Bölüm 12

23 2 0
                                    

      Hayat aslında bir girdap. Çevresinde iyi kötü,  güzel çirkin ya da elem keder ve mutluluk kahkaha donenceli bir girdap. Artık hangisi yorungesindeyken denk gelirse onu yaşadığımız. Basit aslında. Çekim gibi. Bazen istemeden de kapilmak gibi....
     Bu durumda mutlu olmalıyım. Sonuçta Şirin,  şirin bir kuzen çıktı. İyi de anlastik. Ama hepsi bu. Ben yine tek taraflı bir sevdaya düştüm. Belki de askta şansım yoktur. Belki de hayat beni sinamalara doymamistir. Ben de doymadim. Gençliğim elden gidiyor oyunbaz dünya.  Otuz yaşında tek başına. Yakında sinemalarda.

     " Sera iyi misin sen?"
     " I-iiyiyim Ali Ömer bey. Ne oldu ki? "
     " Deminden beri Otel inşaatı ile ilgili konuşmak için seni arıyorum ve sen telefonu açmayınca ben de sana bakmaya geldim. Bir sorun mu var? "
     " Haaa şey ben ben cep telefonumla konuşuyordum da. Ceren. Ceren var benim yakın arkadaşım iste o  aramisti. Tanisaniz siz de çok seversiniz. Ay ben ne sacmaliyorum ya. Özür dilerim Ali Ömer bey işte dalmışim konuşmaya duymamisim."
     "Önemli değil. Neyse. Otel ekibiyle bir toplantı ayarla. Ogleden sonraya. Bu arada toplantıya sen de katilacaksin. "
     " Ben mi?"
     " Evet. Bunu daha önce de söylemiştim. Neden şaşırdım ki?"
     "Ben sasirmadim da. Siz hani öyle aniden şey edince şey söyleyince.. Başka bir isteğiniz var mı?"
    " Bir de biliyorsun katilacagimiz davet yarın gece. Unutmaman için hatirlatayim dedim."
     " Unutmak mümkün sanki."
     " Efendim?"
     " Aaa şey.  Ney? Ha teşekkür ederim dedim. Aklımdan uçup gitmiş. Kaçak hafıza işte. Nasıl unutuverdiiysem? "
     " Yarın ogleden sonra izinlisin. Rahatça hazirlanirsin. Ben seni yedi gibi alirim."
     " Ben gelirim. Yani zahmet etmeyin siz. Ama tabi evlilik olayı. Birlikte katılmak gerek. Peki."
      " Aynen öyle. Bak isteyince kafan nasıl çalışıyor."
       " Ali Ömer bey lütfen alay etmeyin."
       " Alay etmiyorumki. Bazen çocuk gibi oluyorsun. Sevimli ve küçük bir çocuk gibi. "

İşte yine bana çocuk dedi.  Üstelik geçen sefer çocuksu demişti,  bu sefer çocuk. Beni çocuk gibi gören bir adama aşık oldum. Odun ne olacak. Madem öyle görüyorsun niye söylüyorsun? Söyleme. Hem otuz yaşımdayım ben. Otuz yaşında çocuk mu olur?  Tamam yakisiklisin, iyisin hatta sevdigimsin ama bu bana denir mi? Yazık bana da. Belki de Ceren haklıdır. Biraz yani birazcık fazla makyajdan zarar gelmez. Mesela şu kum rengi farimi renkli  sursem. Rujumda mesela pembe değil de..... Offf en iyisi bu davete Cerenle hazırlanmak. Aslında kendimde yapabilirim ama ya abartirsam? Ya da çok sade olursam? Yok yok en iyisi Ceren.
  
   " Sera hanim lutfedip aramıza dondugunuzde  lütfen toplantıyı ayarlayın olur mu? Bana da haber verirseniz sevinirim."
    " Seyyy Ali Ömer bey. Ben dalmışim öyle Özür dilerim."
    " Bu aralar çok sık dalar oldun. Yoksa aşık misin?"
 Kahkasi kulaklarımda yankilanirken ona evet sana aşığım desem hala gulebilir mi böyle diye düşündüm. Muhtemelen önce duraksayip bana bakar sonra da kovardi. Acaba hiç aşık olmuş muydu? Belki de bu denli katilasmasina neden olan biri olmuştu. Duygularını hiç göstermeyen biri için bu oldukça olası bir şeydi. Birden o kadını kıskandım. Aslında varlığı bile kesin değildi,  yani benim tahminim var olduğu yonundeydi ancak kiskanmistim. 
 
    " Ben mi aşık olmuşum. Yok daha neler."
Umarim inandırıcı i bir şekilde soylemisimdir Şu an son ihtiyacım olan şey ona aşık olduğumu anlaması.
     " Eger olsaydın ya da olursan bana söylersin değil mi?
 Neden böyle konuştu ki şimdi?  Üstelik gözleri, gözleri yavru kopusler gibi bakıyor. Ah tabi ya. Oyunu için. Ben aşık olursam oyunu etkilenir diye düşünüyor olmalı.
     " Olur Ali Ömer bey söylerim. "
Benden böylesi sert bir cevap beklemediği belliydi. Oturduğu yerden kalkıp odasına doğru yürüdü. İçeri girmeden önce dönüp baktığında aralanan dudakları sanki birseyler söyleyecek gibiydi. Bir süre bana baktıktan sonra odasina girip kapıyı kapattı. Odası'nın kapısı Semih denilen sarlatanin ilk gelisinden beri açık durduğu için biraz sasirmistim. Ama Ali Ömer'in ruh hali değişikliklerine   alışık olduğum için üzerinde durmadim. Kimbilir yine neye kizmisti?
   
    Şirin hanımın gelişi beni daldigim sulardan çıkarmıştı. Bu kızı sevmiştim. Nedeni Ali Ömer'in kuzeni olması değildi.  Tamam, peki birazcık öyleydi.  Ama kendini sevdiren samimi ve sevimli bir yapısı da vardı. 
     " Eee Sera. Ne oldu? Bizim öfkeli boğa mekanina geri mi döndü? "
    "Öfkeli boğa mı? "
     " Hadi ama benimle rahatça konuşabilirsin. Patronun Ali Ömer. Ben onun sevimli, tali ve güzel kuzeniyim sadece. "
     " Seyyy bu aralar Otel inşaatı yüzünden baya sinirli. Yani hani is yoğun ya ondandir."
     " Gerçekten mi? Ben de inandım. Ama seni bugün daha fazla zorlamayacagim. Yarınki davete sen de geliyorsun değil mi? "

Ali Ömer'in ona aramızdaki durumu anlatip anlatmadigini bilmediğim için sadece evet demekle yetindim.  Daha fazlasını anlatirsam Ali Ömer'in gazabina ugrayabilirdim.

    " Peki Sera. Yarın gece görüşürüz o zaman. Artik  gidiyorum ben."
    " Görüşürüz."
    " Bu arada Sera. Kuzenim aslında göründüğü kadar sert bir insan değildir. Kalbi yumusaciktir. Zamanla sen de anlayacaksin. Lütfen ona davranışları veya sözleri yüzünden kırılma. Eskiden böyle değildi. Yani şeyden önce. ...."
   "Neyden önce? "
   " Aman işte sen bakma bana. Ben böyle çok konuşurum bazen. Son söylediğini unut tamam mı?  Demedim say. Ama Ali Ömer'in hep yanında ol. Onun tek şansı galiba sensin."
    "Ben.. Şans?  Ali Ömer'in şansı?  Yani Ali Ömer beyin. Ama ben anlamadim yani ne konuda?"
     " Zamanla ikiniz de anlayacaksınız, bosver. Yani her konuda. Senden bu kadarını isteyebilirim değil mi? "
     " Şey yani elbette. "
      " Sana guvenebilecegimi biliyordum. Teşekkür ederim."

Söylediklerinden birsey anlamamistim, ama isteğine olumsuz cevap veremedim. Ali Ömer'in hayatında bir ya da bir kaç gizem olduğu artık kesindi.  Merakim gitgide artarken zaman içinde bu gizemleri bir şekilde  ogrenmeye karar verdim.
    Toplantıyı ayarladiktan sonra öğle yemeği için aşağıdaki kafeye inmeye karar verdim. Ali Ömer'in kapısı hala kapaliydi. Yaklaşık bir buçuk saattir ne odasindan çıkmış ne de aramisti ki bu biraz tuhafti. Belki de ona yiyecek birseyler isteyip istemediğini sormam iyi olurdu. Böylece bana karşı tavrını da ogrenebilirdim. Bana kizmasina neyin neden olduğunu bilmiyordum fakat aramızi düzeltmek için yapabileceğim birseyler varsa yapacaktım. Onunla böyle olmak tuhaf hissettiriyordu ve ben bu tuhaf hissi sevmemistim.   
     Adimlarimi odasına yönlendirip kapısını tiklattigimda  içerden ses gelmeyince sasirmistim. Bir daha deneyip yine ses alamayınca kapıyı açıp içeri girdim. Ali Ömer'i bulma umuduyla odada dolanan gözlerim odanın boş olmasıyla sasirmisti. Tam nasıl ve nerede ölabilecegini düşünürken aklıma odanın iç tarafında bulunan dinlenme odası geldi. Yavaşça oraya doğru ikerleyip kapıyı açtığımda görmeyi beklediğim manzara kesinlikle bu değildi. Ali Ömer odadaki üçlü koltuğa sırt üstü uzanmış, boyu yüzünden sığmayan bacaklarinin bir kısmı koltuğun kolunda çaprazlama üst üste atmis uyuyordu. Ceketini cikarmis, gomleginin kollarini kivirmisti. Her zaman duzgunce bagladigi kravatini ise gevsetmisti. Usulca yanına yakasınca düzenli soluk alış verişlerinii duydum. Şu an o kadar tatliydiki. Elimde olsa onu böyle sonsuza kadar izleyebilirdim. Uyandirmamaya dikkat ederek tekli koltuğun üzerindeki örtuyu üzerine orttum. Telefonumun yanımda olmayisina içimden kufrederek karsimdaki resmi en ince ayrıntısına kadar ezberlemeye çalıştım. Elim bir anda başına gidince uyandirmaktan korkarak yavasca saçlarına dokundum. Parmaklqrim saclarinda gezinirken ağzımdan dökülen cümleye gözümden akan bir kaç damla yas eşlik etti. Aslinda neden böylesi duygusallastigimi bilmiyordum.
     " Seni bu hale getiren ne bilmiyorum ama söz veriyorum ben hep yanında olacağım her zaman."

Yavaşça odadan çıkmak için arkami dönüp adimimi attığım an da kolumu tutmasiyla  kalakaldim. Başımı çevirip baktığımda önce bilegimi tutan eliini sonra da gözlerini görmüştüm. Söylediklerini anlamamsa zaman aldı.
    " Bana ne olduğunu gerçekten öğrenmek istiyor musun Sera? " 

*****************************
Merhaba arkadaşlar,

    Yeni bölüm geldi.
    Nasıl gidiyor sizce?
    Okuyan ve oy veren arkadaslara çok teşekkür ederim.
     Ama yorum da yapsanız? 

Ali Ömer'in sorunu ya da sorunları ne olabilir acaba? Şirin ne soyleyecekti?

Ali Ömer, Sera' ya anlatacak mi?

Yoksa ikisi arasında geçmişten gelen, onların da henüz bilmediği bir bağ mi var?

Bölümler ilerledikçe bizleri neler bekliyor acaba?

Yeni bölüm de görüşmek üzere.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Lütfen.

*****************************
      

MUCİZELER HEP VARDIR DERLER ???Donde viven las historias. Descúbrelo ahora