|28. Bölüm|

1.1K 81 72
                                    

Bölüme başlamadan önce ufak bir uyarı yapmayı ve böylece bekleyenlere de müjdeli haberi vermek isterim; bölüm smut içeriyor. Bu sebeple okumak istemeyenlerle bir sonraki bölümde buluşabiliriz, hikayenin akışına dair bir şey kaçırmış olmazsınız. Yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemezseniz sevinirim. Sizi seviyorum.

Bölüm şarkısı The Neighbourhood- A Little Death
_

Kapıda unutulmuş bir anahtar, acele ile çıkartılmış ve koridor boyunca yere saçılmış kıyafetler, tutku dolu dokunuşlara yenik düşmüş zavallı bir vazonun izlerini arkalarında bırakarak kendilerini yatak odasına attıklarında "Kolyen..." diye mırıldanmıştı Jimin yattığı yerden, kucağında öylece oturmuş, ince uzun parmaklarıyla tenine ufak daireler çizen Jungkook'un hızla inip kalkan göğsünün üstünde sakince duran gökkuşağı kırıntısına bakarken.

Çok geçmeden ikisinin de yüzüne yayılan gülümsemeyle sevgilisini ensesinden kendisine çekmiş "Bana nazik davran." diye fısıldamıştı karamel saçlı aksine "Canımı oku" der gibi duran derin bakışlarıyla.

Zeytin karası gözleri sanki mümkünmüş gibi daha da kararırken, sevgilisinin kulağına eğilip "Deneyeceğim." diye fısıldamış ardından vakit kaybetmeden öpülmekten kan kırmızısına dönmüş dudaklara kapanmıştı kadife sesli.

Bıraksalar günlerce öpebilirdi bu dudakları. Nefessiz kalacağını, hatta öleceğini bilse bile bir türlü ayrılası gelmiyordu sevgilisinin ruhuna çiçek açtıran dudaklarından.

Öyle bir histi ki bu, asla doymayacak gibi hissetmişti Jungkook. Kontrolü kaybettiğinin o kadar farkındaydı ki, ve o kadar umursamıyordu ki tüm bu olanları, o an tek düşündüğü Jimin'in öpüşmenin şiddetiyle gözlerini kapatıp her derince bir nefes aldığında göğsüne çarpan göğsü, zevkten farkında bile olmadan çıkardığı iniltiler, darmadağın olmuş karamel rengi saçlarıydı.

Daha her şey yeni başlıyordu ve adı gibi emindi zeytin gözlü, en büyük bağımlılığı, en büyük zaafı ve belki de en büyük yangını olacaktı bu ten.

Jungkook boynundan göğsüne ıslak öpücüklerden, nazik ısırıklardan bir yol çizerken karnındaki kelebeklerin çılgınlar gibi midesinde sağa sola uçuşmalarını, hatta bedenini aşıp tüm odaya yayılmalarını şaşkınlıkla izliyordu sanki karamel saçlı. Her şey o kadar canlı, o kadar gerçekti ki...

"Sabırsızlanıyorum..." diye fısıldadığında sevgilisinin kıkırtısıyla tekrardan derin bir nefes almış, çok geçmeden nereden geldiğini kendisinin bile anlamadığı bir cesaretle bir çırpıda zeytin gözlüsünün yatağa uzanmasını sağlamıştı karamel saçlı. Ardından hala nemli olan saçlarını hızlı bir hareketle geriye tarayıp çok geçmeden sevgilisinin adımlarını takip etmeye başlamıştı.

Zeytin gözlü, sevgilisi bedenini keşfe çıkarken gözlerini kapamış, başını geriye atıp "Öpülecek daha çok yer var." dercesine yeni bir yol haritası göstermişti sevgilisine. Çok geçmeden karamel saçlı büyük bir ustalıkla ve iştahla sevgilisinin boynundan kasıklarına kadar öpülmedik tek bir yer bile bırakmadığında, Jungkook'un, sevgilisinin adını sayıklayan kadife sesi gecenin sessizliğini bölmüş, dolgun dudakların sevgilisinin teninden ayırıp loş ışıkta gözlerinin gözlerini bulmasını sağlamıştı.

Jungkook sevgilisini omuzlarından nazikçe kavrayıp yanına uzanmasını sağlamış ardından bir kaç saniyeliğine bile olsa zeytin karası gözleri Jimin'in ruhunun derinliklerine sızarken usulca yaklaşıp kulağına "Nazik olacağım." diye fısıldadıktan sonra birer birer kondurduğu öpücüklerle kasıklarına yeni ve ikisi için de çok daha heyecanlı olan bir yolculuğa çıkmıştı. Dudakları karamel saçlının vanilya kokulu teninde bir süre oyalandıktan sonra parmaklarıyla önce sevgilisinin kaslı bacaklarında, sonra da kasıklarında bir gezintiye başlamıştı zeytin gözlü.

Karamel saçlı, sevgilisinin her dokunuşunda, kasıklarına bıraktığı her öpücükte içinden bir parça kopup bedeninden yükseliyormuş gibi hissederken parmaklarını sevgilisinin saçlarına, oradan da çenesine götürmüş, ardından kendisine bakmasını sağladıktan sonra "Sabırsızlanıyorum" diye mırıldanmıştı "Hazırlama..." diye devam etmişti sözlerine emir veren bir tonda.

Jungkook şaşkınlıkla "Fakat bu biraz acı verici olabilir. emin misin?" diye sorduğunda Jimin sevgilisinin sözlerinin bitmesini bile beklemeden kararlılığını göstermek istercesine yanı başındaki komodinin üzerinde duran prezervatife ve jele uzanmıştı büyük bir hızla.

Jungkook karşısındaki muhteşem manzarayı içinde büyüyüp duran bir açlıkla izlerken Jimin  gülümseyerek "İzninle" diye fısıldamış, gözlerindeki o hınzır fakat ne yaptığını çok iyi bildiği her halinden belli olan ifadesiyle prezervatifi paketinden çıkartıp dudaklarının arasına yerleştirmişti.

Kadife saçlı beklemediği bu ani sıcaklık hissiyle dudaklarının arasından ardı ardına kaçan inlemelerini dizginleyecek gücü bile kendisinde bulamazken karamel saçlı çoktan sevgilisinin kulaklarını kutsayan sesiyle zafer sarhoşluğunu tatmaya başlamıştı bile.

Fakat çok geçmeden Jungkook yumduğu gözlerini açmış, Jimin'i hızla yatağa iterken git gide kararan gözlerinin sevgilisinin gözleriyle kesiştiği o bir kaç saniyede hızla yatağın bir köşesinde duran jele uzanmıştı insanın ruhuna bakan bakışlarını bir anlığına bile karamel saçlının karanlık çökmüş gözlerinden ayırmadan.

Karamel saçlı çok geçmeden kendisine oldukça yabancı olan bu hisle yeni tanışmanın verdiği acıyla karışık zevkle birlikte sanki düşecekmiş gibi tırnaklarını sevgilisinin kollarına ve sırtına sapladığında Jungkook gülümseyerek gözlerini kapatmış, sevgilisinin odanın duvarlarında yankılanan masalsı inlemeleriyle derin bir iç çekmişti. "Beni deli ediyorsun Jimin." diye mırıldanırken gözlerini usulca aralamış, sevgilisinin gevşeyen parmaklarına bakıp gülümsemişti. "Biliyorsun değil mi?"

Alacağı yanıtın sevgilisinin dolgun dudaklarından usulca süzülen bir inilti olacağını anladığında, karamel saçları okşayarak "İyi misin sevgilim?" diye sormuştu kadife sesli. Jimin bir anlığına gözlerini aralayıp başını "evet" anlamında bir aşağı bir yukarı sallamış ardından Jungkook'un tereddüt eder bakışlarına karşılık sevgilisinin yüzünü ellerinin arasına alıp "Devam et." diye mırıldanmıştı sesi git gide daha sabırsız çıkarken "Alışırım. Hareket et, lütfen."

Jungkook sevgilisinin yalvarırcasına çıkan sesine ve tüm vücudunu saran yangına yenik düştüğünde usulca hareket etmeye başlamış, kulaklarına dolan zevk dolu inlemeler kendininkilere karışırken gözlerini sevgilisinin sımsıkı yumduğu gözlerine sabitlemiş, ardından "Çok güzelsin..." diye fısıldamıştı nefes nefese. Jimin'in yanıtı ise daha yüksek bir sesle inlemek olduğunda gülümsemiş, ardından sevgilisinin dudaklarına kapanmıştı zeytin gözlü yeniden.

Jimin için yaşanan şu dakikaların her biri birer rüya gibiydi. Hayatına giren, yatağına yolu düşen pek çok kadın olmuştu ama hayatında ilk defa bir erkekle sevişiyordu karamel saçlı ve onca korkuya, endişeye ve beraberinde gelen acıya rağmen bunun hayatındaki en iyi sevişme olduğuna defalarca kez yemin edebilirdi.

Jimin'den farklı olarak hayatı boyunca pek çok erkekle aynı yatağı paylaşmış, hiç birini sevişmeleri sona erdikten sonra, uyandığında, yanında görmek istememiş, hiç birinin bedenini keşfe çıkarken bu kadar heyecanlanmamış ve bu kadar zevk almamıştı Jungkook. Sanki cennetten bir bahçeye yolu düşmüş gibi hissediyordu genç adam.

Dakikalar dakikaları kovalarken birbirlerinin dudaklarına yolladıkları iniltiler sıcak nefeslerine karışırken, beyaz çarşaf tek beden olmuş bu iki ruhun altındaki vahşi dansına devam ederken zeytin gözlünün kömür karası saçları yastığa düşmüş, nefesi karamel saçlının teninde gezinirken inlemelerinin arasında ince uzun parmakları sevgilisinin kasıklarına doğru ufak bir yolculuğa çıkmıştı.

Karamel saçlı gözlerini sımsıkı yumup yay gibi gerilen bedeniyle nefes nefese sevgilisinin adını haykırırken etraflarını sarmış bu dört duvarın dışında, gökyüzünde, bulutların üzerinde uçtuklarına yemin edebilirdi.

Sevgilisinin dokunuşları, kokusu, sıcaklığı tüm bedenini sararken gözlerini bir saniyeliğine aralasa Tanrı'nın gözleri kör eden o kudretli ışığı ile göz göze geleceğine emindi Jimin. "Tanrı var, gerçek." diye düşündü sevgilisinin inlemeleri kulaklarını kutsarken.

"Tanrı var, gerçek."

Baby SharkWhere stories live. Discover now