Kim bilebilirdi ki böyle anlık bir kararla tanımadığı birine mesaj atmasının güzel bir mucizeye sebep olabileceğini
Jimin:
Şişe çevirmece oynamak kötü bir fikirdi.
02:19
JK:
O kadar da kötü bir fikir olduğunu düşünmüyorum
gördüğüm en şirin köpek bal...
Jungkook sabah yataktan zar zor kalktığında aydınlığa henüz alışamadığından kıstığı gözlerini telefona sabitleyip bir kaç saniye ekranı incelediğinde "İlk mesajı o atmış!" dedi çığlık atarcasına. "Aman Tanrım ilk mesajı o atmış!"
Jungkook sanki az önce aşırı halsiz uyanan zavallı o değilmişçesine yatağında yaramaz bir tavşan gibi bir oraya bir buraya zıplayıp tepinirken Yoongi suratında şaşkın bir ifadeyle kapıda öylece olanları izliyordu. "Ne oluyor be sabah sabah?" dedi şaşkınlıkla. Jungkook ise sonunda durulmuştu. "Hyung! İlk mesajı o atmış bak!" dedi telefonunu Yoongi'nin gözüne sokarken.
Yoongi başını sağa eğip kaşlarını çatarak "Kimden bahsediyorsun?" diye sorduğu sırada onlara Jimin'den hiç bahsetmediğini hatırlamıştı Jungkook. "Ah! Doğru..." dedi mırıldanarak. "Size hiç bahsetmedim ki. Bu akşam bir şeyler içmek isterseniz konuşuruz belki." diyip yavaşça yatağına geri dönmüştü Jungkook. Yoongi ise çoktan başını aşağı yukarı sallayarak işin yolunu tutmuştu.
Jungkook mesajı tekrar tekrar okuduğunda yüzüne yerleşen gülümsemeyle başının çatlayacak gibi ağrımasını, vücudundaki tüm kemikler kırılmış gibi halsiz hissettiğini unutuvermişti.
pjm: İsmini söylemeyi unuttuğunu fark ettim. 10:15
Fakat az önce sevinçten attığı çığlıklar küçük çaplı bir kıyamet koparsa da bunu Jimin'e belli etmeden mesaj atmalıydı. "Normal davran Jeon Jungkook." dedi kendi kendine. Ne kadar normal davranabilirse o kadar normal davranacaktı.
JK: Sana da günaydın...
Ben de adımı hiç sormadığını fark ettim iyi kalpli olmasına rağmen hiç de masum olmayan üşengeç minik sevimli köpek balığı Jimin 10:30
Bu kadar normal davranabiliyordu işte. Anormallik kavramında insanlara boyundan uzun lakaplar takmak yoktu ne yazık ki...
pjm: Şunu yazmayı bırak diye adımı söylediğimi hatırlıyorum 🙄😒😒😒😒 10:46
JK: Kendimi durduramıyorum çok sevimli!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
10:48
Jungkook şarkı dinleyerek huzur içinde kendisine gribe iyi gelecek bir çorba yaparken mesaj sesiyle irkilmişti.
Hep aynı şey oluyordu, her bildirim sesiyle elleri terliyor, vücuduna elektrik akımını andıran anlam veremediği bir dalga yayılıyor ve yanaklarının kızarmasına engel olamıyordu.
pjm: Adını söyleyecek misin? 11:20
Jungkook mutfağın ortasında dikilip bir eliyle çorbayı karıştırıp diğer eliyle de telefonunu tutarken "Hayır" diye yanıtladı kendi kendine. "Hayır sana adımı söyleyemem. Söylersem bir erkek olduğumu anlar benimle konuşmazsın..." Derin bir nefes alıp bir kaç saniye ne yapacağını düşünürken işi dalgaya vurmaya karar vermişti. Meme ya da gif her zaman işe yarardı.
JK:
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
11:35
pjm: Şanslısın, çabuk vazgeçerim. 11:42
Çok geçmeden Jimin'in ona cevap vermesine mi sevinseydi yoksa gelen mesaja mı üzülseydi bilememişti Jungkook. Karşısındaki adam sahiden de umurunda olmadığını göstermek istercesine hiç ama hiç ısrar etmemişti.
Telefonu sessize alıp bir köşeye bıraktı Jungkook. Okula gitmediği tek gün hasta olmuştu ve evdeki herkes çalıştığı için kendi kendisine bakmak zorundaydı. "Bir de bununla uğraşamam şimdi." dedi sinirle sanki günün geri kalanında telefonunu hiç kontrol etmeyecekmiş gibi.
Jimin ise çoktan "Neden cevap vermedi acaba?" diye düşünmeye başlamıştı fakat iç sesine cevap vermeye hevesli olan bir başka ses daha vardı. "Neden umursuyorum ki?" diye düşündü kendi kendine. "Kim olduğu bile belli değil sonuçta." Ardından bomboş pratik odasındaki aynada kendi yansımasının gözlerinin içine bakarak konuşmaya devam etti "Bir daha konuşmayacağım o salakla"
— Jimin bey, sanki siz çok akıllı uslu bi şeysiniz de sapığınızı beğenmiyorsunuz 😒
