MADALYON 1

-98-

EMİR'İN AĞZINDAN
Eve geldiğimde hava hala karanlıktı.Çitlerin üzerinden atladım ve arka bahçenin kapısından içeri girdim.Merdivenlerden çıkıp odama girdim.Edina yatağın üzerinde oturmuş yere bakıyordu

-'' Bir sorunmu var neden uyumuyorsun. '' dediğimde başını kaldırıp bana baktı.

-'' Ben şey midem bulanıyorduda o yüzden '' o kadar masum bakıyorduki gülümsememe engel olamadım ' Peki ya sen neden uyumuyorsun kötü gözüküyorsun ''

-'' A aa ben yaklaşık 2 haftadır hiç uyumadım uyuyamıyorum yani boşver sen yat '' diyerek arkamı döndüm

-'' İstersen birlikte uyuyabiliriz '' Arkamı döndüğümde biraz mahcup birazda beklentili gözlerle bana bakıyordu '' Uyumana yardımcı olurum ''

-'' Bundan emin misin ''

-'' Elbette gel hadi bunu başarabilirim ''

-'' Ben onu kasdetmemiştim benimle yanyana olmak istermisin '' Ayağa kalkıp elimden çekti ve yatağa oturttu.

-'' Kendini suçlama artık Emir sen iyi birisin '' diyerek yatağa yatırdı.

-'' Kapa gözünü ben burdayım '' dediğinde bileğinden tutarak çektim ve onuda yatırdım.Şaşkınlıkla bana bakarken

-'' Arkanı dön ''' dedim.Bir süre daha şaşkınlıkla baktı

-'' Dön dedim '' Hızla arkasını dönünce elimi beline dolyıp kendime çektim. Elimi tutup hafifçe sıkınca burnumu saçlarına gömdüm.

-'' İşte şimdi oldu iyi geceler '' dediğimde Şevkatli biçimde elimi okşayarak

-'' İyi geceler '' dedi. Güneşin ışıklarıyla gözlerimi açtığımda Edina yüzü bana dönük biçimde uyuyordu. Bebek yüzü kadar pürüzsüz bir teni vardı. Pembe dudakları uykunun verdiği etkiyle iyice büzülmüş ve pembeleşmişti.Hayır yaptığım hataydı.Onu şuanda incelemem hataydı.En yakın zamanda bu kıza bir ev tutmalı ve oraya yerleştirmeliydim.Karnındaki bebek bana aitti onlara iyi bakacaktım elbettte ama hepsi buydu.Hızla yataktan kalktım ve odadan çıkıp banyıya yöneldim.Kısa bir duşun ardından tekrar odama yöneldim .Edina hala uyuyordu.Hızla üzerime birşeyler geçirdim ve aşşağı indim.Buzdolabından bir bira aldım ve kapağını açıp hızla kafaa diktim.Bir tane daha alıp onuda aynı şekilde içtim.Sonuncuya geldiğimde onuda açtım ve birkaç yudum aldım.Gidip marketten almalıydım.Ayık dolaşmak kesinlikle beynimin içinde öldürücü etki yaratıyordu.Arabanın anahtarını aldım ve dışarı çıktım.Tam arabaya binecekken gözüm içinde motorların olduğu garaja ilişti.Aklıma gelen fikirle gülümsedim.Dostum bira bana kesinlikle iyi geliyordu.Telefonu çıkartıp Lundy'yi aradım.O herif bana zamanında komplo kurmuştu ve şu anda bana borcu vardı.Kendini böyle hissetmesini işkence konusundaki üstün yeteneklerimle ben sağlamıştım.

-''Efendim? ''

-'' Lundy selam dostum beni hatırladın mı? ''

-''E-emir? '' sesinin titremesinin verdiği hazla gülümsedim

-'' 1 dakika içinde buraya geliyorsun senden bir isteğim var. ''

-'' 1 dakika mı dedin delirdin mi sen? '' sinirle nefes alarak

-'' Bana bak piç herif, ışınlanıyorsun işte itiraz etme! '' diyerek telefonu kapattım.O anda '' Ne istiyorsun? '' diye bir ses duymamla arkamı döndüm.

-'' Chloe'yi hatırlıyorsun değil mi? Hani benle birlikte ona da komplo kurmuştun. Onu buraya ışınlıyorsun hemen. '' dedim. Tam itiraz edecekken '' Hemen! '' diye bağırdım.Elini bana doğrultarak '' Tamam tamam sakin ol yapacağım ama burda olmaz. Gel benimle ileride eski bir kulube var orada bu işler için gerekli birkaç malzeme var, oraya gidelim. '' dedi.Elimdeki bira şişesini bitirip kenara fırlattım ve onun arkasından yürümeye başladım.Bir marketin önünden geçerken Lundy'e '' Bekle! ''diyerek içeri girdim ve birkaç bira alıp dışarı çıktım.Daha oraya varmadan ikisi bitmişti.Bu işi giderek hızlandırıyordum.