|24.Bölüm|

1.4K 161 33
                                    

Herkese merhaba, uzun bir aradan sonra beraberiz! Bölümü medyaya eklediğim, Billie'nin o çok sevdiğim şarkısı Lovely ile dinlerseniz çok mutlu olurum.

_

Ertesi gün yetimhanede buluşacakları o ana kadar geçen saatler o kadar yavan gelmişti ki, karamel saçlı da zeytin gözlü de geçen her beş dakikada bir saati kontrol edip akrep ve yelkovanın buluşma saatini bildiren konumlarına gelmesi için tanrıya yalvarmıştı adeta.

Pazar günü geçirdikleri o tatlı anlardan sonra ayrılmak ikisine de olması gerekenden çok daha zor gelmiş, sabah uyandıkları andan itibaren gün ortasına kadar yaptıkları bütün aktiviteleri birer "vakit doldurma aracı" olarak görmeye başlamışlardı. 

Kontrolü elinde tutmak için insan üstü bir çaba sarf eden Jimin için bu durum anksiyete ataklarının teğet geçmesine sebep olsa da içinde bir yerlerde akıntıya kapılıp gitmek isteyen güçlü bir duygu vardı genç adamın. Beş saniye sonrasının bile garantisinin olmadığı bir dünyada hayatında bir kez olsun mantığını devre dışı bırakıp yalnızca kalbinin sesini dinlemek istiyordu. Eğer ruhu başka bir adama kucak açmak istiyorsa sorgusuz sualsiz onu dinlemek şarttı. 

Karamel saçlı yaşadığı anın gereksiz gördüğü sahnelerini ileriye sarmak için hızlı adımlarla yetimhaneye giderken tek düşündüğü Jungkook'un zeytin gözlerine eşlik eden, tüm dünyasını aydınlatan gülüşüydü. Artık onları tanıyan tanımayan herkesin tek bir bakışla anlayacağı bu gerçeği kendinden saklamaya gerek duymuyordu Jimin; zeytin gözlerde kendi yansımasını gördüğü her an cennette bir yıl gibi geliyordu karamel saçlıya.

Tüm bu düşünceler ve caddede akıp giden insan selinin arasında kıvrıla kıvrıla süzülürken sonunda çalışanları dışında herkesin görmezden geldiği, yanından geçerken başını başka yöne çevirdiği yetimhanenin kapısından içeri girmişti Jimin.

 Bu dört duvar arasında anne baba sevgisinden uzak kalmış minik kalpler yine her zamanki heyecanla ona doğru koştuğunda yüzüne yayılan kocaman bir gülümsemeyle ve alabildiğine açtığı kollarıyla karşılık vermişti karemel saçlı. O kadar büyük bir gülümsemeydi ki bu, güzel gözleri iyice kısılmış, etrafı göremez olmuştu. Yine de bedenine ardı ardına dolanan minik kolları hissetmek yetmişti melek yüzlüye. 

Her birine teker teker sarılıp günlerinin nasıl geçtiğini sorup büyük bir dikkatle dinledikten sonra çömeldiği yerden kalkıp "O zaman oyun vakti!" diye şakıdıktan sonra çantasından çıkarttığı kırmızı burnu ve palyaço peruğunu takmıştı karamel saçlı büyük bir hevesle.

Jungkook her zamanki gibi karamel saçlısının çocuklarla çocuk oluşunu ve kocaman bir sevgi yumağına dönüşüşünü izlerken bir terslik fark etmişti. Zeytin gözlü, sigarasını hızlıca söndürüp bahçeye doğru ilerlerken Jimin de bir süreliğine durup etrafı izledikten sonra usulca kenarda, çimlerde oturan kız çocuğunun yanına oturmuştu. 

"Merhaba" diyip hafifçe kız çocuğunun tıpkı Jungkook'un gözlerini andıran kömür karası gözlerine bakmak için eğildiğinde diğer çocukların gözlerindeki ışığa tezat bir hüzün görmüştü karamel saçlı. 

Anlamını çok iyi bildiği bu bakış, küçük kızın sevgiye muhtaç kalbinin bir yansımasıydı yalnızca.

Derin bir nefes aldıktan sonra "Ters giden bir şeyler mi var güzel kız?" diye sormuş fakat bir yanıt alamayınca çekindiği her halinden belli olan kıza "Beni hatırlıyorsun değil mi? Geçen hafta dinozor kostümü giymiştim." diyip ufak bir hatırlatma yapmıştı karamel saçlı "Bana güvenebilirsin." dercesine. 

Küçük kız ise yerinde biraz kıpırdanıp derince bir nefes aldıktan sonra "Benimle oynamak istemiyorlar." diye yanıt vermişti bıkkın bir sesle. Jimin ise merakına yenik düşüp "Neden ki?" diye sormuştu bir anda. İşte tam o sırada kız minik parmaklarını Jimin'in solundaki banka doğrultup "Jungkook öğretmenim biliyor." demişti utana sıkıla. 

Baby SharkWhere stories live. Discover now