22あ 10

671 44 2
                                    

-Geldiğin için teşekkür ederim.
-Asıl ben, beni bu cehennemden kurtardığın için teşekkür ederim.
-Cehennem? Hahaha kemerini takar mısın?
Hana gülümseyerek arabayı YG'nin yakınına park ettiği yerden çıkarırken Hanbin'in yakınmalarını dinliyordu. Hanbin yakınmalarına ara verip Hana'ya döndü
-Ee biz ne hakkında konuşacaktık?
-Çok direkt olmadı mı?
-Ah pardon. Bu arada avukatlığa geri dönmene çok sevindim. Tebrikler.
-Teşekkürler.
-Arabanda hayırlı olsun güle güle kullan, cidden çok güzel araba.
-Teşekkürler.
-Ee nasıl gidiyor hatırlamaya başladın mı Jiwon bir şeyler anlattı ama?
-Aslında pek net bir şey yok. Sadece Seungri dediğiniz adam biraz tanıdık geldi ama Jiwon idol olduğundandır dedi.
-Nasıl tandık geldi? Sadece Seungri mi? Yoksa diğerleride öyle geldi mi?
-Diğerleri?
-Bigbang?
-Grubundan mı bahsediyorsun?
-Evet. Hani belki fan falandın?
-Aynı şeyleri söylüyorsun! Öyle değildi.
-Tamam kızma. Zaten onlarla tanıdık olman biraz imkansız olma da zaten.
-Neden ki?
-Bak ben YG de çok uzun zamandır stajyerlik yapıyorum, gerçekten çok sevdiğim değer verdiğim, çok özendiğim sunbaelerim ama son zamanlarda artık o kadarda sevmiyorum.
-Neden ?
-Bak gerçekten başta tesadüf sanıyordum. Ama fazla olmaya başladı.
-Ney? Hanbin düzgün anlatır mısın? Hiçbir şey anlamadım.
-Anlatıyorum ya. Neyse dinle, bak cidden başta tesadüf sanıyordum ama...
-Ama ne?
-Fark etmişsindir, sürekli bir çıkış yapamıyoruz, sürekli engeller çıkıyo karşımıza, sürekli Comeback yapaları geliyo, bize gelen tüm küçük teklifler bile bir şekilde Bigbang' a dönüyor, Sen Bigbang'sin yani nasıl gazoz reklamını bile almak için her şeyi yaparsın. Aklın alıyor mu Hana?
-Hayır almıyor, cidden almıyor.
-Neyse ben hep bize karşı sandım, yani anlarsın ya grup olarak bize... Ama sanırım öyle değil.
-Nasıl yani tüm çıkış yapmaya çalışan gruplara mı bunu yapıyorlar?
-Hayır öyle değil.
-Nasıl peki Hanbin gevelemeyi kesip anlatsan da anlasam?
-Yani bize değil derken, gruba değil...
-Anlamadım.
-Yani sanırım sadece Jiwon'a özel
Ani frenle Hanbin öne sıçrasa da kemer fazlasına izin vermemişti, Hana arkadan gelen korna seslerini umursamadan Hanbin'e döndü
-Ne demek sadece Jiwon'a! Jiwon ve siz aylardır siktiğimin egoistinin keyfi yüzünden mi çıkış yapamıyorsunuz!
Hana sinirden ağlıyordu arkadaki korna sesleri artsa da umursamıyordu. Gözlerini Hanbin'e dikmiş cevap verebilirmiş gibi bakıyordu.
-Hana sakin ol ve arabayı sağa çek he? Polisler gelmeden.
-Nas-ıl sakin ol-ayım?
Hana başını direksiyona dayamış hıçkırarak ağlıyordu. Ağlamasının tek sebebinin anlattığı şey olmadığını Hanbin de biliyordu. Ölüm döşeğinde olan Büyükanne için böylesine önemli bir olayın bazı egoistler yüzünden keyfi olarak ertelenmesi herkesin zoruna giderdi.
-Şii
Hana'nın sırtını sıvazlayarak sakinleştirmeye çalışıyordu
-Büyük-annem o PİÇ yüzünden Jiwon'un çıkışını göremez-se ! Sorumluluğu alabilecek mi o şerefsiz!
-Önce şu arabayı kenara çekelim he?
Hana direksiyondan kafasını kaldırıp tek seferde arabayı ilerideki arabaların arasına soktu tekerlerden gelen sesle Hanbin küçük bir çığlık bıraksa da Hana'nın mükemmel araba kullanışına hayran olmadan edemedi.
-Ne olacak şimdi!? O adamları boğazlamak istiyorum. Öldürmek değilde süründürmek! Anlamıyorum! Hangi vicdansız ne sebeple bunu yapabilir?! Neden bunu Jiwon'a yapıyor peki!
-Sakin ol Hana!
-Nasıl sakin olayım ya! Sakin olmam için bir sebep söyle! Beş kişi miydi bunlar?
-Yah hayır beş kişi değil yani grup beş kişi ama bence beşi yapmıyor.
-Bak Hanbin çirkef olmak istemem ama biraz daha yuvarlak konuşmaya devam edersen yemin ederim ağzının ortasına bir tane vurucam!
-Dur kızma, yani bence bunları yapan grup değil liderleri, yani Kwon Ji Yong.
Hana'nın duyduğu isimle tüyleri diken diken olmuştu Kwon Ji Yong kaç tane olabilirdi ki?

*Bir hafta önce*

Hana odasında ki dosyaları düzenlerken kendinden önceki avukatın kalan dosyalarının arasında neredeyse kayboluyordu, bu adam hiç mi bir şey yapmamıştı bu büro da? Diye düşündü Hana.Uzun saat düzenlemeler sonrası masası artık görünüyordu tüm dosyalar raflara dizilince masanın üzerindeki büyük zarf dikkatini çekti. HANA'ya yazısını okuyunca merakla kendini koltuğa attı. Dosyayı açınca içinden soruşturma evrakları çıktı bir kaçı japoncaydı Hana mırıldanarak Kwon Ji Yong isimini okudu. Sadece isim bile başında ani ağrılara sebep olmuştu ve kalp ritmi hızlanmıştı Hana kağıtlara daha fazla gömülerek incelemeye başladı. Bu soruşturma yapılan kişinin adıydı. Dosyalar uyuşturucu kullanımı esrar ve benzeri şeyler için açılmış soruşturmalardı, soruşturma evrakları, bazı telefon kayıtları vs. vardı Hana paketin neden burada olduğunu ve kimin gönderdiğini adına neden paket gönderildiğini merak ederek evrakları karıştırırken içinden çıkan son katlı kağıdı hızlı bir şekilde açtı
"Hana...
Belki de sevgilini kurtarabilirsin? Büyük belalardan..."
Hana okuduklarını anlamaya çalışarak dosyaları tekrar okumaya başladı Kwon Ji Yong adında bir adam kanında uyuşturucu bulunması ile karakola götürülürken birden arabadan indiriliyor görüntüler yok ama polis raporlarında var. Japonya da da aynı şekilde gelişen olaylar... Ama bunun sevgilisi ile ne alakası var veya o kim? Hatırlamadığı geçmişinden miydi?... Hana kağıtları zarfa doldurup zarfı sırt çantasının içine hızlıca tıktı.

*Şu an*
-Hana, Hana, Hana!
-Efendim?
-Dakikalardır sana sesleniyorum Hana! Bir şey mi oldu?
-Hayır sen devam et. Neden Jiwon'a bunu yapıyor o şerefsiz?
-Bilmiyorum ama tahminlerim var.
-Neymiş onlar?
-Jiyong Hyung yalnız kral olmak istiyor ve Jiwon'u istemiyor?
-Ezik pislik!
-Eskiden böyle değildi.
-Eskiden kastın?
-Çok değil bir kaç sene önceye kadar.
-Neden böyle iğrenç bi insan oldu sence?
-Bak çeşitli fikirler var kimisi düşüşü yüzünden diyor kimisi uyuşturucu skandalları yüzünden diyor kimiside terk edildiğini ve kızın kayıplara karıştığını idda ediyor yani onu bu hale getirenin kayıplara karışan kız olduğunu.
-Sen hangisine inanıyorsun?
-Hepsine.
-Nasıl yani?
-Kız bunu bıraktı bu da uyuşturucuya başladı ve buda işine yansıdı bu yüzden tahtı sallanmaya başladı.
-Mantıklı. Şu uyuşturucu işi...
-Ya aslında o olmamış da olabilir. Sonuçta Jiyong hyung hep çok içerdi bir ara bırakmış gibiydi ama sonra tekrar başladı...
-Anladım.
-Yüzünden çok net bir şekilde olayların boka sardıracağını okuyabiliyorum biliyor musun?
-Öyle mi aferim o zaman zeki çocuksun. Peki başka bilmen gereken şey ne sence?
-Jiwon'un bu konuşmadan ve bu fikrimden haberinin olmaması gerektiği.
-Neden lider olduğunu anlıyorum fazla zekisin.
-Teşekkürler ama aklında ne var?
-Kızın adını biliyor musun?
-Hangi kızın... Haa Jiyong hyungu bırakan kızı mı?
-Evet onu merak ediyorum. Adını biliyor musun?
-Hayır ama saf Koreli olmadığını, çok güzel bir kız olduğunu ailesinin zengin olduğunu ve kızın hatırı sayılır bir üniversite de hukuk yada psikoloji ikisinden birini okuduğunu duymuştum.
-Cidden çok işe yarar bilgilerdi sağ ol.
-Elimden gelen bu, da. Sen kızı ne yapacaksın?
-Bunu cidden öylesine sordum yani bir şey yapacağımdan değil.
-Emin olamıyorum.
-Kız onu neden bırakmış?
-Bilmiyorum.
-Neyse yani son kez soruyorum eminsin değil mi? Jiwon'a kasıtlı yaptığına?
-Evet hatta şu çevirdiğiniz şarkı... Onu yırtıp atmış. Kendisi daha profesyonellere yaptıracakmış.
-Kendisi beceremedi yani. Üzülmedim o şarkıyı çevirmek 15 dakikamı almıştı.
-Ciddi misin?
-Evet sanki daha önceden çok yapmışım gibi şak şak şak çevirdim hepsini. İkinci kez okuduğum da mükemmel bir şey vardı önümde.
-Anladık fazla zekisin. Ama biz neden buluşmuştuk?
-Aghh hepten unutmuşum.
-Neyi?
-Jiwon ile parmaklarınız kalınlığı aynı değil mi?
-Evet de ne alaka?
Hana cevap vermeden arabayı park ettiği yerden park ettiği gibi kolay bir hamlede çıkardı.

Who you? ||GDragon Where stories live. Discover now