|4.Bölüm|

3K 275 38
                                    

Jimin bu sabah neredeyse şu "JK" denen gizemli numaradan mesaj geldiğinden emin olarak uyanmıştı. Bunun bir temenni mi yoksa yerinde bir tespit mi olduğunu düşünmeden yatağında doğrulup elini hızla telefonuna attı.

JK:
Günaydın masum olmayan minik sevimli köpekbalığıııı
08:34

"Tam tahmin ettiğim gibi." diye düşündü Jimin. İstemeden başına sardığı sapığı yine türlü sıfatlarla ona yeni bir günaydın mesajı atmıştı. "Başımıza bela aldık." diye mırıldandı bir telefonuna bir de aynadaki yansımasına bakarken.

pjm:
Bunu yapmaya devam edecek misin cidden?😒
09:45

Düşünmeden yazıp yolladığı mesajı tekrar tekrar okuduğu sırada çok geçmeden mesaj geldiğinde gülümsedi Jimin. Sahiden bu kadar rahatsız oluyorsa neden numarayı engellemek yerine cevap verip durduğunu sorgulamadan mesajı okudu Jimin.

JK:
Sürekli köpekbalığı olarak mı dolaşıyorsun yoksa biz insanlardan köpekbalığı kimliğini saklıyor musun?🙄
09:46

pjm:
Sadece çalışırken böyle giyiniyorum. Beni rahat bırakmazsan kolunu ısırırım😒
09:48

JK:
Aman tanrım! 😮😮😮
09:49

Minik şirin köpek balığı kızdı!

Minik şirin köpek balığı kızdı!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Hahsnsjsjjskdk
09:50

İş arkadaşın olup seni her gün bu şirin kıyafetlerle görmeyi isterdim😻
09:50

Jimin bir süre gelen mesajdaki fotoğrafa bakıp güldü. En sevdiği çizgi film karakterlerinden biriydi snowball. "Salak şey" diye mırıldandı kendi kendine.

Evet, inkar edemeyeceği bir gerçek vardı ki tek bir fotoğrafla, ki bu fotoğraf hiç de gurur duyacağı türden bir fotoğraf değildi, birini etkilemiş ve sonunda her gün ondan günaydın mesajları alıyor hale gelmiş oluşu onu neşelendiriyordu.

Fakat bu uzayıp giden "minik şirin köpek balığı" hikayesi inşaa etmek için lise yıllarından beri didindiği karizmasını yerle bir ediyordu.

pjm:
Beni şöyle çağırmayı kesecek misin yoksa seni engelleyeyim mi?
09:52

Engelleyeceği falan yoktu, sadece karşısındakini korkutmak istiyordu. Fakat karşısındaki kişi ondan çok daha önce uyandığından olsa gerek, daha mantıklı düşünmeye Jimin'den çok çok daha önce başlamıştı.

JK:
İsmini söylemeye ne dersin?
09:53

"Gerizekalı Jimin." diye mırıldandı kendi kendine. Acaba bir isim mi uydursaydı? Ya da dümdüz söylese miydi öylece? Evet "Gerizekalı Jimin" yazıp geçmeliydi.

"Hayır hayır!" dedi yataktan kalkıp ayna kaplı dolabına ilerlediği sırada. Tanımadığı birine adını söyleyemezdi. Hem karşısındakinin onunla dalga geçmediği ne malumdu?

pjm:
Hayır derim.
09:54

Cevabı kısa ve net olmuştu. Telefonu bir köşeye fırlatıp hazırlanmaya koyuldu. Bugün yoğun bir gün olacaktı. Dans provaları, gönüllülük işleri, teori dersleri ve arkadaşları ile geçirmekten hoşlandığı o harika saatler arasında böyle şeylere ayıracak vakti yoktu, olmamalıydı.

Jungkook ise çoktan ne cevap vereceğini defalarca düşünse de bulamamıştı.
"Peki" yazmak yeterince garip olan durumu daha da garip kılacaktı ve büyük ihtimalle bir yanıt alamayacaktı. Çünkü muhabbetleri öyle bir yere gelmişti ki bu saatten sonra devam etmesi için hiçbir sebep kalmamıştı. Sevgili tribi atacak hali de yoktu sonuçta. "Bu sefer erken bitti." diye mırıldandı kendi kendine konuşmalarını kastederek.

Kalbi mi kırılmıştı? "Hayır hayır!" diye cevapladı kendi kendine aynadaki yansımasına bakarken.

Koskoca evde tek başınaydı. Tae ve Yoongi hyung işe gitmişti, kahvaltı hazırlayan kimse olmadığından mısır gevreğine mahkumdu ve okula gitme vakti yaklaştıkça huzursuzlanıyordu. Göğsüne oturan sıkıntının tek açıklaması buydu.

—Şöyle minnoş minnoş üzüldüğünü hayal edin, benim jikook kalbim dayanmadı💜

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Şöyle minnoş minnoş üzüldüğünü hayal edin, benim jikook kalbim dayanmadı💜

Baby SharkWhere stories live. Discover now