki lokmayı yeterince çiğneyip bir güzel yuttuktan sonra ''Sen de iyice Yiğit-Mine karışımı bir şey oldun be. Bir atarlar bir giderler... Nerede bizim şu yumuşak turuncu yanın?'' diye sordu.

Belki de haklıydı.

O yönümden eser kalmadığının farkına yeni yeni varıyordum. Eski korkak, pısırık halim yok oluvermişti. Özgüvenim çoğalmıştı ve eskisine nazaran daha net, daha keskin bir kişiliğe bürünmüştüm. Bu yeni halim beni bile korkuturken, çevremdekilere kendimi nasıl ifade edeceğim konusunda endişelerim vardı artık. Oysa önceden böyle olmayı deli gibi isterdim. Aynaya baktığımda kendine güvenen bir kızı görmeyi, hayatta net kararlar almayı ve onları tereddüt bile etmeden uygulamayı, kolay kolay bir şeyden korkmadan güçlü kimliğimi ortaya çıkarmayı...

SIR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now