32の5

625 45 11
                                    

-Nahyun, seni VVIP oda 508 den çağırıyorlar, yani başhekim oraya gitmeni istiyor. Acilmiş.
-Neden? Şimdide VIP'ler le mi uğraşacağım, psikiyatri asistanlığını bırakmam için her şeyi yapıyorlar. Belkide genel cerrahi bundan çok daha iyi?

Nahyun kendi kendine mırıldanmayı kesip elindeki test sonuçlarını sekreterliğe bırakıp imzalaması gereken raporları imzaladı. Kalemini önlüğünün cebine soktuktan sonra üşengeç adımlarla asansöre doğru ilerlerdi. Asansör olduğu kata geldiğinde içindeki iki kişi de asansörden inmişti. 5. Katı tuşlayıp aynaya döndü, berbat görünüyordu, uyuyamamıştı, saçları temiz sayılmazdı... Uykusuzluktan oluşan göz halkalarına dokundu. Uyuyamıyordu çünkü Jiyong günlerdir ne gelmişti, ne de aramıştı, telefonlarını da açmıyordu, menajerini aradığında ise sadece bu hafta gelmeyeceğini öğrenebilmişti. Nahyun bu adam için ne zaman böyle hissetmeye başladı bilmiyordu. Hataydı biliyordu. Ama başlamıştı, kabul ediyordu ondan hoşlanıyordu, kötü duygular değildi ve ilk aşkının platonik kalmasını istemiyordu.
Asansörün sesi ile aynadan bakışlarını çekti, adımlarını odaya yöneltmek yerine lavaboya yöneltti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra saçlarındaki lastiği çıkarıp saçlarını tekrar ve yukardan bağladı, şu an biraz daha insana benziyordu. Lavabodan çıkıp odaya doğru yürüdü. Nefes alıp kapıyı tıkladıktan sonra içeri girdi koltukta oturan sarışın çocuk kapının açılması ile direk Nahyun'a döndü ve ayağa kalktı. Nahyun bu yüzü bir yerden tanıyordu. Başıyla selamladıktan sonra hastaya yönelmişti ki yatan kişinin Jiyong olduğunu anlamasıyla adımlarını hızladırdı.
-Ne oldu?
Seungri'ye sormuştu
-Başka doktorlar ilgilendi, düzensiz beslenme ve geçirdiği şok yüzünden bayıldı, ama siz neden geldiniz?
-Seungri'ydi değil mi?
-Evet de siz?
-Ben Nahyun... Jiyong'un doktoruyum. Peki neden şok geçirdi?
-Immm size güvenebilir miyim ki?
-Belli ki bilmiyorsunuz? Ama ben Jiyong'un psikolojik destek aldığı doktoruyum.
-Aghh kusura bakmayın ama buna nasıl inanabilirim?
-Başhekim geleceğimi söylemiş olmalıydı.
-Aa evet ama.
-Seungri anlatır mısın artık? Son günlerde telefonlarımı açmıyordu, seanslarada gelmiyordu zaten.
-Demek cidden doktorusunuz.
-İnanmanıza sevindim. Şimdi ne oldu?
-Jiyong Hyung dört gündür eski sevgilisini ölü sanıyordu
-Ne? Öldü mü? Hani babasının yanındaydı? Şirketini devralacaktı?
-Demek size de anlattı. Ama işin aslı öyle değildi. O yalanı ben uydurdum. Aslında kız arkadaşı intihar etti, ben sadece o kendini suçlamasın diy-
-Cidden mi! ? Fazla bencilce değil mi?! Onu mutlu görmek istediğiniz için sevdiği kadını elinden aldınız?
-Bir dinleyin! Hatalı olduğumun farkındayım. Ama bu gün yani bir kaç saat önce... Onu gördük

Nahyun'nun duyduğu şeyle içi titremişti. Kız geri gelmişti ve bunun ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. Elindeki o ufacık şansıda kaybediyordu. Jiyong'a sahip olma şansını kaybediyordu. Bu ihtimalin hep farkındaydı ama ona henüz onu sevdiğini bile söylememişti. Denemeden kaybediyordu. Gözlerine hücum eden yaşları geri yollamaya çalışarak yatakta yatan Jiyong'a döndü titrek sesi ile cevap verdi.
-Anlamadım.
-Eski sevgilisi ölmemiş yani bir şekilde hayatta ve Jiyong'un nefret ettiği bir stajyer ile çıkıyor... Hatta nişanlı.
-Bir dakika, hani ölmüştü?
-Orasını bende henüz anlamadım, o kadar yorgunum ki anlayamıyorum, aklım almıyor cesedini bile görmüştüm.
-Gerçekten cesetini gördünüz mü? Emin misiniz?
-Yani fotoğraf görmüştüm.
-Fotoğrafdan bir insanın öldüğünü anlayamazsınız. Ölüm raporu?
-O fotoğrafı siz de görseydiniz öyle anlardınız.
-Peki bu kız.Başkası ile çıkarak ne yapmaya çalışıyor? Yani Jiyong'dan intikam mı alıyor? Muhtemelen kıskandırmaya çalışıyor. Kız ne iş yapıyor demiştiniz?
-Bilmiyorum ama sanmıyorum.
-Neden?
-Öyle bir kız değil.
-Çok yakındınız sanırım.
-Abisi sayılacak kadar.
-Peki iki yıldır neden sizinle hiç görüşmedi?
-Bilmiyorum.
-Peki neden ona bu kadar çok güveniyorsun?
-Çünkü o her şeyi ile güven veren bir insandı.
-Açık konuşur musun? Jiyong'u daha iyi anlamak için soruyorum.
-Açık konuşulacak bir şey yok. Bu kadarı sizi hiç ilgilendirmiyor. Siz sadece doktorusunuz. Ona bu zor zamanlarda destek olduğunuz için sağ olun ama sanırım seanslara devam etmesine artık gerek yok. Kendine gelecektir. Eminim sevdiği kadının da ona yapacak açıklaması vardır.
Nahyun ağlayacağını anladığı için Seungri'nin bu iğneleyici sözlerine cevap vermedi, Jiyong'un yanına gidip serumunu kontrol etti. Ateşini de ölçtükten sonra çökmüş yüzüne dokunmamak için kendini zor tutmuştu, yüzünün rengi çekilmişken bile çok güzeldi. Yeni traş olduğu çok belliydi. Yastığını düzeltirken onu dikkatle izleyen bir çift gözün farkındaydı. Yatağın başındaki rapora ateşini ve saatini yazdıktan sonra adımlarını kapıya yönlendirdi. Kapıyı açmıştı tam çıkacakken duyduğu kelimelerle olduğu yerde kaldı

Sadece ikinci kadın olabilirsin Nahyun, bunu kendine yapma, hyungum sana ümit verdiyse tek sebebi o kadına benzediğin içindir. Fazlası yok. O sadece Jiyong için özel değildi Jiyong'un hayatındaki herkes için özeldi. Bu yüzden umutlanma, vazgeç. Doğrusu benzerliğiniz beni bile çok şaşırttı. Ama sen o değilsin farkındasın değil mi? Olamazsında. Yani seni yanında tuttuysa sebebi yine birinci kadın.

Nahyun cevap vermeden kapıyı çekti,
Gözyaşlarını tutmak için çok geçti, koşarak kendini lavaboya attı, kabinlerden birine girip kapıyı kilitledi. Hıçkırıklarını tutmak için çaba harcamayı bırakmıştı. Oturduğu klozetin üzerinde dizlerini kendine çekti ve dizlerine sarılıp kafasını dizlerine yasladı.
Baştan beri hata yapıyordu zaten, bir hastaya karşı hisler beslemek mesleki hayatının en büyük hatasıydı, ama aylardır kendini buna alıştırmaya çalışıyordu. Doktorlukta Öz güvenini çoktan kaybetmişti, hastasına aşık olmak? Şaka gibi he? Tamda Stajyer alımlarına birincilikle giren azimli kıza yakışacak bir hataydı doğrusu. Buna bir şekilde alışmıştı.
Kendi kendisine olan saygısı azalsada alışmıştı.
Peki ama Jiyong? Duygularından haberi bile yoktu.
Ona karşı kazanamayacağını biliyordu.
Ama o yokken şartlar değişebilirdi.
Değil mi?
O kadın geri dönmemeliydi.
Hiçbir zaman geri dönmemeliydi.
O zaman da Jiyong hasar almaya devam ederdi.
Ama Nahyun yanındaydı.
O Jiyong'u toplardı.
Sadece zamana ihtiyacı vardı.
-Ondan vazgeçmek istemiyorum
Nahyun hıçkırıklarının arasında fısıldadı.
Uzun zamandır bu kadar istediği başka bir şey yoktu.
Baştan kendisinden büyük tavizler vererek başladığı bir sevgi, bir histi bu.
Şimdi ise elinde kalan tek şey mesleki hayatından kaybettiği güveniydi.
Doğrusunu söylemek gerekirse şu anda
Jiyong'dan başka istediği hiçbir şey yoktu.
Onu seviyordu.
Hayır.
Ona aşıktı.
Ona çok aşıktı.
Ne zaman oldu bilmiyordu. Ama ona sırılsıklam aşıktı.
Onu bırakamazdı.
Hem Seungri Jiyong'un nefret ettiği birinin yanında olduğunu söylemişti.
Demek ki kızın Jiyong ile bir araya gelmek gibi bir düşüncesi yoktu. Ya da belki kıskandırmak için yapıyordu? Geri dönme düşüncesi ile?
Seungri'nin kıza bu kadar güvenmesi?
Kızın Jiyong'u iyileştireceğine olan inancı?
İyide Jiyong hasta değildi ki.
Nahyun mantıklı düşünmekten çok uzaktı, beyni bulanmıştı. Uyumak istiyordu. Bir daha uyanmamak, az önceki rezil oluşunu unutmak istiyordu.
Psikiyatri asistanlığını bırakacaktı. Ama Jiyong'u başka şekilde nasıl görecekti?
İhtimaller,
İhtimaller,
İhtimaller ,
Hem belki Jiyong ondan nefret ederdi.
İki yıldır haber vermeden hayatı Jiyong'a zehir etmişti.
Jiyong belki de kızı artık istemezdi.
Keşke psikiyatrist olmasaydı. Bu ihtimallere inanmak çok daha basit olurdu.
Ama lanet olsun ki Jiyong kızın tek kelimesine kıza geri dönerdi. Nahyun bunu herkesten daha iyi biliyordu.
Belkide kız o tek kelimeyi etmezdi.
Nahyun çok küçük bir ihtimale asılıyordu.
İkinci kadın olmak?
Gururuna çok ağır geliyordu.
Aşkın olduğu yerde gururdan bahsedilmezdi ama değil mi?
Zaten hayatının en önemli şeyi olan mesleğinden tavizi çok büyük vermişti.
Kaybedecek pekte bir şeyi yoktu.
Jiyong'a olan aşkından daha kuvvetli bir şeyi kalmamıştı elinde.
Bu kez pes edemezdi.

Nahyun dizlerini klozetin üzerinden indirdi kollarına gözyaşlarını silip.
Bir peçete ile burnunu sildi.
Sevdiği adam için savaşabilirdi. Değil mi? Bundan daha doğal bir şey yoktu.
Bu kez hayata karşı kaybetmek istemiyordu.
Bu kez kazanmalıydı.

Who you? ||GDragon Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon