|32.Bölüm|

838 72 48
                                    

Bölüm Şarkısı: Hozier-Take Me To Church

Sonunda yeni bölüm geldi! Fakat okumak istemeyenlerin olma ihtimaline karşı uyarımı şimdiden yapayım. Bölüm smut içeriyor. Okumak istemeyenler bir sonraki bölümü okuyabilir. Hikayenin akışına dair bir şey kaçırmış olmazsınız. Yine de oy vermeyi unutmazsanız sevinirim.
-

Bu birbirlerinin tenine ilk dokunuşları değildi, son olmayacağına da emindi ikisi de, yine de her seferinde birbirlerinin tenini ilk kez keşfe çıkıyormuşcasına heycanlanacakları kesindi.

Zeytin gözlü kendi bedeniyle evin giriş kapısı arasına sıkıştırdığı karamel saçlısının yanağını okşadı usulca, öpücükleri takip etti sonra dokunuşlarını. Önce sağ yanağına, sonra çenesine, ardından da, boynuna giden kısa ama zevkli bir yol çizmişti Jungook sevgilisinin ensesinde gezinen parmaklarının eşliğinde.

"Bu gece melek gibiydin." diye fısıldadı genç adam sevgilisinin beyaz gömleğinin düğmelerini birer birer açarken "Sahnede o kadar masumdun ki ve bir o kadar da çekici..." Cümlesini yarıda kesip sevgilisinin boynuna gömülmüştü Jungkook elleri karşısındakinin bedeninde gezintiye çıkarken.

Ölene kadar sevgilisinin teninin sıcaklığını hissetmek için neyi varsa verirdi zeytin gözlü, yatak odalarını bir ibadethaneye çevirebilir, ölene kadar tapabilirdi bu güzelliğe. Öyle aşık, öyle tutkundu işte karşısındaki ruhun misafirhanesi olan bu güzel bedene.

Sıcak nefesi Jimin'in boynunu yalarken devam etmişti sözlerine genç adam "Seni kollarımın arasına almak için canımı bile veririm."

Tenini gıdıklayan sıcak nefese karışmış şehvetle derin bir nefes almıştı Jimin narin parmakları sevgilisinin saçlarından boynuna, oradan da gömleğinin düğmelerine ulaşırken. "Beni deli ediyorsun Jungkook." diye fısıldamıştı ardından sevgilisinin kulağına. "Beni gerçekten deli ediyorsun."

Jungkook git gide kararan gözlerini sevgilisinin gözleriyle buluşturmuş, ardından kenarları yavaşça yukarı doğru kıvrılan kadife dudaklarını sevgilisinin şeftali kokulu dudaklarına bastırmış, öpücükleri arasında dökülen kelimeleri sevgilisine emanet etmişti.
"Seni çok seviyorum Jimin."

Çok geçmeden Jimin de gülümsemiş, parmakları sevgilisinin ensesindeki saçları okşarken "Seni çok seviyorum Jungkook." demiş, sevgilisinin közden bir bıçağı andıran köprücük kemiğine bastırmıştı dudaklarını umursamazca yanıp tutuşurkem.

Teni yumuşacıktı zeytin gözlünün. Bir pamuğu andıracak kadar yumuşak tenine öpücükler bırakılırken ufak bir inilti kaçmıştı zeytin gözlünün derince nefes almak için aralanan dudaklarından.

Duyduğu inleme ve nefes sesleri git gide daha da hızlı atmaya başlayan kalbinin sesine karışınca daha fazla oyalanmak istememiş ve zeytin gözlünün gömleğini bir çırpıda çıkartıvermişti karamel saçlı.

Bir hazineyi andıran esmer ten loş ışığın altında ışıl ışıl parıldarken bir kez daha anlamıştı Jimin ne kadar şanslı olduğunu. Dışarıda sevgilisi için canını tehlikeye atabilecek kadınıyla erkeğiyle tonlarca insan bulabileceğine emindi genç adam. Onlardan biri, fakat sevgilisi için en özeli olmak gururunu okşamıştı karamel saçlının.

Parmakları sevgilisinin vücudunda ufak bir gezintiye çıkarken Jungkook da boş durmamış ve sevgilisinin boynuna zaman zaman ısırığa dönüşen tutkulu öpücükler bırakmaya başlamıştı. "Tadın o kadar güzel ki, doyamıyorum." diye fısıldamıştı ardından sevgilisinin boynuna.

Jimin dudaklarından ufak iniltiler koparken sevgilisinin onu ne zaman kıyafetlerinden kurtardığını anlamamıştı bile. Bacakları yorgunluktan mı yoksa zevkten mi titriyor anlamıyorken "Odaya..." diye mırıldanmıştı nefeslerinin arasından karamel saçlı "Odaya gidelim."

Baby SharkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin