61 え 25

335 28 9
                                    

Jiyong Hana ile birlikte çadırın dışına çıkmıştı, kız düzenli nefes alamıyordu, hatta bazen nefessiz kalıyordu, bir şeyleri hatırladığına emindi Jiyong ama hatırladığı şeyler kesinlikle ikisi ile ilgili değildi. Gün doğuyordu, Jiyong'un soğuktan içi titrese de bu şu an taktığı son şey bile değildi, Hana yanındaydı ve acı çekiyordu, Jiyong Hana'nın bu acısını geçirmek, yok etmek için şu an elindeki her şeyi verebilirdi. Ama elinden gelen tek şey Hana'nın başında dikilip etrafı izlemekti. Hana Jiyong'un dışarı çıktıktan sonra getirdiği içeri girip sudan içti.

-Hayatımın düzgün hatırlayabildiğim kısmın da senden nefret ettiğimi biliyorsun değil mi?


-Evet hem de suratıma dosyaları fırlatıp dava açmakla ilgili tehdit edecek kadar.

-Üzgünüm, o zamanlar dosyanın üzerindeki "Sevgilin" kısmını Jiwon olarak anlamıştım... Gerçi pişman değilim, ne hakla Jiwon'a vurursun? Çıkışını engellersin aklım almıyor!

-Üzgünüm, sensiz pek kolay yıllar geçirmedim.

-Keşke sadece ölseymişim, ama senden uzaklaşmadan belki de odamda ilaç ve biraz içkiyle intihar etseydim. Her şey daha kolay olurdu. Tek hasarı ikimiz görürdük, şimdi insanları sürüyle peşimden sürüklüyorum. Neresi olduğunu bilmediğim bir yere...

-Neden bana zarar vermek istiyorsun? Yemin ederim seni aldatmadım... Yemin ederim. Sadece seni sevdim. Yemin ederim yaptığım şarkıların tamamı sanaydı. Neden beni incitmek istiyorsun? Sikeyim ya hiçbir bok anlamıyorum! Sana kendini öldürmeni isteyeceğin hiçbir şey yaşatmadım ben! Sana o piçle takılmamanı binlerce kere söyledim. O soktu senin kafana bu düşünceleri! Şimdi ortalıklarda yok beyefendi! Onun yüzünden senin için korkunç ihtimaller düşünüyoruz farkında mısın?

-Tamam Ji, sakin ol öyle demek istemedim...

-Ne demek istedin? Keşke ben ölseydim sen de izleseydin dedin az önce!

-Bak üzgünüm. Şu an bu tartışmaya girmenin zamanı değil, zihnimi durduramıyorum, bir şeyleri birilerine anlatıp sıralamam, hangisi hayal hangisi gerçek bulmam gerek ama yapamıyorum kimseye güvenemiyorum anladın mı? Bu yüzden şu an bunu tartışmayalım.

-Kimseye güvenemiyor musun? Peki Jiwon?

-Hayır... Hele de şizofreni olduğum gibi bir fikri aklına soktuğunuz için kesinlikle hayır.

-Ya gerçekten, yani demek istediğim eğer sen gerçekten hast- yani Hyungwoo'lar gerçek değilse? Ne olacak o zaman?

-Hyungwoo gerçek! Şu an en son ihtimal benim şizofreni olma ihtimalim.

-Hyungwoo'yu senden başka kimse görmedi ama Hana. Sence bu mümkün mü?

-Hayır gördü.

-Kim?

-Seni ilgilendirmez.

-Hana sinirlerimi bozuyorsun artık! Kim dedim?!

-Bağırma ciddiyim başım dayanılmaz bir şekil de ağrıyor.

-Kim?

-Babam Jiyong, babam Hyungwoo'yu tanıyor.

-Bir dakika, ne? Baban? Hana aklım karışıyor, en azından birimizin zihninin durgun olması gerek bu yüzden hepsini anlat. Ne biliyorsan... Senin için sıraya koyacağım. Eksik parçaları teker teker yerine koyacağım, güven bana ne olursun?

Who you? ||GDragon Where stories live. Discover now