-97-

959 64 5
                                    

RİLEY'NİN AĞZINDAN

Sadece durmuştum. Neden ona dememiştim ki? Neden ona 'Hayır asla böyle bir sey yapmam. Benim hakkımda nasıl bunu düşünürsün?' diyemedim? Lanet olsun... Şimdi benim ona zarar vereceğimi düşünecekti ve bende uzaklasacak, korkacaktı.Bir şekilde durumu düzeltebilirdim. Belki.

Onları orada bıraktım ve ellerimi cebime sokarak yürümeye başladım. Uzun bir yürüyüşün ardından evi görmemle adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Chloe'nin penceresine doğru uzanan yaşlı ağaca uzun uğraşlar sonucunda tırmandım ve pencereye yaklaşarak balkona atladım. Balkon kapısını iteledim ama kapalıydı. Bir süre kapıyı zıoladıktan sonra cebimden çakımı öıkardım ve kilide yerleştirip kilidi açmaya çalıştım. Ne zaman bu çakıyı cebime koydum bir fikrim yok ama iyiki koymuşum. Kapı çıt sesiyle açıldığında parmak uçlarımla kapıyı ittim. Kapı sonuna kadar açıldığında içeriyi ayın beyaz ışığı aydınlatmıştı. Yavaş ve ses çıkartmayan bir adım attım ve gözlerimle içeriyi taradım. Dolap, ayna ve bir yatak. Yatak dağılmıştı ve içinde yatan kimse yoktu. O neredeydi? İçeriye doğru ilerlerken ''Chloe?'' diye fısıldadım. Bir tıkıtdı duyduğumda durdum. Benim durmamla soluk alıp verme sesi de durmuştu. Kaşlarımı çatmış bir halde bir süre odayı inceledikten sonra gözüm dolaba takıldı. Oradan sarkan şey.. bir ayak mı? Dolaba ilerledim ve bir süre önünde durduktan sonra kapıyı kenara doğru kaydırdım. Kaydırmamla bir karartı fırladı. Karartıya aldırmadan ona baktım. Resmen dolapta ikiye katlanmıştı. Neden dolapta yatar- a tabi ya. Benim onu öldüreceğimi düşünüyor. Elimi ona uzatıp koluna değdirdiğim anda yerinden fırlamıştı.

Kalbi resmen yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Bunu duyabiliyordum. Ve tabiki kanın damarlarından nasıl aktığını da duyabiliyordum. Bir vampiri cezbedecek kadar güzeldi sesi. Dolabın arkasına yapışmış bana korkuyla bakıyordu. Geriye birkaç adım atıp ona baktım ve ''Hadi çık oradan.'' dedim. gözlerime korkuyla bakıyordu. a hadi ama Chloe. Lütfen bana korkuyla bakma. Dolaptan titrek bir adımla çıktı ve yavaş yavaş duvara doğru kayarak yan yan ilerlemeye başladı. Gözlerini gözlerimden ayırıp beni incelemeye başladığı sırada gözlerindeki korku dehşete, endişeye dönüşmüştü. Artık bedeni korkudan titriyordu. Gözü elime takılmıştı. Elime baktığımda çakıyı gördüm. Çakıyı cebime koymamış mıydım?

''Chloe beni dinle. Sana-''

''Git.''

Sesi çok kısık çıkmıştı. Kaşlarımı çatarak ''Sana beni dinle demiştim Chloe.'' dediğimde gözlerini bir saniye bile çakıdan ayırmadan ''Riley. Git.'' dedi. Yavaş yavaş benden uzaklaşmaya çalışıyordu.Benden korkmaması gerekir. Ona asla zarar vermem. Bunu onunda bilmesi gerekiyordu.
Ona hızlı adımlarla ilerlemeye başladımda vitrinin üstündeki şeyi eliyle kavradı ve bana doğru savurdu. Her neyse kafama çarpmıştı ve canım yanmıştı. Geriye birkaç saniye sendelediğimde kapıya doğru koşmaya başlamıştı. Büyük adımlarla yanına koştum ve elimle hızla ağzını örterek onu geriye çektim ve sertçe yere yapıştırdım. Yere çarpınca inlemişt ama elim ağzında olduğu için sesi kısık çıkmıştı. Eliyle ağzındaki elimi itelemeye çalışıyor, bir yandan bağırıyor ve ayaklarıyla bana tekme atıp beni ondan uzaklaştırmaya çalışıyordu. Tanrım cidden benden korkmuş olmalıydı. Hemen bacaklarının üstüne oturdum ve hareketini kısıtladım. Ayaklarıyla yeri dövüyor ve benden kurtulmaya çalışıyordu.

''Bana bak Chloe. Gözlerimin içine.'' diye keskin bir fısıltıyla konuştuğumda yavaşça gözlerime baktı.

''Sana asla zarar vermek istemiyorum anladın mı? eğer sana zarar verecek olsaydım oradan, benden koşarak uzaklaştığın zaman yapardım. Hatta tanıştığımız ilk gün senin boğazını parçalardım. ama bunların hiçbirini yapmadım değil mi? Değil mi Chloe?''

MADALYON 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin