|33.Bölüm|

794 77 26
                                    

Herkese merhaba! Bu sefer meleklerimizin sesinden iki bölüm şarkısı bırakıyorum; Serendipity ve Euphoria
 Yorum yapmayı ve yıldızı turuncuya boyamayı unutmayın lütfen! İyi okumalarr!

_

Tüm gece sevgilisinin kolları arasında sevgiyle sarıp sarmalanarak uyuduğunu bilmek Jimin için o kadar güzel ve huzurluydu ki genç adam sevgilisinin kokusunun sindiği yastıklardan ayrılmak istemiyor, yeni güne başlamayı biraz daha geciktirmek ve bu huzurun tadını çıkarmak istiyordu. 

Bu çocuksu umut kalbinde dur durak bilmeden filizlendiğinden, güneş ışınları odayı tüm sevecenliğiyle doldursa da, kuşlar neşeyle doğan güneşi müjdelese de Jimin hala yataktan çıkmamış, göreni kendine hayran bırakan kahverengi mücevherleri ok gibi kirpiklerinin ardında saklamaya devam etmişti.

Sonunda sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurmak için gözlerini araladığında koskoca yatakta tek başına uzandığını fark etmiş, narin elleri istemsizce yatağın çoktan soğumuş diğer yanına uzanmıştı. 

Anlam veremediği bir huzursuzluk içini kaplarken dün gece yaptıkları konuşmanın anıları zihnine hücum etmiş ve genç adamın hızla yataktan çıkıp merdivenlere yönelmesine sebep olmuştu. Birer ikişer indiği merdivenler sonsuzluğa gidiyor gibi hissettirirken sonunda mutfaktan gelen kokular burnuna çalınmış, genç adamın derin bir nefes almasını sağlamıştı.

Kış günü yalınayak yürümesini bile umursamadan sevinçle  mutfağa koşmuş, kendi kendine şarkılar mırıldanarak kahvaltı hazırlayan sevgilisine sarılmıştı karamel saçlı.

Jungkook'un irkilmesine aldırmadan başını sevgilisinin sırtına yaslamış "Beni çok korkuttun." diye mırıldanmıştı Jimin "Gittin sandım." demişti somurtarak. Jungkook ise gülümseyerek tavadaki pankeklerden sonuncusunu da tabağa yerleştirdikten sonra "Ne yani sensiz markete gitmiş olmamdan mı korktun?" diyip gülümsemişti sevgilisine dönerken.

Jimin ise gülümseyerek "Hayır şapşal! Dün konuştuklarımızdan sonra uyandığımda yatakta seni göremeyince biraz endişelendim." diyip parmak uçlarında yükselmiş, sevgilisinin burnuna ufak bir öpücük kondurmuştu.

Jungkook ise yaramaz bir çocuk gibi gülümsemiş ardından Jimin'i biraz olsun gülümsetmek için şakasını devam ettirmişti. "Yoksa annemler yine bizi bastı diye mi korktun?" diyip gülmüştü. "Belki de kendimize başka bir ev bulmalıyız, böylece birileri bizi rahatsız edecek diye endişelenmeyiz ne dersin?" 

Jimin kıkırdayarak hafifçe sevgilisinin koluna vurmuş ardından "Tüm kahvaltıyı tek başına hazırlamak zorunda kaldığın için üzgünüm." demiş, mahcup bir gülümseme bırakmıştı yeni güne. Jungkook ise kollarının arasında tüm masumluğuyla kendisine bakan sevgilisinin gülümsemesine öylece dalmış, ne kadar şanslı olduklarını düşündüğü bir iki saniyenin ardından "Seni çok seviyorum." diye mırıldanmıştı gözlerinin içi gülerken.

Jimin ise göğüs kafesinden çıkacakmış gibi atan kalbi ve midesini aşıp tüm vücuduna yayılan kelebekleriyle "Seni çok seviyorum." diye yanıt vermişti sevgilisine sıcacık bir gülümsemeyle. Ardından zeytin gözlünün harikalar yarattığı mutfağa şöyle bir göz gezdirip masaya yönelmiş "Bu harika yemeklerin hatırına bana yaşattığın korku dolu dakikalar için ceza almadan sıyrılacaksın bu işten Jeon Jungkook." diyip gülümsemişti.

Kahkahaların eksik olmadığı bu şirin sofrada birbirinden lezzetli yemekleri tadarken her ikisi de sanki yıllardır beraberlermiş gibi hissettiren tanıdık bir hisle sarıp sarmalanmış, birbirlerine karşı duydukları o sonsuz güveni ve aşkı bir kez daha hissetmişlerdi. 

Baby SharkWhere stories live. Discover now