masum ve yasak

⚘otuz sekiz

yayımlanma tarihi: 29 ağustos, 2021

🎞lloyd*all i need (slowed, reverb)

Nefesim kontrolümün dışına yavaş yavaş çıkarken gözlerim onunkilere sabitlenmişti. Yanaklarım hafifçe kızarmış, heyecan kıpırtıları tenimi gıdıklamaya başlamıştı.

Hafifçe eğildi, dudakları tenime o kadar yakındı ki dokunmuyor oluşu adeta işkence gibi geliyordu. Sesindeki yaramaz ton gözlerimi kırpıştırmama sebep oldu. "Öyleyse Nita, istediğin nedir?" diye fısıldadı.

Parmak uçlarıma yükseldim, eğildiği için yüzüm anca omzunun üstünden bakıyordu. Kulağının yakınına ulaşırken bir yandan da sağ elim, yanağından yukarı ağır hareketlerle çıkıyordu. "Bize bir yer bul, Thomas."

Yanağındaki elimi kavradı ve aşağı indirdi, ardından arkasını dönerek beni yönlendirdi. Yürürken karnımda çalkalanan hisler nabzımın boynumda patlarcasına atmasını sağlıyordu.

Thomas merdivenleri çıkarken bazı insanlar ona selam verdi ama Thomas'ın gözü hiçbirini görmemiş gibiydi. Bu tepkiyi şaşkınlıkla karşılayanların gözleri bana kaydı. Neyseki çok fazlasına maruz kalmadan elimi bıraktı, cebinden çıkardığı anahtarıyla bir kapıyı açtı ve durarak bana döndü. Yanağımın içini ısırarak içeri girdiğimde burasının ofis tarzı bir yer olduğunun farkına vardım. Göğsüm hızla kalkıp indi.

"Birkaç oda var ama hepsi dolu." Tepkimi ölçercesine beni izledi, ardından da sırıttı. O sırada organlarımın resme takla attığına yemin edebilirdim. "Grup yapmak istemeyeceğini düşündüm."

Oyununa uyum sağlayasım geldi, onu kazanmaya ne kadar istekli olduğum hakkında bir fikti yoktu. O ana kadar, benim de bu derece olduğundan haberim yoktu tabii.

Belimi masanın kenarına yasladım, kollarımı göğsümde kavuşturdum. "Sen istersin yani?" diye mırıldandım, müzik buraya kadar geliyor olsa da seviyesi gayet düşüktü. Düşünürmüş gibi sağ elimi çenemin altına koydum, ardından yavaşça eteğimin ucuna indirdim. "Bir başkasının bunu yapması senin için sorun değil mi?" diyerek işaret parmağımı yavaşça bacağımdan yukarı çıkardım, o sırada eteğim de yavaş yavaş yukarı katlandı.  Thomas'ın donan ifadesini görünce kıkırdadım. "Veya bu?" diyerek devam ettim ve külotumun ince ipini tutarak çekeler gibi yaptım.

Hızlı adımlarla, neredeyse beni sarsmak istemiş gibi bir hışımla yaklaştı. Elimi sıkıca tutup cıkcıklayarak bacaklarımdan uzaklaştırdı. "Başkasını hayal edebiliyor musun?" Boynumu sıkıca tutarak başımı kaldırdı, baş parmağını dudaklarımda gezdirdi. Dudaklarım aralandığında baş parmağı dilime değdi, yavaşça geri çekti, ardından tekrar dilimin üzerinde kaydırdı. "Söyle, Nita." Parmağı hala ağzımda olduğu için sadece ona bakarak onaylamayan bir ses çıkardım. Islak parmağını çeneme, oradan boynuma ve göğsüme doğru indirdi. "Güzel."

Eline nazikçe dokundum, hızlı bir nefes verdim. Ardından gözlerimi dudaklarına indirdim. "Dilin. Üzerimde istediğim o." Bakışlarım gözlerine çıktı, dudaklarımı yaladım. "Şimdilik."

Gözlerini yavaşça kapadı, sanki gerçekliğinden emin olmak istermiş gibi düşük sesli müziği ve göğsümün kalkıp inişini dinledi. Boğuk bir kahkaha attı, gözlerini tekrar açtığında bakışı beni ürpertti. Elleri vücuduma uzandı, üstümü hızlı bir şekilde çıkardı. Sağ elinde kalan tişörtümü masaya koymak için iyice yaklaştı ama masaya bıraktığında geri çekilmedi.