Bölüm 90

12 1 0
                                    

      Ali Ömer gideli tam on gün olmuştu.  Odamda yaptığımız konuşmanın üzerindense on dört gün geçmişti.  Artık düşünmemeliydim. Eminim Arzu doğum da yapmıştır. Benim çocuklarımsa..... Neyse. Bunun kimseye yararı yok. Kendime daha fazla işkence etmemeliydim.

     "Deniz hanım yemek hazır. Hadi bakalım meleğim. Acıkmadın mı sen?"

    "Acıkyımmmmm"

   "Yemekte ne var biliyor musun? En sevdiğinnn. Dolmaaaaaa."

   Küçük kızım "Domaaaaa" diye sevinçle masaya koşarken oğlum yukarıda uyuyordu. Ben de masaya doğru ilerlerken kapının çalınmasıyla durdum. Bu satte ancak Jade gelmiş olabilirdi,, ama o da kapıyı çalmazdı ki. Gelenin kim olduğuna bakmak için kapıya doğru ilerledim. Belki de Rose ya da Marcela gelmiştir diye düşünüyordum, fakat aniden açtığım kapı ile karşımda gördüğüm kişi beni şaşkına çevirmeye yetmişti.

       "Ali Ömer?.... Sen?"

      "Merhaba Sera. İçeri gelebilir miyim?"

          Ben neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde kapıda dikilirken Ali Ömer benden cevap bekliyordu. Şu an ne söyleyeceğimi ne yapacağımı bilmez bir haldeyken ona "Gir. " dedim. İçeri girince karşı karşıya durup bir süre birbirimize baktık.  Söyleyebileceğim bir şeyler arıyordum fakat aklım çalışmayı durdurmuştu. Ali Ömer de benden farksızdı ki sadece bana bakıyor konuşmuyordu. Tam da bu sırada kaderin bir oyunu olabilecek şekilde Deniz koşarak yanıma geldi ve "Babbbbaaaa" diyerek Ali Ömerin karşında durdu. Hareket etmeden sadece gözleriyle ona baktıktan sonra bana döndü ve "Sayıyım mı? " diye sordu.  Az önce ne söyleyeceğimi bilmiyorum  diye düşünmüştüm değil mi? Yanılmışım,. İşte şu an ne diyeceğimi bilmiyordum, çünkü içimdeki tüm duygular ki adına sevgi, aşk, umut, umutsuzluk, nefret, acı ne derseniz deyin hepsi bir araya gelmiş gözlerimden taşmaya hazır baraj olmuştu. Ve sesim sanki kanat çırpmayı unutmuş bir kuş gibi yaralı içime kaçmıştı. Bu yüzden Denize sadece başımı sallayabildim fakat hemen sonrasında Ali Ömerin vereceği tepkiden korkarak pişman oldum. Eğer ona sarılmayı reddederse yemin ederim onu kendi ellerimle döverek buradan gönderirdim. Saçlarından sürüye sürüye hem de.

         Deniz küçük adımlarıyla Ali Ömerin karşısına geçip "Babba" dedi.  Onun hakkında hiç kötü konuşmadığım ya da yasaklamadığım halde Ali Ömerden çekiniyor gibiydi. Eskiden babasını gördüğünde koşarak kucağına atlayan kızım gitmiş yerine ona korkarak yaklaşan kızım gelmişti. Ve bunun tek suçlusu olan Ali Ömer Deniz karşısında ona baba diyerek ondan gelecek tek bir sevgi dolu hareketi beklerken bana baktıktan sonra eğilip Denizle aynı seviyeye geldi. Ve kollarını açarak Denizin ona sarılması için bekledi. Küçük kızım da onun boynuna sarılıp öylece kaldı. Bir süre sonra ayrıldıklarında küçük elleri babasının  ellerindeyken "Özyedim. " dedi.  Ali Ömer onun saçlarını okşayıp "Ben de seni çok özledim prensesim. " derken gözlerinden akan yaşları sildiğini gördüm. 

        Deniz babası bildiği adamı çok seviyordu. Bu tartışılmazdı. Fakat sonrası yoktu. Buraya neden gelmişti? Ve o gittikten sonra kızım yine babasını bekleyecek, boş bir umudun peşinde yıllarını geçirecekti. O bizim değildi. Ali Ömer bir başkasına aitti artık ve başka bir ailesi vardı. Belki zor olacaktı ama bir an önce neden buraya geldiğini öğrenip onu geri göndermeliydim.

       "Meleğim hadi sen Bella'nın yanına git. Yemeğini ye. Biz babanla konuşalım biraz olur mu?"

       "Babbaam da delsin."

        " Ama konuşalım sonra olur mu canım benim?"

       "Hayıyyy. Babamm da deysin."

MUCİZELER HEP VARDIR DERLER ???Where stories live. Discover now