Feyza annesinin konuşmasından sonra fazlasıyla korkmuştu, babasını az çok tanıyordu. Üstelemeden, tercihler kapanmadan söylemeyi silip attı kafasından. Tıp okumaya bu kadar yaklaşmışken bir pürüz çıkmasını istemiyordu.

Salona gittiğinde babası tekrardan tercihlerini yaptın mı, diye sormuştu. İstanbul Hemşirelik yazdığını, söyledi.

Stresten, babasından gizli bir iş yapmalarından, tıp okuyabileceğinin heyecanını tam yaşayamadı. Hep aklında babasının öğrendikten sonraki tepkisini dönüyordu.

Günler geçip gitti, tercihler kapandı. Bütün riskler ortadan kalktı ve o babasının karşısına geçerek tıp okutacak sponsor bulduğunu itiraf etti.

Babasının ilk tepkisi vicdanını sızım sızım sızlatmış, içini ağlama isteğiyle körüklemişti.

"Sponsor bulduysan neden hemşirelik yazdın?"

Yutkunup mahcupça babasına baktı.

"Hemşirelik yazmadım, sana söyleyecektim aslında..."

"Ama ben kimim ki? Baba mıyım ben? Baba mıyım ki ben bana söyleyeceksiniz!" Babası çayını neredeyse fırlatırcasına sehpanın üzerine koyarak ayağa kalkarken Feyza da onunla kalktı.

"Kızarsın diye düşündük," dedi, sesi titreyerek çıkmıştı.

"Ne zaman söylemeyi düşünüyordunuz bana? Mezun olduktan sonra mı?"

"Sinirinin geçtiğinde söyleriz diye düşündük, baba vallahi kötü bir amacımız yoktu."

"Benim de" dedi babası anında ve sonra daha kısık bir sesle "Benim de" diye yineledi. Feyza o an, kendi vicdanının sesini biraz olsun bastırabilseydi babasının yüz ifadesinden ve hüzün bulaşmış sesinden yanlış giden bir şeylerin olduğunu farkına varırdı.

Fakat ne Feyza farkına vardı ne de babası anlattı.

Bir ay sonra

TERCİH SONUÇLARI AÇIKLANDI!

Feyza ekranına gelen bildirimle, çığlık atarak hızla siteye girmeye çalıştı.

Tıp kazanacağı neredeyse kesin gibi bir şeydi ama yine de hep bir endişe vardı. Kazandınız yazısını görmedikçe de inanmayacak ve bu içindeki endişe de hiç bitmeyecekti.

Sayfanın yavaşça yüklenmesiyle nefesini tuttu. Kalbi öylesine bir hızla atıyordu ki göğsünden dışarı çıkacaktı sanki. Stresten dudak içini yemeye başladığında sayfa tamamıyla açıldı.

Kazandınız yazısını ilk gördüğünde dudakları iki yana genişlese de kazandığı yeri görünce dudaklarındaki o gülümseme donuklaştı.

İstanbul Üniversitesi Hemşirelik

Tepki bile veremedi o an.

Sayfayı yeniledi, kapayıp tekrar açtı. Eli, ayağı buz kesti.

İstanbul Üniversitesi Hemşirelik

İmkânı yoktu!

Tercih listesinde tıptan başka hiçbir yer yokken ilk tercihine yerleşip de İstanbul Hemşirelik kazanmış olamazdı.

Parmak uçlarından dahi tüm gücü çekildi. O an yalnızca aklına babası geldi. Bir ay içinde babasının değişken tavırları, bazen üzgün bazen sinirli olması, durmadan bir şey anlatmak istiyormuşçasına garip bakışları, uzun uzun dalmaları...

Asalak FenomenWhere stories live. Discover now