-99-

1.2K 61 4
                                    

EMİR'İN AĞIZINDAN
Chloe'nin çok kısa bağırma sesini duyduğuma yemin edebilirdim.Hem geç kalmamışmıydı bu neredeydi? Hızla yerden penyeyi alıp üzerime geçirdim ve dışarı çıktım. Kapının önünde iri yarı, siyah uzun saçları olan bir adam vardı.
-'' Sen kimsin? '' dediğimde adam üzerime doğru gelip boğazımdan tuttu ve duvara yapıştırdı. Adamı iteleme calışırken o iyice sıktı boğazımı.

-'' Ne oluyor lan? Chloe nerde siz kimsiniz? '' dediğimde adam alayla sırıtarak
-'' Chloe ? Hı şu enerji emici olan kız onu ayağımıza kadar getirdiğin için sana ne kadar teşekkür etsek az bize onun için servet ödeyecekler '' dedi Sinirle dişlerimi çıkartıp hırladığımda adam boğazımı biraz daha sıktı.
'' Ona kim bilir neler yapacaklar belki önce tecavüz edip sonra güçlerini alırlar ve öldürürler. Güzel kız sonuçta değil mi? Belki hepsinden önce Pack sahip olur o kıza.''
Sinirlerime hakim olamıyordum. Son sözleri beni çıldırtmıştı..Kükreyerek tırnaklarımı çıkardım ve kalbine sapladım.Elimi hızla çektiğimde adamın bedeni yere yığılmıştı.Elimdeki kalbi kenara fırlattım.O anda Chloe'nin çığlığını duymamla kaplana dönüşüp sesin geldiği yöne koşmaya başladım.Kimsenin beni durdurmasına izin vermeden hılza handan çıktım ve ormana doğru koşmaya başladım.İleride adamları görünce iyice hızlandım.Chloe'yi tutan bir adam ve yanında 5 adam daha vardı.KOşarak yaklaştım ve üzerlerinden atlayıp önlerine geçtim.Tüm gücümle kükrediğimde arkadaki adamlardan üçü bana yaklaşmaya başladı.Birinin kolundu ıssırıp kendime çektim ve düşlerimi boğazına geçirip başıyla gövdesini hızlıca ayırdım.Diğerininde üzerine atladım tam düşlerimi boğazına geçirecekken arkadan biri birşeyler mırıldanmaya başladı.O anda kalbime giren yoğun bir accıyla istem dışı inleyerek geriye yalpalayıp yere çöktüm.Adam hala birşeyler mırıldanırken başka biri gelip elindeki demir benzeri sivri kazığı sırtıma sapladı.Birkez daha inlediğimde Chloe

-'' Emir ! '' diye bağırıp öne atılmaya çalışmıştı ama arkasındaki adam onu çok sıkı tutuyordu Başımı zorlukla kaldrıp ona baktığımda korku ve çaresizlikle bana baktığını gördüm.Hayır pes edemezdim Chloe'yi çaresiz o pisliklerin eline bırakamazdım.Adam hala birşeyler mırıldanırken zorlukla ayağa kalkıp onlara doğru bir adım attım.Sözlerini hızlandırıdığında acı biraz daha artmıştı.Bir an acıyla duraksasamda devam ettim onlara yürümeye.O anda geri kalan grupta aynı şeyi mırıldanmaya başladı.O an acı okadar artmıştıki daha önce bunun benzerini bile yaşamamıştım.Birkez daha yere yığıldım.Chloe hıçkırarak ağlıyordu.Hayır o ağlamamalıydı.Onun ağlamasını istemiyordumSinirle ayağa kalkıp bütün gücümle kükrediğimde adamlar sözlerini hızlandırdılar ama artık etki etmiyordu.Ben çok güçlü farklı yaratıklarla dolu bir aileden geliyordum. Dünyanın en güçlü meleziydim.Soyumda kaplandan büyücüye şifa perisine hepsi vardı ve ben bütün bu büyük güçlerin birleşimiydim.Adamlardan Chloe'yi tutana odaklandığımda adam acıyla inleyerek Chloe'yi bıraktı.Chloe koşarak bana yaklaştığında diğreleri Chloe'ye yöneldiler fakat onlarıda durdurmak için O adamın kalbine ve beynine yolladığım acıyı onlarada yönelttim.Hepsi acıyla yere çöktüklerinde acıyı biraz daha artırdım.Şuanda bütün organları parçalanıyordu.Ağızlarından kan geldiinde hpsi tam anlamıyla yerdeydi.Bir süre sonra acıyı arttırdığımda hepsi hareketi kesmiş yerde öylece yatıyordu. Ölmüşlerdi. Onları bırakıp arkamda duran Chloe'ye döndüğümde korkuyla beni izliyordu.Sırtımdaki o demirin acısını şimdi hissetmiştim.Başım dönüyordu ve heryer kararıyordu zorlukla insana dönüşmemle Chloe'nin ayaklarının önüne yığılmam bir olmuştu.Sonrası karanlık.
CHLOE'NİN AĞZINDAN
Aniden önüme yığılmasıyla endişeyle yanına çömepdim. Sırtındaki o demir şey belkide kalkmasına engel olan şeydi. Elimi demir şeye götürerek hızlıca čjtim ve kenra bırakıp onu uyandırmaya alıştım. Bir kaç kez sarsıp yannağına hafiften vurdum ama açılmıyordu gözleri.
Belki yardım çağırabilirdim. Etraftaki çalıları toplayarak onu gizledim ve koşmaya başladım.
Yarım saat sonra pes edip Emir'in yanına gitmeye başladım. Çalılara geldiğimdeyse...
"Emir!"
Olamaz nerede bu? "Emir neredesin?" diye endişeyle bağırıp etrafımda döndüm. Ya benim yüzümden onu kaçırdıysalar?
Tam bir daha bağıracaktım ki Emir'i ilerid ki çalılarda gördüm. Yalnış alarm... Yanına gidip kollarından tutup çekiştirmeye başladım. Uzun uğraşlar sonucunda onu hana geri sokmayı başarmıştım. Yatağa bıraktığımıda rahat bir nefes alıp duş yerine ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp geri geldim. Emir kendine gelmiş kafasını yattığı yerden kaldırmış etrafa bakıyordu. Sevinçle yanına gidip boynuna kollarımı doladığımda inledi. Kollarımı ondan çektim ve "Üzgünüm yaranı unutmuşum." dedim.
••••
"Emir şu şişeyi bırak." dediğimde başını kaldırdı ve "Seni gece bekledim ama gelmedin." dedi.
"Anlamadım?" diye şaşkın gözlerle ona bakarken o "Dün tuvalete gitmem gerek dedin ama saatlerce odaya gelmedin." dedi. Başımı sallayarak "Emir üzgünüm ama dün bana içirdiğin şeyden sonrasını hatırlamıyorum." dediğimde ayağa kalktı yanıma geldi ve elimden tutarak beni tekli yatağa çekmeye başladı. Kolumu çekmeye çalışarak "Emir bırak beni. Ne yapıyorsun?" dedim endişeyle. O ise beni yatağa iterek yatırdı. Gerildiğimi fark etmiş gibi gülümsedi ve bana yaklaşarak üstüme eğildi. Yatağa çıktığında hızla elimi omuzlarına koyarak daha fazla yaklaşmasını engellemeye çalıştım. Ne yazık ki gücüm ona yetmiyordu. Başını boynuma gömdü ve küçük bir öpücük kondurup "Geceyi hatırlamıyor musun?" dedi fısıldar bir biçimde. Yutkunduğumda o sırıtarak "Olsun. Bu seferki daha eğlenceli olur." dediğinde yeniden omuzlarından itelemeye çalıştım.
Elini yanağıma koyarak "Şşş sakin ol. Söz veriyorum canını yakmayacağım." dediğinde bir elimi kafasına koyarak "Emir saçmalama! Uzak dur." dediğimde üstüme biraz daha gelerek ellerini iki yanıma koydu.
Öpmeye başladığında yeniden onu itelemeye başladım.
Eli siyah dar pantolonumun beline gittiğinde endişeyle daha fazla ittirmeye çalıştım. Ağlamama engel olamıyordum.
"Emir."dediğimde hızla pantolonumu çıkarttı. Korkuyla "Lütfen." diye mırıldandım. .
EMİR'İN AĞIZINDAN
Ne yapıyordum ben ? Geri çekilerek yerdeki kıyafetlerimi giyindim ve Chloe'ye baktım.Ağlamasının şiddetinden bedeni sarsılıyordu.Ona şuan yaklaşmak akıllıca bir fikir değildi.Zihnine odaklanarak onu bayılttım ve kıyafetlerini alıp üzerine geçirdim.Odadan çıktım ve handan çıkıp hızla koşmaya başladım.Lanet olsun !Ormana yöneldim ve kaplana dönüşerek hızımı dahada artırdım.Ne yapmıştım ben ? Ne halt etmiştim ? Chloe'nin canının yanmasını isteyen en son kişiydim.Ama en büyük acıyı yaşatan yine ben olmuştum.Hızımı dahada artırarak ormanın daha içlerine girdim.Şuanda yaptığım şey çılgnlık mı yoksa aptallık mı bilmiyorum ama avcıların bölgesine doğru son hız ilerliyordum.Beni öldüremiyorlardı öldürecek uygun şeyi bulamamışlardı ama acı çekmeyi hak ediyordum.Avcılar beni büyük bir zevkle yakalayıp işkence edeceklerdi.Bölgeye girmemle sırtımda sızı hissetmem eş zamanlı olmuştu.Acı giderek artıyor görüş alanımı karartıyordu.Zorlukla arkamı döndüğümde 3 avcıyla göz göze geldim.Birinin elinde değişik ok a benzeyen birşey vardı diğer ikisninin elinde ise tüfek vardı.
-'' Vay vay vay Emir Grey seni burda görmek ne büyük mutluluk '' diyerek bana yaklaştı.Ben ise hala ayakta durmaya çalışıyordum
-'' Teslim oluyorum sevgili avcı dostlarım istediğinizi yapabilirsiniz ''
CHLOE'NİN AĞZINDAN
Gözlerimi yavaşça açtığıda beynimi o son yaşadıklarım doldurmuştu. Ellerimi ağzıma örtüp hıçkırarak ağlamaya başladım yeniden. Ona yakın ve iyi davranmakla hata mı yapıyordum? Ama ben buyum. Kötü davranamam kimseye. Korkuyla gözlerimle odayı taramaya başladım. Emir odada değildi. Aceleyle ayağa kalktım ve kapıya yöneldim. Kapıyı araladığımda etrfı taradım. Kimse yoktu. Kapıyı arkamdan geri kapadım ve aşağı inen merdivenlerden inerek dışarıya çıktım. Adımlarımı biraz daha hızlandırıp kosarken yola atladım. Bir arabanın önüne atladığımda şoför küfür ederek yanımdan rabayla geçti. Endişeyle sağa sola bakarken ileride kibtelegon kutusunu görünce yanına koştum. İçeri girdim ve pantolondan bulduğum bozukluğu atıp numarayı çevirdim. Birkaç calıştan sonra telefon açılmıştı.
"Alo?"
Derin bir nefes alıp kısık bir şekilde "Devin." dedim. Sanki oturduğu yerden dikleşmiş gibi hissetmiştim sesimi duyunca.
"Chloe? Sen.. Nereden arıyorsun beni?"
"Devin lütfen yanıma gel. Al beni buradan lütfen."
"Ne? Neredesin sen?"
"Ormanlık bir alanda, handayım. Hemen gel Devin lütfen o gelmeden al beni."
"Kim gelmeden? Hem sen ne zaman geldin buraya?"
"Devin lütfen acele et Devin. Yalvarırım."
"Tamam. Tamam. Bekle beni. Bulunduğun yeri bulmaya çalışacağım."
•••
Yaklaşık bir saattir etrafıma endişeyle bakınıp bekliyordum. Bir araba yaklaşmaya başladığında o yöne döndüm. Araba durinca içinden biri çıktı.
"Davin." diyerek ona koştum ve sıkıca sarıldım. Ellerini belime koyduğunda ağlamaya başlamıştım yeniden. Omzumdan iteledi ve beni arabaya oturttu. Arabaya oturduğumuzda bana koltukta döndü ve kaşlarını çatarak "Ne oldu anlat. Kim gelmeden?" dediğinde ona baktım.
"D-devin bunu sana nasıl-"
"Söyle."
"B-ben .."
"Sen ne?"
"Emir..."
"Ne!"
"S-sana nasıl söyleyebilirim b-bilmiyorum."
Derin bir nefes aldı ve "Bir anda söyle." dedi. Demesi kolay tabi. Yapması zor.
DEVİN'İN AĞIZINDAN
Chloe sözünü bitirince yeniden ağlamaya başlamıştı. Sinirimin tavan yaptığını hissedebiliyordum tam bir şey diyecektimki telefonumun çalmasıyla duraksadım.Arayan Sam di.Sam avcı topluluğunda benden sonra en çok saygı duyulan kişiydi.
-'' Efendim Sam ''
-'' Devin dostum bil bakalım şu anda yanımızda kim var? ''
-'' Kim ? ''
-'' Emir Grey. Teslim olmak için bölgemize girdi.Biz seni beklemeden birşeyler yaptık kusura bakma ama seninde gelmeni istiyorum bu pisliği öldürcek şeyi bulana kadar... ''
Gözüm Chloe'ye kaydığında istem dışı gülümsedim o ise benim gülmeme şaşırmış olacakki şaşkınlıkla bana bakıyordu '' Ben biliyorum dostum o piçi bağlayın ve sakın bırakmayın birazdan oraya geliyoruz '' telefonu kapattım ve Chloe'ye döndüm
-'' Chloe ilk beslenme zamanın geldi sanırım '' Şaşırarak göz yaşlarını sildi ve
-'' Ne nasıl ? '' diye sordu.
-'' Emir avcılara teslim olmuş bizimkiler biraz işkence etmişler sanırım ama malum o şerefsizi öldürecek şeyi bulamıyoruz ama sen iyi bir şeçeneksin onun bütün gücünü emeceksin bizde öldüreceğiz '' dediğimde biraz daha şaşırdı
-'' Ama ama avcılar beni sevmezler bence ''
-'' Sevgili Chole sence ben Sean'ı neden öldürmedim yada diğer avcılar ? Çünkü o bizlere avlarmızı öldürmemiz konusunda yardım ediyor sende edersen seni öldürmek şöyle dursun seni diğer yaratıklardan koruruz '' bir süre tepkisini ölçmek için ona baktım ama hiç birşey demiyordu.Sonunda
-'' Emir'i öldürmenizde büyük payım olacak yani ''
-'' Kesinlikle öyle ve şu anda gidiyoruz itiraz istemiyorum '' diyerek birşey demesine fırsat vermeden arabayı çalıştırdım
CHLOE'NİN AĞZINDAN
Araba durduğunda biraz gergindim. Bana bunu yapan kişiden intikam alacaktım ama içimden bir nokta bunu istemiyordu. Derin bir nefes alıp gözlerimdeki ıslaklıkları sildim ve arabadan indim. Devin kaşlarını çatmış bir şekilde arabadan indi ve bana baktı. Bana bakınca bakışları biraz yumuşamıştı ve kolunu omzuma atarak beni kendine çekip başımdan öptü. Bu biraz gerginliğimi alsa da hala gergindim.
İçeri girdiğimizde girişte birkaç kişi ile karşılaştık. Bana olan bakışları sertleşirken Devin'e biraz daha sokuldum.
İçeri, birçok adamın olduğu bir odaya girdiğimizde birçok baş bize döndü. Kimi Devin'e saygıyla bakarken, kimileri bana öfkeyle bakıyordu. Devin konuşmaya başlayınca herkes susmuştu.
"Baylar! Size yeni birini getirdim. Chloe," bana döndüğünde ben korkuyla etrafa baktım. Benden nefret ediyorlar. Kesinlikle.
"O bizim yeni silahımız." dediğinde biri "O bir Enerji Emici! Öldürülmeli!" diye bağırdığında birçok kişi de onaylar şekilde bağırdılar. Çoğunluğu ölmem konusunda hemfikir olsa da bazıları beni koruyordu. Biri kolumu tuttuğunda korkuyla yerimden sıçradım. Sean beni kendine çekti ve bir yere götürmeye başladı.
"Nereye gidiyoruz?"
"Korkma seni öldürmeyeceğim."
"Peki-"
"Birinin enerjisini emmen lazım. Bunu sana yapan kişiyi cezalandır."dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.
"S-sen nereden biliyorsun?"
"Ben her şeyi bilirim." diyerek sırıttı ve bir odaya girdi. Peşimizden 20'ye yakın bir çok avcı girmişti. Karşımda Emir kanlar içinde zincirlere bağlanmış bir halde yere bakıyordu. Birkaç kişi beni ona iterken onlardan kurtuldum ve Emir'e yaklaştım. Emir bana bakmıyordu. Biraz yaklaştım ve tam karşısında durdum. Ona zarar veremem. Ona ne kadar zarar vermek istesemde yapamam... Elimi çenesine koyup bana bakması için zorladım. Başını bana kaldırdığında gözlerinde büyük bir pişmanlık vardı. Elimi kalbinin üstüne koydum ve yüzümü onun yüzüne yaklaştırdım. Bir süre gözlerime baktıktan sonra sesli bir nefes aldı ve "Üzgünüm." diye fısıldadı. Bir tepki vermeden ona bakarken tekrar konuşmaya çalıştı.
"Sana zarar vermek isteyen en son kişiyim.. A-ama... En büyük zararı verdim. Özür dilerim." dediğinde gözlerinin içine baktım. Ciddi olup olmadığını görmek için yüzüne baktım. Yanağından bir damla yaş kaydığında elimle yaşı sildim ve konuşmaya başladım.
"Onun cezasını almasını istiyorum."
Sonra Emir'in duyabileceği bir şekilde devam ettim konuşmama.
"Seni öldürmek istiyorum. Ama seni öldürürsem kendimden nefret ederim. Ve ben senin gibi bir canavr olmak istemiyorum." diye tiksintiyle konuştum ve arkamı dönüp kapıya ilerledim. Bir anda ortalık karışmıştı ve gürültülerin arasından kafama bir şey çarpılmasıyla yere yığıldım.

MADALYON 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin