|29. Bölüm|

1K 93 69
                                    


Jimin olabildiğince kıstığı gözleriyle pencereden sızan gün ışığına alışmaya çalışırken "Jungkook" diye mırıldanmış ardından bakışlarını yanında tepkisizce uzanan sevgilisine çevirmişti.

Gözleri sevgilisinin huzur dolu yüzünü incelerken "Bir insan neden uyurken bu kadar şirin olur ki?" diye mırıldanmıştı kendi kendine karamel saçlı. Çok geçmeden sevgilisi adını mırıldanmaya başladığında "Efendim sevgilim?" diye şakımıştı genç adam kelimeleri uzata uzata. Parmaklarını sevgilisinin yumuşacık saçlarında dolaştırırken sonunda aralanan gözlerde yansımasını gördüğü için oldukça şanslı hissetmişti karamel saçlı. 

Jungkook gülümseyerek "Günaydın yakışıklı bebek köpekbalığı." dediğinde Jimin de gülümseyerek "Günaydın yakışıklı." demiş ardından sevgilisinin yanağından bir makas almıştı.

Zeytin gözlü, Jimin'in bu hareketine gülerken sevgilisini yanına çekmiş ardından ona sımsıkı sarılıp "Biraz daha böyle kalalım, lütfen." dedikten sonra sevgilisinin saçlarına gömülüp derince bir nefes almış ve alnına masum bir öpücük bırakmıştı. 

Jimin kendi kendine hala uyuyor ve rüya görüyor olma ihtimalini sorgularken yüzüne yayılan gülümsemesinin eşliğinde derince bir iç çekmiş ardından o da sevgilisine sımsıkı sarılmış ve saçlarında usulca dans eden parmaklara gülümsemişti bir kez daha. 

Huzurla ve dışarıdan gelen kuş cıvıltılarıyla geçen birkaç dakikanın ardından sonunda Jungkook "Kahvaltıda ne yemek istersin?" diye sormuş, gülümseyerek "Ne istersen yiyebiliriz." diye devam etmişti sözlerine. Jimin bir an tereddütle "Yoongi ve Taehyung nerde?" dediğinde Jungkook gülümseyerek "Bizi rahatsız etmemeleri için dün eve gelmemelerini söyledim." dediğinde Jimin hızla yerinden kalkmış kocaman açtığı gözleriyle "Ne? Dün ne yaptığımızı biliyorlar mı?" diye bağırmış ardından ellerini çoktan kıpkırmızı olmuş yanaklarına götürmüştü.

Jungkook ise sevgilisinin bu utangaç halini kahkahalar eşliğinde izlerken "Şaka yapıyorum! Burası anne ve babamın Seul'e geldiklerinde kaldıkları ev. Burada bizi kimse rahatsız edemez diye düşündüm." diyip yatakta hafifçe doğrulmuştu. Jimin ise az önce fena halde kandırıldığı için mümkün olduğunca korkutucu gözükmeye çalışarak kaşlarını çatmış ardından oyuncu bir tavırla sevgilisinin omzuna vurmuştu. "Sana ceza! Kahvaltıyı sen hazırlıyorsun!"

Jungkook gülümseyerek "Tamam, kabul ama iki şartım var." demiş, ani bir hareketle karamel saçlının yüzüne yaklaşıp "Birincisi!" diyip gülümsemiş ardından biraz daha yaklaşıp "Sabah öpücüğümü almadan yataktan çıkmam." diyip sevgilisinin dudaklarına minik ama sıcacık bir öpücük kondurmuştu. Jimin sevgilisinin bu çocuksu hallerine gülümserken "İkincisi neymiş?" diyip ellerini kavrayan ellere bakmıştı. Jungkook gülümseyerek "Alışverişe beraber gideceğiz! Tüm çiftler gibi!" dediğinde Jimin bir kez daha gülümsemiş ardından "Artık bir çift olduğumuza göre sanırım bunu kabul edebilirim." diye yanıt vermişti. 

Jungkook gülümseyerek gardrobu açmış, ardından hızlıca üzerindeki t-shirtten kurtulmuş ve raftan kazaklarından birine uzanmıştı. Gözleri yatakta oturmuş öylece kendisini süzen Jimin'i bulduğunda gülümsemesine engel olamayarak kazaklardan birini ona doğru fırlatmış ardından siyah kazağını çabucak üzerine geçirmiş ve ellerini göğsünde kavuşturup Jimin'i izlemeye koyulmuştu. 

Karamel saçlı utancından yine al al olmuş yanaklarını saklama gereği duymadan sevgilisinin hınzır gülüşüne bakıp "Başka işin yok mu senin? Git elini yüzünü falan yıka." diye çıkışmıştı. Jungkook zeytin gözleri yüzüne yayılan kocaman gülümsemesiyle kısılırken "Ah öyle mi? Aynadan beni nasıl izlediğini gördüm!" dediğinde Jimin "Ah! Demek yakalandım..." diye mırıldanmış ardından yenilgiyi kabul edip usulca yerinden kalkmış ve sevgilisinin tüm vücudunda dolaşan gözlerine aldırmadan kendisine verdiği beyaz kazağı üzerine geçirmişti.

Baby SharkWhere stories live. Discover now