⚘on

14.3K 667 109
                                    

yayımlanma tarihi: 10 aralık, 2019

Çok büyük bir sorun vardı.

Okuldayken ne zaman ders başlasa, istisnasız, on ikinci dakikasında aklım Thomas Boyle'a kayıyordu. Gözlerim dışarıya ya da tavana, bazen de elimde stresten paramparça olan kaleme odaklanıyordu ama kesinlikle öğretmene ya da slayta değil.

İşin aslı, düşüncelerime tam anlamıyla bir yıllık oksijen tüpüyle, ki gerçekte öyle bir şey bile yok, dalış yapmasına rağmen Thomas'ı gördüğümde çok yoğunmuşum gibi davranıyordum. Evde odamda duruyordum, koridorda karşılaşma olasılığımızı hiç çıkmayarak da sıfıra düşürüyordum ama okula beraber gidiyorduk. Arabada arkada oturuyor, benimle konuşmamasını diliyordum. Sanırım içimde neler döndüğünü anlamıştı.

Hayatımda hiç bu kadar utanmamıştım. Tenim yedi yirmi dört utancın kırmızılığını taşıyordu. Bir türlü aşamıyordum fakat o günden beri rüyalarıma giriyordu. Aynı anlar, aynı hisler ve çok daha yoğun bir istekle uyanıyordum. Bazen yanlışlıkla(!) ona çarpmak, bir şekilde temas etmek için yanıp tutuşsam da ardından geleceklerden korkuyordum.

Onunla bir anlaşma yapmıştık. O anlaşmayı deli gibi istiyordum. Peki ya neden kendimi geri çekmiştim?

Utanç ve korku. Pis düşmanlarım.

"Dediklerimi duymamış gibisin. Bir sorun mu var?"

Koridorda yan yana yürüdüğümüz Rosalinda elini önümde sallayarak eğik başımı kaldırmamamı ve ona bakmamı sağladı. Birlikte ödev yapıyorduk, o da aklındaki fikirleri paylaşıyordu. Çoğunu dinlememiştim. Bunun için kendimi suçlu hissettim ve gözlerimi kaçırdım fakat tam o sırada önüme neredeyse atlayan Chalsea'yi gördüm, durdum.

Rosalinda'nın söylendiğini duydum. Chalsea ise ona acıdığını belli eden bir bakış attı ve bana döndü. "Brant ve Matt kavga etmemiş. Neden bana yalan söylediniz? O gece nereye gittiniz?"

Ona markete gittiğimizi itiraf etmek için ağzımı açmışken Rosalinda güldü, Chalsea'nin ona attığı bakışı yedirircesine aşağılayıcı şekilde hem de. "Neden Thomas'a sormuyorsun? Tatlı bir kızı ürküten kaltak rolü oynamak daha mı eğlenceli?"

"Ah, roller... O rol en son baktığımda senindi, Brant'in kaltağı." dedi Chalsea, tükürürcesine. Yanındaki arkadaşları kıkırdadı ve sanki gençlik filmlerinden bir sahne yaşıyormuşum gibi onları izledim. "Söylesene, neden bu kızla takılıyorsun... Veronica olmadı şimdi de onun aracılığıyla mı Brant'e yakınlaşmaya çalışacaksın?"

Chalsea yarım ağız gülümserken güzel dişlerine odaklandım ama Rosalinda'nın birden bire ona atılarak çenesini kavramasıyla irkildim. Rosalinda, Chalsea'ye yukarıdan bakıyordu ve kesinlikle çok sinirlenmiş gözüküyordu. "Yanlış kişiye bulaşıyorsun."

Chalsea geri çekildi, biraz pes etmiş gibiydi ki onun arkadaşları yanındaydı biz ise sadece iki kişiydik. Ayrıca ben onlara göre yarım kişi de sayılabilirdim. "Seninle bir derdim yok. Bellanita'yla konuşuyorum."

"Chalsea. Birbirimizi kandırmayalım. Sana direkt olacakları söyleyeyim..." Rosalinda ondan hiç ummadığım bir tavırda konuşuyordu. Aynı Chalsea gibiydi, hatta ondan bile cüretkar ve tehlikeliydi. "Ona yaklaştığını görürsem ya da duyarsam bir sonraki hedefim olursun."

Chalsea gözlerini kıssa da arkadaşlarıyla beraber yanımızdan geçip gidince kaşlarımı çattım. Rosalinda'nın söylediği hedefin ne ima ettiğini anlamamıştım fakat onun düşündüğüm gibi biri olmadığına emindim. "Teşekkürler."

Eliyle bunun büyük bir şey olmadığını gösterdi ve az önceki ödev fikirlerini anlatmaya devam etti.

Onu durdurdum. "Hedeften kastın neydi?"

masum ve yasakWhere stories live. Discover now