⚘on beş

12.4K 758 88
                                    

yayımlanma tarihi: 28 mart, 2020

🎞patron*taviz yok

Evet, okulum başlamıştı. İlk dersimin de 'Thomas Boyla'a bakmama' adı altında işleneceğini öğrenmiştim. En mantıklısı buydu çünkü etkisi altına girdiğimde, yer gök biliyor ki, beni kontrol edebiliyordu.

Çok da zor bir ders değildi çünkü bizzat kendisi soğuk davranıyordu. Sadece bana değil, herkese karşı. Bunu ilk fark eden Gavin olmuştu. Onunla uğraşmaya devam ediyordu, Thomas ise keyifsizce geçiştiriyordu.

Brant, her ihtimale karşılık Rosalinda'nın bir doktora görünmesini söylemiş ve onunla birlikte geri dönmüştü. Onların peşine takılmayı düşünmüştüm fakat yaydıkları gerginlik benimkinden bile yüksek olduğu için vazgeçmiştim.

Şimdiyse tekli koltukta öylece oturuyordum. Bir süre Carlos'un atıştırmalıkları bitirmesini izleyip bana teşekkür etmesini dinledim. Veronica da kardeşinin gitmesinin verdiği rahatlıkla neredeyse Matthew'un kucağında yatarak yüksek sesle televizyon izliyordu. Televizyondaki saçmalıklar hakkında yorum yapıp Dennis ile birlikte gülüyorlardı. Matthew da... Veronica'yı izliyordu.

"Ölü gibisin." diye homurdandı Gavin. Yanında oturan Leila da ona katılarak başını salladı, diğer tekli koltukta somurtarak oturan Thomas'a baktı. "Bir kız tarafından reddedildin sanki ki bu imkansız."

Thomas ona öyle bir ters bakış attı ki ben olsam kaçmak isterdim ama Gavin şokla doğruldu, gülmekle şaşırmaya devam etmek arasında kaldı. "Hadi be! Kim o koca yürekli?"

Thomas, öfkeden gerilmiş boyun damarlarını patlatmak istercesine konuştu: "Kes sesini."

Matthew'un Veronica'nın kulağına fısıldadığını göz ucuyla gördüm. Veronica anında bana baktı ve sırıtarak baş parmağını kaldırarak bana 'aferin' der gibi yaptı. İkisi de dikkatini televizyona verdi ama kulaklarının burada konuşulanlarda olduğu anlaşılıyordu.

Ne? Ne? Nasıl oluyor da herkes anlıyordu! Şu an kıpkırmızı olmamdandı belki de. Yukarı çıksam çok mu garip ve yanlış anlaşılırdı? Kesinlikle. O yüzden hareketsiz bir şekilde durdum, varlığım fark edilmesin diye.

Gavin yalvarırcasına konuştuğunda Leila rahatsız olmuş gibi kıpırdandı. "Kim olduğunu söyle, Thommy. Gerçekten merak ettim."

Leila atladı: "Boş versene. Körün tekidir."

"Tatlım, sakin ol." dedi, neredeyse gıcığa kaçan bir tavırla. Leila'dan pek haz etmediği ortadaydı ama bir şekilde onunla birlikte gelmişti.

Thomas Boyle da bunu yapıyordu. Kızlara güzel anlar yaşatıyor ama onları dinlemiyordu. Yeri geldiğindeyse ittiriyordu. Ve daha garip tarafı, kızlar bunu bilse de geri durmuyordu. Tamam, o görünüş olarak nadir erkeklerden olabilirdi ama lütfen, huy olarak kesinlikle değildi.

Thomas, Gavin'in tekrar ona baktığını gördü. Dişlerinin arasından konuştu: "İşin mi yok senin?"

"Tam olarak öyle."

Leila, Gavin'i dürttü. Gavin iç çekti ve kendi kendine mırıldandı, kıza döndü. Sanırım onu buraya kendisinin getirdiğini, ilgilenmek zorunda olduğunu hatırladı.

Ona onaylamayan bir bakış atsam da üzerinde durmadım. Eminim ki Dennis, Brant, Carlos, Zach dedikleri diğer arkadaşları da böyleydi. Muhtemelen Matthew da eskiden bu şekilde davranıyordu. Ne kadar acımasızca olsa da bunu kabul edenler olduğu sürece yargılayamazdım.

Gece yaklaştığında ortamda çok tatlı sohbetler de döndü. Bunları başlatan Veronica'ydı. Herkesi rahatça boyunduruğu altına alabiliyordu ve onu kız kardeşi gibi görenler de sözüne uymaktan kaçınmıyordu. Kendimi bir o kadar yabancı, bir o kadar da iyi hissediyordum. Böyle bir ortamda hiç bulunmamıştım, sakin bir eğlenceydi.

masum ve yasakWhere stories live. Discover now