|19.Bölüm|

2.3K 205 82
                                    

Herkese merhaba! Bölümü medyadaki şarkıyla okursanız ve fikirlerinizi benimle satır aralarında paylaşırsanız gerçekten çok mutlu olurum.
_

Karamel saçlının ani ortaya çıkışı zeytin gözlünün üzerine yağan inatçı yağmuru durdurduğundan beri ikili tek bir kelime bile etmeden aynı şemsiyenin altında yürüyordu sokak lambalarının aydınlattığı ağaçlı yolda.

Karamel saçlı başını hafifçe kaldırıp yanı başındaki çocuğa göz ucuyla baktığı her saniye ayrı bir güzelliğini keşfediyordu ve böyle güzel bir yüzü ondan saklamasının haksızlık olduğunu düşünüyordu. Herkes gibi onun da gününü aydınlatan bir yüze ihtiyacı vardı tıpkı Jungkook'un zeytin gözlerine ev sahipliği yapan yüzüne benzeyen.

Bir an düşüncelerinden sıyrılıp haylaz rüzgarın zeytin gözlünün yüzüne savurduğu koyu kahve saçlara uzanıp düzeltmek istese de kendi kendine engel olmuştu Jimin. Jungkook'un onu henüz affedip affetmediğini sorgulayan zihni böyle bir hamleyle onu ürkütmekten, daha da kötüsü rahatsız etmekten korkmuştu.

Jungkook ise günlerdir köşe bucak kaçtığı, hayatından çıkartmaya çalıştığı adam ile aynı şemsiyenin altında yürürken ara sıra onunkine değen kolları kalın kumaşlara rağmen alev alıyormuş gibi hissediyordu. Bir an durup Jimin'in yüzünü avuçlarının arasına alıp her santimini zinhinin en güzel köşesine kazımak istese de yapabildiği tek şey adımlarını onunkilere uydurmak ve böyle güzel bir şeyden kaçmayı düşündüğü için kendine defalarca sövmek olmuştu.

Jimin'in buraya kadar onu görmek için gelmiş olmasını, bu soğuk havada dışarıda beklemesini, onu hayatından çıkartmaya çalışmasına rağmen ona ulaşabilmek için sigaraları kullanacak kadar zeki olmasını düşünüp gülümsemişti Jungkook.

Karamel saçlı ise hala varlığına alışamamış olan zeytin gözlüye inat sessizliği bozmaya yemin etmişti bakışları baharı hatırlatan gülüşüne çarpınca. "Gülümsediğini görmek güzel." diye mırıldanmıştı cesur hareketlerine tezat utangaç bakışları Jungkook'un bakınca ağladığı belli olan siyah zeytini andıran koca gözlerini bulurken. "Teşekkür ederim." diye devam etmişti Jimin "Gülümsediğin için teşekkür ederim Jungkook."

Jungkook ise loş sokak lambalarının al al olan yanaklarını sakladığını umut ederek "Gelmeni beklemiyordum, seni kendimden itmeme rağmen geldiğin için mutlu olduğumu inkar edemem." demişti utana sıkıla. Mesajlaştıkları zamandaki gibi birbirleriyle oyun oynayıp atışmak yerine sakince gerçek hislerini konuşabileceklerini düşünmek gardını indirmiş gibi hissettirmişti ikisine de, fakat göz göze geldikleri bir saniye bile birbirlerinin kalplerinde güvende olduklarını hissettiriyordu ikisine de.

Jungkook sonunda oturmayı karar verdikleri kafenin camdan kapısını onun için açarken "Çözmemiz gereken bir çok şey vardı, öylece gitmene izin veremezdim." diye karşılık vermişti Jimin gülümseyerek.

Sohbetleri garson kızın "Ne arzu ederdiniz efendim?" sorusuyla bölündüğünde Jimin'in hiç vakit kaybetmeden verdiği "Bir caramel macchiato ve bir americano lütfen." cevabı ile Jungkook bir süreliğine kendini inişli çıkışlı onca olaydan sonra sonunda mutluluğa giden bir aşk romanının içinde gibi hissetmiş, bir elma gibi kızaran yanaklarını saklamak için başını öne eğmişti masum gülümsemesi yüzüne yavaş yavaş yayılırken. "Unutmamışsın." diye karşılık vermişti gözlerini yavaş yavaş kendisini inceleyen gözlere çevirirken. 

Jimin ise gülen gözleriyle "Unutmadım." demişti sigarasına uzanırken. Çok geçmeden "Ama umarım sana hissettirdiğim tüm o kötü duyguları unutursun Jungkook." diye eklemişti gülümsemesi yavaş yavaş solarken "Tutarsızlıklarım için özür dilerim."

Baby SharkUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum