Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Thomas bana yaklaştıkça bedeni gözümde iyice büyüyor, sanki ona katlarca aşağıdan bakıyormuşum gibi geliyordu. Kalp atışlarım birbiri ardına, çıkıp kaçmak istercesine hızlıydı. Vücudumun Thomas Boyle'a verdiği tepki bana çok yabancıydı. Alışamıyordum. Her seferinde heyecandan bayılacak hale geliyordum.
Kitaplıkta duran elim yavaş yavaş yanıma düştü ve bir adım geri attım, tamamen içgüdüsel olarak. İyice koyu bir renge bürünmüş gözleri üzerimde dolaşırken ürkmemem imkansızdı.
Tatlı bir şekilde güldüğünde ardına kadar açık gözlerle ona baktım. Vücudum ısınmıştı, parmaklarım titriyor ve nefesim düzenleşiyordu. Bunu, sahte bir sinirin arkasına ekledim. Sesimin azarlayıcı çıkmasına dikkat ederek söylendim: "Sapıklaşmadan bir saniye bile duramıyor musun?"
Tek kaşını kaldırdı. "Neden durayım ki?"
Bana doğru, ben farkında olmadan koskoca adımlar atmış olmalıydı ki birkaç saniyelik bıkkınlıkla göz kapayışımın sonrasında dibimdeydi. Yakınlığı kesinlikle baştan çıkaran bir büyüyle süslenmişti.
En son baktığımda biz birbirimizle anlaşamıyorduk. O benden yakınıyordu, ben de onu görmezden geliyordum. Hangi ara bu hale gelmiştik?
"Seni zorlamayacağım." dedi, Thomas. Buğulanan düşüncelerim bir anda kayboldu çünkü bana doğru hafifçe eğilmişti ve nefesinin tenime çarpmasını sağlamıştı. "Bana geleceksin. Şimdi. Öyle değil mi?"
Doğruydu. Ne kadar utanırsam utanayım, tüm kızarmalara rağmen bir anda kendimden geçebiliyordum. Konu, vücudumun onu istemesi olunca aklımı kaybedebiliyordum.
Ona gidecektim.
Onunla anlaşmıştım. Herkes gibi. Ağına düşmüştüm ve bundan pişmanlık duymuyordum. Bunun beni yaptığı kişi umurumda değildi.
Thomas'ın dudaklarında alt dudağımı ısırmama sebep olan bir gülümseme belirdi. Sesi mırıldanır gibi alçak ve içinde kaybolabileceğim kadar da boğuktu: "Ah, işte o bakış..."
Gözlerimde büyüyen arzuyu gizlemedim, bu onu harekete geçirdi ve dudakları, benimkilerle buluştu. Bu hisse alışamamın verdiği afallamayla tutunacak yer aradım ve bu, Thomas'ın kolları oldu. Teni sıcaktı. Bedeninin, benimkinin yanında ne kadar büyük olduğunu hissetmem vücudumu titretti.
Elini belime sardığında dilini dudaklarımın üzerinde hissettim, yaramaz bir tavırla ağzımın içine doğru kıvrıldı ve tamamen özgür bir tavırla beni keşfetti. Vücudum, bu anı bekliyormuş gibi açlıkla ona doğru titredi.
Ani bir şekilde beni kucağına aldığında boynuna tutundum. Beni yukarı, odaya götürdü. Sırtım yatağa değdi ve bacaklarımla kollarım Thomas'a sarılı olduğu için o da üzerimdeydi.
