-24-

4.2K 256 19
                                    

Biraz endişelenmiştim.Hiç hareket etmiyordu. Gözlerine baktığımda göz bebekleri önce küçüldü hemen ardından kocaman oldu ve mavisi çok az görünürdeydi. Endişelenmiştim. Daha önce böyle bir şey olmamıştı.Sonra fark ettim de Chloe kollarını kımıldatmaya çalışıyor ama olmuyordu.Tam elini tutacağım sırada Davis önüme geçti ve kaşlarını çatarak 'Eğer ona dokunursan bu durumdan çıkamaz.' dedi.Ona bir saniye baktım ve 'Ona bir şey olursa bunu fena ödersin.'dedim.

Yandaki bir kayaya oturdum ve Chloe'yi izlemeye başladım.

Saatler geçmişti ama hala hareket etmemişti.Artık gözlerim kapanmaya başlamıştı ve başım ağırlaşmaya başlamıştı.Tam uyumuştum ki bir çığlık ve düşme sesi duydum.Hızla ayağa fırladığımda bir şey bana çarptı ve bana sıkıca sarıldı.Bana sarılan şeye baktığımda beyaz saçlar gördüm.Ve sanırım ağlıyordu.Davis de bana anlamayan gözlerle bakıyordu.

'Ne oldu?'

Cevabı hıçkırıklarla ağlama olmuştu.elimi çenesine koydum ve başını kaldırdım.Başını bana çevirdi ve o an gözlerinde bir şey gördüm. Değişikti.adını tam olarak koyamam.Sanki bir ışık huzmesiydi.Rengarenk...

'O-orada...'hıçkırıklar 'çok...'

Davis hızla onu kendine çevirdi ve onun omuzlarından biraz sarsarak 'Ne gördün?Orada ne gördün?'dedi.Chloe'nin buna tepkisi daha çok hıçkırıkla karışık ağlama olmuştu.Davis'i ittim ve Chloe'nin bana yapışmasını izledim.Ses tonumu sakin tutarak konuşmaya çalıştım.

'Chloe bana bak ve sakinleş.O şeyler her neyse gitti.Tamam.Ağlama.'

'Orada ... çok tuhaf şeyler gördüm....'

'Ne gördün?'

Biraz durdu ve derin nefes alıp verdikten sonra sulu gözlerini bana kenetleyerek 'Annemi.'dedi.

---------------- 1 SAAT SONRA-------------------

Arabayı evin önüne yavaşça park ettim ve ona son bir kez daha baktıktan sonra 'Ne gördüğünü ne zaman anlatacaksın?'dedim.

Kollarıyla kendini sarmış bir şekilde karşıya bakıyordu.Bir süre durdu ve bana bir şey demeden kapıyı açıp evin önüne gitti.Onu böyle görmeye dayanamıyorum...zile daha parmağını tuttuğunda Storm hemen kapıyı açtı ve bizi azarlamaya başladı.Chloe bir saniyeliğine ona baktı ve yanından geçerek sanırım odasına çıktı. Bende arabadan çıktım ve kapının önüne gittim.Storm onun arkasından baktı hemen ardından da kafama sertçe vurarak 'Yine ne yaptın?!'dedi.O kafama vurunca bir ses çıktı ve sert vurduğu için dengemi kaybettim.Ben yere düşünce kapıyı hızla kapattı.Sadece kapıya boş boş bakmıştım.Ayağa kalktığımda kapıyı ittim ama olmadı.Zorladım ama açılmadı.Sanki kapının arkasına ben açamayayım diye birçok eşya koymuştu.Bir süre kapıyı zorladıktan sonra açılmayacağında karar kılınca kapıyı resmen döverek,tokatlayarak ve tekmeleyerek 'AÇIN!'diye bağırıyordum.Açmayacaklarını düşünerek pencerelere yöneldim.Kırmak istemiyordum ama hiçbir pencerede açık değildi.Bir süre evin etrafında dolaştıktan sonra açık bir pencere buldum.Ama oraya nasıl gidecektim?Pencere ikinci kattaydı ve büyük bir ihtimalle Chloe'nin odasına çıkıyordu.Kurt formumu aldım ve dua etmeye başladım.

CHLOE'NİN AĞZINDAN

Bir ses duydum sanki.A neyse...Kesin rüzgar ya da kuştur...Birkaç defa daha aynı ses gelince korktum ve elime telefonumu aldım.Telefonumu ona fırlatmayı düşünüyordum.Zaten hayvan gibi...En azından bir işe yarardı.Saniyeler sonra penceremden içeri bir karartı girince çok korktum ve hızla yataktan fırlayarak elimdeki telefonumu o şeyin kafası olarak düşündüğüm kısmına fırlattım.Ben böyle yapınca hafif bir inleme duydum ve birde 'Sakin ol!Benim.'

'Riley!' Hızla boynuna atladım ve 'Çok korkuttun beni!'dedim.Ben böyle yapınca anlını ovaladı ve elime telefonumu verdi.

'Üzgünüm ama Storm beni kapıda bırakacaktı ve eve girmemin tek yolu senin pencerendi.'

'Hım...'

'Sana bir şey sormak istiyorum.'

Yatağıma oturdu ve benimde oturmamı bekledi.Bende oturunca 'Orada...o kürede neler gördün?'dedi.Bunu neden merak ediyordu?Ama gerçektende hiç hoş şeyler görmemiştim.Gözlerim dolmaya başlayınca bana sarıldı ve 'Üzülmeni istemiyorum.Ama orada ne gördüğünü öğrenmeliyim.'dedi.

'Neden?' Aman Tanrım!Bu ses bana mı aitti?Sesim beş yaşındaki bir çocuk gibi çıkıyordu.Hiçbir şey dememişti.Onun yeşili parlak ve belirgin gözlerine bir süre baktıktan sonra derin bir nefes aldım.

'Orada ilk önce annemi gördüm.Üstünde beyaz bir elbise vardı.Bana ela gözleriyle bakıp gülümsüyordu.'GEL' dediğinde ona doğru bir kaç adım attım ve hemen ardından yüksek bir yerden düşmeye başladım.Korktum ve çığlık atmaya çalıştım ama sesim çıkmıyordu. Annemi de kaybetmiştim zaten.Son hız aşağıda ki karanlığa düşüyordum.Sonra bir ses duydum.

Saniyeler sonraysa aşağıda bir deniz olduğunu gördüm.Ben kurtulmak için herhangi bir şey ararken suyun içine düştüm.Debelendikçe sanki daha fazla suyun içine gömülüyordum. Bir anda izlendiğimi hissettim.Etrafıma bakındığımda ilk fark ettiğim bir çok insan olduğuydu ama hepsinin kuyruğu vardı.Belden yukarısı insan ama altı balık kuyruğu gibiydi ve hepsi parlıyordu.Yani kuyrukları.Onlar sanırım deniz kızıydı ama aralarında erkelerde vardı.

Sonra biri bana yaklaştı ve etrafımda bir süre yüzdü.Aniden her yer karardı ve kendimi boşlukta gibi hissettim... Sonra karşıda keskin bir ışık belirdi.Bana doğru yaklaşıyordu. Bana yeterince yaklaştığında o ışığın bir taçtan geldiğini anladım.Çok güzel bir taçtı.Taç kayboldu ve bana doğru hızla gelen sivri dişli bir şey gördüm ve çığlık atmaya başladım.Geri düştüğümde tekrardan o mağaradaydım.Sonrasını da biliyorsun zaten.'dedim.Sesim giderek kısılmıştı.Ve beni bir an olsun bırakmamıştı.Ona baktığımda beni bıraktı ve gözlerini kapatıp beklemeye başladı.

Ayağa kalkıp dolabıma ilerledim.Pijama çekmeceden pembe üstünde ayıcık olan askılı elbise gibi bir şey ve altına da mavi bir şort çıkarttım.Bu gün cidden sıcaktı ve etrafta badi ve kazakla dolaşmaktan bıkmıştım.Odamın özel banyosuna ilerledim ve içeri girerek hızla üstümü değiştirdikten sonra kapıyı tekrar açarak odama geri döndüm.Üstümden çıkan kıyafetleri düzgünce katlayıp çekmecelerime geri yerleştirdim.Riley hala gözleri kapalı yatakta oturuyordu.Yanına oturdum ve onu dürterek gözlerini açmasını sağladım.Gözlerini açtı ve gülümsedi.

Tam ağzını açmıştı ki benim acılı inlemem onu durdurmuştu.Her yer kararmıştı ve başıma korkunç bir ağrı saplanmıştı. Kafamı ellerimim arasına aldım ve acının azalmasını bekledim.Ama sanırım bu ağrı azalmak yerine giderek artıyordu.En sonunda gözümün önünde hafif ışık belirdi.Işık giderek arttığında bir ses zihnime 'Chloe!Beni duyuyor musun?'

Başımı evet anlamında salladım.'

'Derin nefes al ver!Sakinleşmeye çalış!'

Tamam.Derin nefes al-ver,al-ver,al-ver...Evet!Oluyor!Ağrı azalıyor,ışık belirginleşiyordu.

Evet.Görüyorum.Gördüğüm şey....Ben.Bir uçurumun kenarında oturmuşum.Ve... Flower'da orada...Flower bizim okulun meşhur sürtüğü.Ve benim bir numaralı düşmanım.A lanet olsun!Bu pislik beni uçurumdan aşağı itiyordu.Dur!O BENİ UÇURUMDAN AŞAĞI İTİYORDU!!!Birden kendimi odada buldum ama gözlerim karardı ve uykunun sıcak kollarına bıraktı kendini...

MADALYON 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin