Sonra bir anda tıpkı az önceki gibi her şey dondu. Bu kez odada yalnızca Mavi Göz ve Ateş vardı. Dolap yerli yerinde, duvar sapasağlam görünüyordu. Neler döndüğünü o an anladım.

Ateş zamanda geriye dönmüştü.

İyi de nedendi? Neden bunu yapma ihtiyacı hissetmişti? Neyi düzelttikten sonra bu ana geri dönmüştü? Ve esas soru, tüm bu olanlar yaşanırken ben nasıl her şeyin farkında kalabilmiştim?

Kalkan.

'Doğru' diye geçirdim içimden. Demek gücüm sayesinde Ateş geçmişte geriye dönse bile bunu fark edebilecek kadar kendimde kalabiliyordum. Bu iyi bir şey miydi? O halde neden delirmemiştim? Neden Ateş'le birlikte geçmişe dönememiş ve yalnızca bir şeylerin değiştiğine şahit olabilmiştim? Kafam hayli karışmışken Mavi Göz'ün sesi kulaklarımı doldurdu.

''Ela? Uyanmışsın, iyi misin? Ağrın var mı? Ben doktora haber vereceğim!''

Cevap vermeme fırsat kalmadan odadan öyle hızlı çıktı ki henüz açtığım ağzım yeniden kapandı. Sonra gözlerimi Ateş'e diktim. Yüzündeki korku dolu bir ifade vardı ancak bunu gizlemek için elinden geleni yapıyor gibi görünüyordu.

''İyisin değil mi Ela? Umut da çok iyi, onu yoğun ba-''

''Az önce ne olduğunu biliyorum. Daha doğrusu ne yaptığını.''

Ateş az önce geçmişte geriye giderken zamanın donduğu gibi dondu kaldı. Ne diyeceğini bilemez halde konuşmak için ağzını her açısında yeniden kapadı ve saçlarını karıştırarak yüzünü sıvazlamakta aradı çareyi. Ancak olanların peşini bırakmaya, hele ki aklımda bunca soru işareti varken sorgulamaktan vaz geçmeye hiç mi hiç niyetim yoktu.

''Bana anlatacaksın. Az önce neden geçmişe döndün? Orada ne yaptın ve olanları nasıl değiştirdin? Her şeyi anlatacaksın bana!''

''Ela ben-''

''Her şeyi gördüm. Uyandığımda burada kavga ediyordunuz. Yiğit seni gözümün önünde dolabın olduğu tarafa doğru fırlattı. Sonraysa her şey durdu, geriye aktı sanki.''

''Benimle birlikte geçmişe döndüğünü mü söylüyorsun yani?''

''Hayır! Bu daha farklıydı. Ben hala bugündeydim sanki. Yalnızca zamanın geriye doğru aktığını, bir şeylerin değiştiğini gözlerimle gördüm. Her şeyin farkındaydım. Capcanlı, zihnim hala yerindeyken... Ama geçmişe döndüğünde ne yaptığın hakkında en ufak bir fikrim yok! Anlatacaksın! Yiğit sana neden saldırdı ve sen neden geçmişe dönüp sana saldırmasını engelledin, her şeyi bilmek istiyorum!''

Sustu. Yalnızca yüzüme bakmakla yetindi ve onu kurtaran, doktorla birlikte odaya dalan Mavi Göz olmuştu. Kafam karmakarışıktı. Doktorun söylediği hiçbir şeye odaklanamıyordum. Beni konuşturması gerekmeden yatağımın önündeki masada duran kâğıda bir şeyler karalayarak odadan ayrıldığı için ona içimden teşekkür ettim. Ardından Mavi Göz'ün bu duruma fazlasıyla bozulacağını hatta öfkeleneceğini bilsem de ''Yiğit bizi Ateş'le yalnız bırakır mısın?'' dedim kibarca. Olanları önce ben öğrenmeliydim. Eğer Ateş'in geçmişe dönme sebebi, az önce Mavi Göz'ün kendini kaybetmesine neden olacak kadar büyük bir nedense, ona bunu söylemeden önce her şeyi bilmem gerekiyordu.

Gözlerime söylediklerimi doğru duyup duymadığını ölçercesine birkaç saniye bakarken ''Lütfen.'' dedim yeniden. Bir şey söylemedi. Bu isteğimin onda merak duygusundan çok kafa karışıklığı uyandırdığını biliyordu. Ameliyata girmeden önce ona koridorda sarılmış oluşumun ardından Ateş'le yalnız kalmak isteyişimi çok başka şeylere yorabilirdi belki de. Ancak şu an önem sırasında birinciliği alan sorun bu değildi.

SIR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now