86え34

282 13 6
                                    

...2 ay sonra...

Jiyong kahvesini bitirdikten sonra elindeki kupasını önündeki orta sehpasına bırakıp arkasına yaslandı. Yine duvardaki çizimi izliyordu. Dolan gözleri karşısındaki ejderhayı daha gerçekçi gösteriyordu. Ama Jiyong'un odaklandığı tek şey göğsündeki güldü. Haftalardır tek yaptığı şey bu çizimi izlemekti. Her seferinde Hana'nın vedasının zarifliğine hayran kalıyordu. İçi titrerken gözü kendisi açık ama sesi kapalı olan televizyona kaydı. Aylardır aynı haberler vardı, dünyanın umrunda olmayan Hana artık tüm dünyanın umrundaydı. Hana'nın fotoğraflarını kullanmamaları için tüm kanallara dava açmıştı. Hana için "akli dengesi yerinde olmayan" tabiri kullanıldığında ensesindeki tüyler havalanıyordu.
Hana'nın şizofrenisini öğrendiğinden beri her şey Jiyong'a boş geliyordu. Beş yılda farketmediği hastalığın Hana'yı nasıl mahvettiğini onu kaybettikten sonra öğreniyordu. Jiyong içini çekerek bakışlarını televizyondan ayırdı. Nefes aldığını aylardır hissetmediği gibi yaşadığını da hissetmiyordu. Jiyong ailesinin kendisine bir şey yapmasından korktuğu için eve zorla yerleştirdiği hizmetlinin içeride kırdığı şeylerin sesiyle sinirden gözlerini kapattı. Evet kendini öldürmeyi düşünmüştü ama ölüm bazı şeylerden kolaydı. Çok kolaydı. Jiyong bunu biliyordu. Hana'nın bu yolu seçmiş olmasının sebebinin bu olduğunu bildiği gibi. Savaşacak gücü kalmayan küçük sevgilisini, albümler yaptığı yapacağı büyük aşkını unutmak onu korkutuyordu. Ve Eğer Jiyong ölürse herkes Hana'yı ruh hastası bir katil olarak hatırlayacaktı.

Vedasını bile en zarif şekilde eden birinin böyle hatırlanması Jiyong'u korkutuyordu.

Who you? ||GDragon Where stories live. Discover now