MADALYON 1

-56-

Gözlerimi açtığımda bir yataktaydım. Neler oldu?

....

Chloe!

Hızla yataktan atlayarak odadan çıktım. Odadan çıkmamla nerede olduğumu görmem beni şaşırttı. Evimdeydim. Aşağı kata koşarak indim ve Caleb'i görmemle bağırdım.

'Chloe nerede?!'

CHLOE'NİN AĞZINDAN

Valizime geriye kalan son t-shirt'ümüde koyup aşağı kata inmeye başladım.

'Baba neden gidiyorum ki?'

'Çünkü Chloe; buradan uzaklaşmak sana iyi gelir. Hem sen hep New York'a gitmek istemez miydin? Al sana fırsat.'

'Ama baba. Ben seninle gitmek istemiştim.'

'Sorun değil. Ben sonrada götürürüm seni. Hem Mike seni yemeyecek ya.'

'Baba.'

'Bana o ses tonunu kullanma genç bayan.'

Oflayarak babama sarıldım ve taksiye yöneldim. Kara Kurt'u babama bırakacaktım. Aslında onu da almak istiyordum ama uçağa alırlarsa yüklerin bulunduğu yerde kalırmış ve ben bunu istemiyorum. Ya yanımda duracaktı yada gelmeyecekti.

Taksiye bindim ve nereye gitmesi gerektiğini söyledim. Bir saat sonra hava alanına vardım. İleride beni bekleyen Mike'ı görünce el salladım ve koşmaya başladım. Tabi arkamdaki bavul biraz zorluyordu beni ama neyse...

Uçağın bulunduğu yere kadar bavulumu taşıdı ve uçağa binmeyi başardık. Numaralarımızın olduğu koltuklara oturduk ve beklemeye başladım. Riley'ye haber vermemiştim. Acaba merak eder mi beni? Evet...Ya Taylor? Ah o nasıl böyle bir şey yaptı? Nasıl beni o adama bıraktı? Ama beni kurtarmak için geri geldi. Ama bir nedeni vardı tabi ki. Kardeşini kurtarmak. Kardeşinin yaşamadığını anlayınca beni kurtarmak için gelmişti. Eğer beni götürmesi gereken yere götürürse öldüreceğini söyledi.

'Chloe? Beni dinliyor musun?'

'Ha ne?'

'Oraya gittiğimizde ne yapmak istersin diye sordum. Sen iyi misin? Rengin sararmış. Sanki kusmak istermiş gibi bir halin var.'

'A cidden mi?'

Hızla cebimden aynamı çıkardım ve yüzüme baktım. Cidden rengim sararmış.

'Ben iyiyim.' Diyip gülümsedim ve aynayı çantama atıp arkama yaslandım. İçimde garip bir his vardı. Beni rahatsız eden bir his...

Kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapadığımda aniden başıma bir ağrı çullandı. Sanırım yine... Dudaklarımın arasından inlememin kaçmasına engel olamadım. Mike'ın bana 'İyi misin?' dediğini duydum. Ama hiç cevap verebileceğimi sanmıyorum. Başımı eğip dizime yasladım. Işığın arasından bir görüntü belirmeye başladığında izlemeye başladım. Sarı saçlı bir kız vardı. Bir çocukla tokalaşıyordu.

LENA'NIN AĞIZINDAN

Okuldan çıkarken Emir arabanın içinde beni bekliyordu. Victoria'ya görüşürüz dedikten sonra adımlarımı hızlandırıp yanına gidip arabaya bindim. Arabanın içinde 2 çanta vardı.

'Bunlar ne?' diye sorduğunda gülümseyerek bana döndü ve

'New York'a gidiyoruz 'dedi.

EMİR'İN AĞIZINDAN

Lena'nın şaşkınlıkla bana bakıyordu.

'A- ama okul? 'diye sorduğunda

'Müdürle konuştum 1 hafta benimsin kıyafetlerin de burada. Biletlerde bende.' diyerek arabayı havaalanına sürdüm. Hava alanına vardığımızda Lena hala şaşkındı