⚘otuz beş

7.7K 512 75
                                    

yayımlanma tarihi: 22 temmuz, 2021

🎞the weekend*save your tears (slowed)

Thomas kızgın hissediyordu. Dennis'in onunla konuşmak isteyip hayatına burnunu sokmasına veya korkutucu bir süre boyunca telefonlarına çıkmamadına karşı değildi ama bu his. Dennis ile mutfağa doğru ilerlerken arkasında bıraktığı Bellanita yüzünden kızgındı. Güzel yüzü daha önce onda hiç görmediği bir utançla kıpkırmızı kesilmiş, sanki dünyanın en yanlış şeyi Thomas'la birlikte olmakmış gibi bir ifade belirmişti gözlerinde.

Thomas o kadar kötü biri olduğunu daha önce hiç düşünememişti. Yaptığı çoğu şeyin yanlış olduğundan emindi elbette ama Bellanita için bu kadar büyük hayal kırıklığı olmak içini sıkmıştı. Göğsünde ağır bir şey hissediyor, baskıyı atmak istercesine göğsüne vurmak istiyordu.

Bellanita'dan uzaklaştıklarında çoktan mutfağa ulaşmış, masaya yaslanmıştı Thomas. Dennis ise kapıyı kapadıktan sonra ona dönmüş dik dik bakmaya başlamıştı. Thomas umursamazı oynamaya karar verdi. "Umarım bana nutuk falan çekmeyeceksindir."

Dennis böyle bir tavır bekler gibi istifini bozmadı. "Ne yapacağının söyleneceği yaşı çoktan geçtin." Eliyle kapının ardını işaret etti. "Ama bu... yapabileceğin en bencilce şeydi."

Thomas mızmız bir çocuk gibi kollarını birleştirip itiraz etmemek için zor durdu. Bencil olduğunu biliyordu ama bir zarar vermemişti ki. Yoksa... Thomas, Bellanita'yla ilişkileri hakkında doğru dürüst konuşmadıklarını fark etti. Ama ne yapmadı gerektiğini de bilmiyordu, daha önce hiç deneyimlememişti. İşin doğrusu, bir yerde sıkılacak ve aralarındaki her şeyin biteceğini düşünmüştü. İstediği her şeyi aldığında sona ererdi, oyun gibi. Nitekim öyle olmadı; yakın zamanda olacağını da sanmıyordu.

Dennis'e içindekileri nasıl anlatsa bilemiyordu. Zorunda değildi zaten. Fakat Bellanita... Onunla konuşmak istiyordu; nasıl ve ne yapacağını bilmese de.

"En ufak hatamızda babamın bizi çağıracağını biliyorsun. Burada yaptıklarımızın birazından bile haberi olsa neler olur düşünebiliyor musun? Gerçekten geri dönmek mi istiyorsun, Thomas?" Thomas'ın gözlerinden boş bir ifade geçti. Dennis buna tepki olarak alayla, biraz da imayla güldü. "Açıklamaları nasıl olsa ben yaparım, bir şekilde yine ve yine paçayı sıyırırsın diye düşünüyorsundur elbette."

Thomas, Dennis'in bir yere kadar haklı olduğunu biliyordu. Babası burada gece klübü işlettiklerini öğrense muhtemelen kapattırırdı. Kaç yaşında oldukları veya ne kadar uzağa gittikleri önemli değildi. Babası onlarla az konuşur ama her sözü bir emir olurdu. Üstelik bu durumda babası onlara güvenmişti de. Bellanita yetişkin olsa da onlara emanet sayılırdı.

"Bu kadar büyüyeceğini düşünmedim."

"Bir Chalsea vakası daha mı olacak?"

Thomas gözlerini kırpıştırdı bu kıyaslamaya karşılık. Chalsea ve Bellanita'nın alakası yoktu ki! "Chalsea ile çıkmadım. Durumun farkındaydı."

Dennis farkı anlamakta güçlük çekiyormuş gibi baktı, ardından yavaş yavaş algıladı. "Bellanita ile çıkıyor musunuz?"

"Evet." dedi Thomas, hiç tereddütsüz.

Dennis inanılmaz duygu değişimleri yaşıyordu. Ne yapsa bilemiyordu. Kardeşinin sonunda bir sevgilisi olduğunu öğrendiğinde onu tebrik edeceğini, rahatlayacağını düşünmüştü. Nasıl olduğunu soracaktı; hatta biraz dalga geçip eğlenecekti. Thomas'ı dize getirebilecek bir kız olduğuna inancı geri gelecek, kardeşinin mutluluğuna sevinecekti. Ama Bellanita... Thomas için çok kırılgandı. Dennis anlayamıyordu. Sanki sorumluluklarının yükü üst üste binmiş, en ufak hatasında üstünde devrilmek için an kolluyorlardı. Dennis boğuluyormuş gibiydi ama niye?

masum ve yasakWhere stories live. Discover now