|23.Bölüm|

1.5K 152 61
                                    

Medyaya eklediğim güzeller güzeli şarkıyı dinlerseniz beni çok mutlu edersiniz😘🙋🏻‍♀️
__

Han nehrinin kıyısı her zamankinden daha da sakin görünüyordu bugün zeytin gözlere. Yaklaşık beş dakika erken geldiği buluşma noktasında sanki saatlerdir Jimin'in gelmesini bekliyormuş gibi hissediyordu zavallı. İnsanların gelip geçişini ya da ara sıra çimenleri ziyaret eden serçelerin neşesini izlemenin hiçbir faydası olmuyordu kadife sesliye.

Zeytin gözler geçen her on saniyede bir saati kontrol etmeye devam ederken sonunda tanıdık bir ses yankılanmıştı Jungkook'un kulaklarında. Jimin üstüne başına çeki düzen verirken bir yandan da "Jungkook! Çok beklettim mi? Ah özür dilerim." diye kendi kendine söylenerek aralarındaki mesafeyi kapatıyordu. Jungkook zeytin gözlerini Jimin'in masum yüzünde kısa bir gezintiye çıkarttığında tıpkı Jimin'inki gibi sıcacık bir gülümseme misafir olmuştu ince dudaklarına.

"Ah hayır, yeni gelmiştim." diyip gülümsedi kadife sesli. Ardından kocamam açtığı gözlerle "Ne yapmak istersin?" diye sordu merakla. Jimin ise cevap vermek yerine parmaklarını sardığı ince bileği çekiştirirken bir yandan da çocuksu bir neşeyle "Az ileride bir kafe gördüm, içeride bir sürü kedi vardı!" diye şakıyordu.

Fakat Jimin kafeye giden yolda yeni bir durak keşfetmiş, vitrinde gördüğü gri ipek gömlekle bakışmaya başlamıştı. Jimin'in bu halini oldukça şirin bulan Jungkook bir anlığına kafeye gitmeyi erteleyebileceklerini düşünüp tıpkı az önce karamel saçlının yaptığı gibi, şeftali kokulu Jimin'in ince bileklerini narince kavrayıp mağazaya doğru sürüklemeye başlamıştı onu. Jimin ise utangaç bakışları ve al al olmuş yanaklarıyla "Ah hayır! Almayacağım sadece bakıyorum." diyerek direnmeye çalışsa da mağazanın içine sürüklenmişti çoktan.

Jungkook gülümseyerek mağaza görevlisine hangi gömleği istediklerini anlatırken Jimin utanınca hep yaptığı gibi parmaklarıyla oynayıp mermer döşemenin desenlerini incelemeye koyulmuştu. Mağaza görevlisi kadın gülümseyerek yanlarından uzaklaştığında küçük bir çocuk gibi Jungkook'un sweatshirtünün eteklerini çekiştirip "Sadece bakıyordum, vaktimizi boşa harcamayalım." diye söylenmeye başlamıştı.

Jungkook ise hiç vazgeçeceğe benzemiyordu. Gülümseyerek görevlinin getirdiği gömleği incelerken "Ah! İşte bu!" diye mırıldanmış, ardından eline gömleği tutuşturup omuzlarından tutarak yönlendirdiği Jimin'i kabine itelerlen "Sana çok yakışacak." diyip duryordu.

Jimin kabine girdiğinde kendi kendine Jungkook'un bu şirin hallerine gülerken bir yandan da gömleğin düğmelerini ilikliyordu fakat daha yarı yolda gömleğin ona bol geldiğini fark ettiğinden morali bozulmuştu.

Utana sıkıla yardım istemek için kafasını kapı aralığından uzattığında Jungkook'un yakışıklı suratıyla karşılaştığı için mutlu hissetmişti. Zeytin gözlerdeki merakı gidermek için "Gömleğin bir beden daha küçüğü var mıdır sence?" diye sormuş, ardından kabinden çıkıp üzerinde emanet gibi duran gömleği göstermişti gülerek. "Sanırım gömleği isteyenin sen olduğunu düşündü."

Jungkook gülünce hepten kısılan gözleriyle karamel saçlıyı inceledikten sonra hızla ayağa kalkıp gömleğin bir küçük bedenini bulmak için gidecekken bir ses duymuş, ardından kendi kendine kıkırdamaya başlamıştı. Çünkü karamel saçlısı yaratıcısıyla derin bir sohbete girmiş, somut bir cevap almak istercesine soruyordu.
"Beni neden böyle minik yarattın ki?"

Jungkook yüzünde masum bir gülümsemeyle, kendi kıyafetlerinin Jimin'e nasıl bol geleceğini düşünürken bir yandan da mağazanın içini dolaşıyordu. Satış görevlisini arayıp bulamayınca gömleğin bir küçük bedenini bulmak ona kalmıştı. Neyse ki, keskin gözleri sayesinde görevini hızlıca tamamlamıştı fakat neşeyle kabine doğru koşarken beklemediği bir manzarayla karşılaşmıştı kadife sesli. Nefes kesici bir manzara da denebilirdi buna.

Baby SharkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora