Bölüm 27

17 1 0
                                    

         Hayat zor. En azından benim için. Kimileri ne kadar şanslı yaşarken kimilerimizin bu  denli nevrotik yalnizliklara takılı kalması sonsuza dek sürecek bir ironinin parçası gibi,  sadece masallarda aşk ve ben kimbilir kaçıncı paydasini eşitlerken bir başinaliğin komik metaforlar ardına saklanmış benim masalim.

  Gel de şimdi mutlu ol. Bilmediğin birseyi nasıl hissedebilirsin kuranderlere karşı?  Ortada bir yerlerde   belki de en derinlerinde bir okyanusun saklanan gizemin, çözünürlüğü düşük  ikilemleri.  Şans diye birşey var mı gerçekten?  Tesadüf? Yok mu? Hiç mi? Peki tamam. Ya hayat?

 Özledim. Hem de çok özledim. Hiç geçmeyecek ama dinmeyecek aslında dönmeyecek bir özlem bu. Ali Ömer. Sevdiğim......

    " Bakıyor ben sen yine düşünüyor Sera? Sen Hep üzgün. Hep ağlıyor gizli gizli. Unut artık Sera. "

     Unutmak. Söylemesi ne kolay bir kelime. Sanki herkes sözleşmiş gibi. Hep aynı şeyi söylüyor. Unut. Unut. Unut. Unut. Ben mi istiyorum böyle üzgün olmayı. Ağlamayi. Kolay değil. Zor. Çok zor. Saplantı değil bu. Delirmedim de. Hayır. Sadece sevdim. Çok sevdim. Ve ben anladim ki ben bir kere gerçekten sevenlerdenim. Anlamazsiniz. Neye yarar? Ne farkeder? Düşündüğüm en son şey sizlerden bazıları zaten. Hatta en son bile değil. Anlayamazsiniz.  Gerçekten sevseydiniz bilirdiniz. Görürdünüz.  Sevdiğine bağlı kalmak bu. Bir seçim. Benim seçimim. Ama anlatmaya bile isteğim yok size. Ve zaten anlamayana anlatmak kalbinin sesini en zor olanı. Kendi kalbinin vuruşunu bile duymayan için anlamsız cümle içinde kullanılması bile sevdanın. Aşk güzel şey. Anlayana.

   " Ben böyle iyiyim Thomas. Başka türlüsü olmaz. Olamaz zaten. "

   " Bak Sera. Siz nasıl dersiniz bu aşk. Artık yok. Bitti. Sen bakmalı hayatına. "

   " Bence fazla ısrar ediyorsunuz. Beni zorlamayın. Benim hayatım. Benim seçimim. "

   " Ben seni seviyor Sera. Sen de gözlerini açsan  sevecek beni. Ama sen yaşamayan birine takılı. O yok. O öldü. Sen bunu kabul. ..... "

   " Sakın. Sakın o cümleyi tamamlamayin. Sizin buna hakkınız yok. Eğer böyle konuşmaya devam edeceksen bir daha karşıma çıkmayın. "

   " Sen anlayacak Sera gün gelecek sen anlayacak. Ve ben bekleyecek seni. "

   " Bak boşuna bekliyorsun. Ben seni sevmiyorum ve asla sevmeyeceğim. Bunu anlayın. Yeter artık.  "

   " Sevecek Sera. İyilikle ya da..   . "

   " Ya da ne Thomas? Ya da ne ha? Zorla mi? Ne demeye çalışıyorsun? Zorla sevgi olur mu? Aşık olur mu? Sakın Thomas sakin böyle konuşma bir daha  ven seni sevmiyorum anla bunu. "

    "  Ben biliyor, inanıyor Sera. "

    " Thomas gerçekten çok yoruldum. Yeter artık.  "

   " Ne oluyor burda? Sesiniz dışarıya kadar geliyor. Neden bagrisiyorsunuz? "

   "  Çünkü Ceren cim sevgili ortağimiz Thomas eğer onu sevmezsem zorla bana kendini sevdireceğini söylüyor. "

  " Zorla mi? Thomas bu ne demek?  "

  " Ben seviyor Sera çok.  İstiyor o da sevsin beni. Ali Ömer yok artık. "

  " Bak Thomas anlıyorum seni. Tamam Sera ' yi çok seviyorsun. Ama bu böyle olmaz. Sera seni sevmezse zorla olmaz. Evet Ali Ömer artık yok ve ben de Sera ' nin onu unutup hayatına devam etmesini çok istiyorum ama sevdiği ve mutlu olacağı biriyle. Bu sen de olabilir bir başkası da. Ama Sera kimi severse o olacak. "

   Sera kimi severse o. Ne güzel bir cümle. Ama sadece bir cümle. Neden herkes tek sevdiğimin Ali Ömer olduğunu ve hep de öyle kalacağını kabul etmiyor. Üstelik bir rüya bile olsa Ali Ömer'in bekle demesi var. Hayır bir rüyaya  tutunup dünyadan kendimi soyutlayacak kadar delirmedim. Fakat o rüyanın bir anlamı vardı.  İçinde hep olmak istediğim yaşam olmasından fazlası vardı. Biliyorum. Delice belki ama hissedebiyorum.  Ali Ömer'in kalbini hissediyorum. Bana birseyler söylüyor. Ve ben bekleyeceğim. Sonunda ne olursa olsun bekleyeceğim.

   " Ah Ceren. Thomas bunu bir anlasa.  "

   Üstelik daha Şirinin ve Rıfat in da içinde olduğu o olay var. İkisi de birseyler saklıyor eminim.

   " Ben çıkıyorum Ceren cim.  Biraz temiz hava almam gerek. "

    " Ali Ömer'in evine mi ? "

   " Bu seni hiç ilgilendirmez Thomas tamam mı?  Artık yeter. "

   " Sera o öldü. Öldü. Uçak düştü ve o da öldü. Artık kabul et. "
 
   " Bu kadar acımasız olmak zorunda misin Thomas? Evet Ali Ömer öldü. Ama Sera bunu zamanla atlatacak. Ve ne zaman isterse o zaman olacak bu. Şimdi nerede olmak istiyorsa birakalim orada olsun. Ve bir daha sakin. Sakın diyorum Thomas. Sera ' ya karşı bu denli acımasız davranma. Çünkü eğer bir daha olursa karşında Sera ' dan başka beni de bulursun. Ve inan bunu hiç istemezsin. Çünkü bir kadını kizdirmak istememelisin. "

  " Teşekkür ederim Ceren. Yanımda olduğun için. Beni anladigin için. "

   " Sen merak etme Sera. Thomas da seni anladı. Ve artık bu konu kapandı. Öyle değil mi Thomas?. "

   " Eeee. Evet. Tabi. "

   Şirket artık bana boğucu gelmeye başlamıştı. Bir an önce buradan çıkmak istiyordum.  Asansörden inip otoparka doğru yöneldim. Thomas neden bu kadar ısrar ediyordu?  Sevmiyordum onu işte. Asla da sevmeyecektim.    Arabamın kapısını açarken arkamda birinin durduğunu farkettim. Ani bir refleksle arkami dönünce hirpani giyinmiş, genç ve pis kokulu bir adamın karşımda durduğunu gördüm. Aramızda dört beş adım kadar vardı.  Korkmuştum.  Ama belli etmemeliydim.  Pis nefesi yüzümde dolaşırken elindeki bıçağı sertçe tuttuğu kolumda gezdirmeye  başladı. Hayır böyle olmamaliydi. Fena hâlde tehlideydim.  Ve ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Bağirsam  birileri duyardi herhalde. Evet bağirmaliydim. Ya da herseyi oluruna bırakıp Ali Ömer'e kavuşabilirdim. En iyisi bu olabilirdi. Elbette Ali Ömer'in bana beklememi soylemesini saymazsak. Ne yapacağımı bilmez bir hâldeydim.   

   " Merhaba güzelim. Bu aceleye ne gerek var? Biraz konuşalım. "

   " Bak benden ne istiyorsun? Para mı?  Sana para verebilirim. Lütfen birak beni. "

    " Hahaaaaaa. Para mı?  Ama güzelim neden beni böyle eziyorsun ? Paradan daha güzel şeyler de var. "

   " Bak birak beni. Lütfen birak. Yoksa bağırmaya başlarım ve herkes buraya toplanır. "

   " Hadi bağır. Ne duruyorsun? Ama o güzel yüzün çizik ve kesikler  için de kalır. "

   " Tamam. Tamam bağirmayacağim. Ama lütfen lütfen birak beni gideyim. "

    " Aaaa bak ne güzel anlaşmaya başladık. Ama tam da anlaşirken nereye böyle? "Hem daha Bay Thomas'in mesajını sana iletmedim.  "

   Elinden kurtulup kaçmaya çalışırken kolumu sert bir şekilde çekip döndürdü. Canim cok acıyordu.  Onu  tüm gücümle ittim. Elinden kurtulmayi başarmıştim. Ama dengemi  kaybedip yere düştüm.  Kafamı sertçe bir taşa çarptim. Gözlerim kapanmadan önce son gördüğüm birinin o adamın yüzüne sürekli  inen yumruklaiiydi.

     " Sen ona dokunmaya nasıl cesaret edersin? Nasıl?  Nasıl?  "

    Arkası bana dönük ve başında hirkasinin kapşonu da olsa ben onun kim olduğunu biliyordum. Çünkü sesini ve kokusunu hiç unutmamiştim.  

*******************
Merhaba arkadaşlar,

Acaba o adam kim?

Yoksa X kişisiyle bir bağlantısı var mı?

Şirin ve Rıfat ne saklıyor?

Thomas ne yapmaya çalışıyor?

Bir fikriniz ya da öneriniz var mı?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Da boşa bekliyorum galiba? Ne dersiniz?  😢😢🙇

Görüşmek üzere. 🙌 🙇

*************************

MUCİZELER HEP VARDIR DERLER ???Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin