⚘on yedi

11.2K 730 97
                                    

yayımlanma tarihi: 7 mayıs, 2020

🎞agunda*луна не знает пути

Tatilin son gününü kendime zehir etmiştim. Thomas Boyle'a yenilmeyi kendime kabullenemiyordum, bu yüzden sessiz ve uzak kalıyordum herkesten. Neyseki saatlerimi mutfakta geçirdiğim için kimse bir farklılık göremiyordu.

Hep birilerinin yanında olduğum için de Thomas sadece imalı bakışlar atmakla kalıyordu. Bir ara bundan o kadar çok sıkılmıştı ki Dennis'in yanında neredeyse beni tutup kendine çekecek sanmıştım; son anda elini geri indirmiş ve bir yeri kaşınmış gibi yapmıştı.

Eve döndüğümüzde odama kapanmıştım. Dennis bir ara iyi olup olmadığını sormuştu; ben de dersleri çok boşladığımı, çalışmam gerektiğini söylemiştim.

Ertesi gün erken kalkıp okula taksiyle gitmiştim. O zaman Dennis iyice işkillenmişti, bu sebeple de öğle tatilinde yanlarına gitmeyi planlamıştım.

Okuldan bahçeye çıktığımda elimdekileri çantama yerleştiriyordum ki birinin adımı söylediğini duydum. Okula ilk başladığımda tanıştığım erkek grubundan Lewis'ti arkamdaki. "Nasılsın?"

"İyiyim." dedim, hızlı bir gülümseme sunarak. Aceleci adımlarımdan gitmesini istediğimi belli ediyordum ama bunu fark etmemişti.

"Okulda yoktun. O günün notlarını verebilirim istersen."

Şaşırdım. Lewis, dersleri önemseyen biri gibi durmuyordu. "Not mu tutuyorsun?"

Güldü. "Hayır ama birinden bulurum."

"Ben ikinci sınıf konularına çalışmaya çoktan başladım. Bu senekiler bitti. O yüzden gerek yok." dedim, telaşlı sesle.

"O zaman bir yerlere gidelim çıkışta? Sana civarı tanıtmış olurum."

Üzgün bir şekilde baktım; onu kırmak istemiyordum ve reddetmek için bahane aradım. "Okul bittiğinde eve dönmem lazım."

"Ben bırakırım seni. Sadece birkaç saat takılırız."

O berbat kelimeyi söylediği için ilk önce donakaldım. Ardından da kısa ve kaba bir özür mırıldanarak hızlı adımlarla Dennis ve Matthew'un oturduğu yere yöneldim. Uzaktalardı, az önce Thomas da oradaydı ama şu an yoktu.

Kolumdan çekildim. Tam beni tutan Lewis'e bakacaktım ki iri bir beden önümden hızlıca geçti. Lewis'in parmaklarını benden ayırdı ve kırarcasına ittirdi.

Lewis, bir an afallasa da önüme geçen Thomas'a oflayarak baktı. "Bütün kızlar senin değil koç, sakin ol."

"Uzaklaş. Hemen."

Lewis'e yaklaşan arkadaşlarından biri "Bir sorun mu var?" diye sordu. "Lew?"

Yanaklarımı şişirerek Thomas'ı çekeledim ama yerinden kıpırdamadı.

"Yine şu salaklardan biri ego gösterisi yapıyor." Lewis, kollarını göğsünde birleştirerek Thomas'a baktı. Aslında Thomas'tan hem yaşça hem de görünüş olarak küçüktü. Arkasında arkadaşları olması onun geri adım atmamasını sağlıyordu. "Bellanita senin kumaşın değil. O yüzden gitsen iyi edersin, Thommy'cik."

Ve Thomas, Lewis'e kafa attı.

Lewis geri sendelediğimde arkadaşlarından biri onu tuttu. "Sevdin mi Thommy'cik darbesini? Bir yumruk da hediye edebilirim, baya lezzetlidir."

Thomas, Lewis'e odaklanmışken arkadaşlarından uzun olanı Thomas'a sert bir yumruk attı. Öylesine ağırdı ki eli, Thomas'ın başı yana savrulduğunda yere kan tükürmüştü. "Anlaşıldı, hepiniz tatmak istiyorsunuz."

masum ve yasakWhere stories live. Discover now