Bölüm 32

15 0 0
                                    

           Dosyaya göre hisselerini yüzde 35' i satiliyordu. Şirinin hisselerine dokunamayacaklarina göre Cihan bey kendi hakkından bir bölümü gözden çıkarmıştı. Şirketi bu kadar kısa zamanda nasıl böyle kötü bir hale sokabildiğide belliydi elbette. Ve bu nedeninin bir adı da vardı : Semih. Bu adamı gerçekten anlamiyordum. Ali Ömer'in ölümü bile onu şirketi ele geçirme isteğinden vazgecirmemişti. Elde edince de batması için herşeyi yapmıştı.  Peki ama ya Cihan bey? O neden şirketi kurtarmaya uğraşiyorki? Kardeşi yıllarca onu istediklerini yaptırmak için kullandı ve buna o ses çıkarmadan yerine getirdi. Şimdi neden? 

    Hisselerin % 35'ini alabilirlerse bu Şirinin hisseleriyle birlikte sadece % 40 ediyor ki şirkette söz sahibi olmaya yetmez. Ali Ömer'in dedesine kalan % 15 ' lik kısımsa hâlâ duruyor ama Cihan beyin elinde. Çünkü torununun ölümünden sonra dedesinin gözü hisse felan görmedi. Ama yine de hisseler hâlâ dedesinin üzerinde. Keşke onları alabilecek kadar param olsaydı. Belki sadece % 5'ini. Fakat bu yetmezki. Toplamda sadece % 45 eder.

    Benim üzerimde  bulunan hisseleri Ali Ömer'e devretmeseydim şimdi böyle bir sorun olmazdı ama nereden bilebilirdim. Nasıl ? Bir yolu olmalı. Kimbilir belki Ali Ömer'in dedesiyke  konuşsam?  Ona ne soyleyeceğimki?  Elinizdeki hisselerin % 15 ya da % 20 kadarını almak istiyorum fakat yalnızca % 5 'lik kısmına yetecek param var.  İlerde param olunca öderim mi? Evet Ali Ömer'in dedesiyle konuşmaliyim. Ancak önce parayi bulmaliydim.

    Ya Şirin ve Rıfat da daha önce bunu düşündülerse ve belki de konuştular bile onunla. Bunu öğrenmeliyim. Ayrıca onlar ikna edemediyse ben edebilirim. Bu özgüven nereden geliyor hiç bilmiyorum ama şansımı denemeliyim.  Eski zenginlik günlerimi şimdi özlüyorum işte. O zamanlar olsa nasıl olacağını düşünmeden o hisseleri alıp Şirinlere devredebilirdim. Gerçi o zamanlarda olsam bu Sera olmazdim ya. Belki de şirket umurumda olmazdı. Ne kadar değiştiğime bazen kendim bile şaşiyordum. Önceden ben nasıl bir insandim sahi?  Sadece paraya değer veren, marka kıyafetler,  pahalı bir araba ve çokça kişiliksiz arkadaş. Ali Ömer böyle bir kızi sever miydi? Sonuçta Semih beyin kızı Arzu çarpık bacaklisi da böylesi bir şeydi ve Ali Ömer'in dikkatini bile çekememişti. Ben de öyleydim yani o zamanlar. Bir an kendimden ve kendimi düşürdüğüm durumdan nefret  ettim. Fakat ne acı ki o zenginliğim olsaydı bugün bu sorunum olmayacaktı.

     Ali Ömer'in evinden çıkıp kendi şirketime doğru giderken yolda hep düşünüyordum. Ne yapmalıyım?  Bir çözüm yolu olmalı.  Kahretsin. Önumdeki araba aniden durunca ben de sert bir şekilde fren yapıp durmak zorunda kaldım. Elimi sinirle direksiyona birkaç kez vurduktan sonra hâlâ ilerlemeyen önumdeki  araca kornaya  bastım. Üstünkörü bir şekilde ilerlemeye başlayınca içimden talihime saydirip el kol hareketleriyle biraz hızlı gitmesi için uyardım. Geçte olsa şirkete ulaşmiştim. Asansörden iner ınmez Thomas görmeyi en son istediğim insan olarak karşıma çıktı.

     " Oooooo sevgili Sera. Sen buralarin yolunu bilmek? Özlemek seni. "

    " Aaa evet evet Bay Thomas öyle oldu. Teşekkür ederim. İzin verirseniz odama geçeyim çok ışın var da. "

    Odama kadar bir kedi gibi beni takip etmesini bekkemiyirdum . Fakat yine beni yaniltarak peşimden  geldi. Ne kadar sinir bozucu bir adandi bu.

    " Eee Sera. Tatil  geçti?  "

    " İyiydi. Güzeldi. Sorduğunuz için teşekkürler." dedim elimi havada sallayarak. Artık beni yalnız burakmasini umuyordum fakat o masamin önündeki koltuğa rahatça oturarak bacak bacak üzerine attı. 

     " Hadi kahve söyle. Biz yapmak biraz sohbet."

    " Iiii şey. Kahveyi sonra içsek? Benim gerçekten çok .işim var."

MUCİZELER HEP VARDIR DERLER ???Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin