|41.Bölüm|

891 50 119
                                    

Jimin günlerin nasıl geçtiğini bir türlü anlayamıyordu. Mezuniyeti yaklaştığından olsa gerek her sabah bir öncekine göre daha heyecanlı uyanıyordu. Çocukların çoktan uyandığını fark etmişti ama Jungkook ve arkadaşlarının geleceğinden haberi olmadığından sevgilisinin neşeli kahkahasını duyduğunda bir anda paniğe kapılmış, hala kapalı duran gözlerini bir anda, kocaman açmıştı.

Hızla yatağından doğrulup telefonuna sarıldığında Jungkook'tan gelen mesajı görmüş kendi kendine gülümsemişti bir süre. Sevgilisi evine geleceğini, kendisi için kocaman bir pankek yapacağını yazmıştı yaklaşık yarım saat önce.

Jimin kendi kendine gülümseyerek yataktan kalkmış, elini yüzünü yıkamak için banyoya doğru yönlendirmişti hızlı adımlarını. Normalde olsa yataktan kalktığı gibi uyuşuk adımlarla aşağı iner, bir zombi edasında otururdu kahvaltı masasına. Fakat bu sefer aşağıda aşık olduğu adam vardı ve onu böyle görmesi facia olurdu. Tüm bunları düşünmeye ara verip banyoya girdiğimde aceleyle elini yüzünü yıkarken bir yandan da aşağıdaki eğlencenin ne kadarını kaçırdığını düşünmeye koyulmuştu.

Merdivenlerden inerken Hoseok'un Yoongi'nin kahkahasına karışan gülüşünü işitmiş, gülümsemesi git gide genişlemişti karamel saçlının. Jimin gülümseyerek "Herkese günaydın!" diye şakırken çocukların gülen yüzleri ona dönmüş her biri "Günaydın!" diye sevinçle yanıtlamıştı minik bedeni.

Jimin mutfağa doğru yönelirken kalabalık masaya şöyle bir göz gezdirmiş ardından ocağın başında pankeklerle ilgilenen sevgilisinin yanına geçmişti. "Hamaratlığın üstünde bakıyorum yakışıklı."

Jungkook gülümseyen bakışlarını sevgilisinin güzel yüzüne, daha net olmak gerekirse yeni uyandığı için hala şiş şiş duran dudaklarına çevirirken "Senin için." diyip gülümsemiş, ardından sevgilisinin kendisini çağıran dolgun dudaklarına elinden geldiğince kısa ve masum bir öpücük bırakmıştı.

Jimin herkesin onları izlediğini bildiğinden utancın sevimli pembeliğinin çöktüğü yanaklarını saklamak için başını öne eğdiğinde Hoseok arkadaşını kurtarmak için kendini ateşe atmış, her zamanki gibi şen şakrak haliyle elindeki tabaklardan birini masaya, Yoongi'nin önüne bırakırken "Yoongi, bunu senin için hazırladım." diyip Yoongi dahil herkesin kendine bakmasını sağlamıştı.

Jimin kendi kendine bu ikisinin arasındakilere dair kaçırdığı bir şey olup olmadığını düşünürken Hoseok yeniden sessizliği bölmüş, diğer tabağı da Jin'in önüne bırakırken "Ayrıca Jin için de hazırladım ve Taehyung için de..." diyip gülümsemişti.

Yoongi bir anlığına da olsa Hoseok'un bir cümlesiyle heyecanlandığı için kendisine kızmış, bir dahaki sefere böyle oyunlara gelmeyeceğine dair kendisine söz vermişti. Muhtemelen tanıştıkları andan itibaren yüzüncü kez bozduğu bu sözü yine tutmayacaktı ama denemekten zarar gelmezdi, değil mi? "Hoseok seninle flört etmiyor." diye kendi kendine düşünmüştü Yoongi. "Herkese karşı böyle sevecen."

Sonunda herkes masaya oturduğunda Jimin gülümseyerek onlara şöyle bir bakmış, ardından merakla sormuştu. "Anlatın bakalım" demişti saatine bakarken "Bu şafak baskınının sebebi ne?"

Diğerleri çoktan gülmeye başlamışken Jungkook da saatini kontrol etmiş ardından kaşlarını yalandan çatarak "Pankeklerin hepsini ben yerim bak!" diye çıkışmıştı "Öğlen olacak nerdeyse!"

Namjoon onların bu halini gülümseyerek izlerken daha fazla dayanamamış "Jungkook, şikayet ettiğimden değil ama saat dokuz buçuk." diye mırıldanmıştı.

Jungkook Jimin'in tabağındaki pankeke uzattığı çatalını geri çekip Namjoon'a dönmüş ardından dudaklarını ısırarak "Ben bugün altı buçukta kalktım da..." diye mırıldanmış, kendisine merakla bakan Jimin'e dönmüştü "Seni o kadar özledim ki uyuyamadım."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 11, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Baby SharkWhere stories live. Discover now