⚘yirmi sekiz

11.8K 635 144
                                    

yayımlanma tarihi: 1 eylül, 2020

🎞two feet*had some drinks

Belki onuncu kez aynı soruda takılmıştım. Aşağıdan gelen gürültüler beni engelliyordu ve sanki yetenden fazla çalıştığımızı, biraz nefes almam gerektiğini bağırıyordu. Doğruydu belki ama hem Thomas'a hem de kendime notlar çıkarmak o kadar da kolay değildi.

Kendi kendime iç çekerek üzerimdekileri değiştirdim. Biraz aşağıdakilere göz gezdirebilirdim ve bu, Dennis'in saat başı gelip beni davet etmesini engellerdi. Carlos dışında herkes buradaydı; aslında planları kulübe gitmekti fakat Thomas istememişti. Evden doğru düzgün çıktığı yoktu; ya beni rahatsız ediyor ya da ders çalışıyordu. Bir hafta geçse de henüz tüm dersleri vermemiş, yine de çabalamaktan Dennis'in gözlerini yaşartmıştı.

"Hayır, ben böyle çok iyiyim." dediğini duydum Brant'in, o sırada merdivenlerden aşağı iniyordum. Brant, Gavin'in telefonda gösterdiği her neyse onu reddediyordu. Dennis televizyonda Veronica'yla birlikte oyun oynuyordu. Zach ve Thomas'ın sırtı bana dönüktü, etrafları biraz bulanık olduğu için ne yaptıklarını göremiyor ama tahmin ediyordum. Sanırım sigara içiyorlardı.

Gavin, Brant'e ısrar edeceği sırada burnunun kemerini sıkarak Thomas'a döndü. "Yeter be, kusacağım artık."

"Bu geçen seferki değil. Ateş ediyor, iyi." Zach, ağzındaki dumanı üfledikten sonra elindekini Gavin'e uzattı. "Dene bak."

"Bay Wolf bir öğrensin, seni biçecek." diye güldü ve başını iki yana salladı. "Hepsinin tadını bildiğimden eminim, benlik değil."

Matthew "Ver bana." dediğinde Thomas'ın kaşları kalktı, muhtemelen laf sokacağı sırada beni gördü ve duraksadı. Matthew, uzattığı ama artık son basamağa gelip net gördüğümde sigara olmadığından emin olduğum şeyi içmeden önce bana doğru döndü.

Göz kırparak selam verdi ve içmeden önce "Oo... Prenses, kulesinden çıkmış." dedi.

Oyuna odaklanmış Veronica ve Dennis dışında herkes geldiğim için beni tebrik etti. Onlara göz devirip yapmaları gerekenin tam olarak ders çalışmak olduğunu söyleyeceğimde kendimi durdurdum. Gavin'e bunu söylemeye hakkım yoktu çünkü derslerde yıldız öğrenci olduğunu biliyordum. İkisini aynı anda nasıl yürütebiliyordu? Oldukça hırslı olmalıydı.

"Bir şeyler yemek isteyen va-" diye soracağım sırada hepsi anlamış, hevesle onaylamıştı. Başımı iki yana sallayarak gülümsedim, Thomas'a bakmamaya özen göstererek mutfağa gittim.

Arkamdan Matthew'un öksürerek küfür ettiğini, Brant'in ona kızdığını, sonra da Matthew'un arkadaşının kulaklarından özür dilediğini duydum.

İçeriye, kapıyı kapamadan Gavin girdi. Sürgüyü kendi çekti. "Yemeğe esrar bulaşmasını istemem."

Dolabı açtığımda duraksadım. "Esrar mı?"

"Evet. Zach'in asilikleri." Masaya oturmadan önce cevabını bildiği, yine de nezaketen sorduğunu duydum: "Yardıma ihtiyacın var mı?"

"Hayır, teşekkürler." Aklımda neler yapabileceğim şekillenirken onunla konuşmaya devam ettim. "Uzun sürecek, içeride kal istersen."

"Sıkıldım." diye ofladı. "Den ve Nica oyundan başını kaldırmıyor. Brant benimle kızlar hakkında konuşmuyor, Matthew zaten yeminliymiş gibi yorum yapmaya tenezzül etmiyor. Zach muhtemelen uçmuş durumda, Thomas da... O... Bir garip işte."

"Nasıl yani?"

"Ders çalışmaktan beyni bulandı galiba." derken tereddütle duraksayışımı izledi. "Ona yardım ettiğini biliyorum. Bir sorunu var, nedir?"

masum ve yasakWhere stories live. Discover now