51 回 51

513 35 9
                                    

Hana başındaki ağrıyı görmezden gelerek Jiyong'u izliyordu, buraya geleli kaç saat olmuştu? Geldiğinden beri sürekli rüyalarına giren kahverengi kanepede oturuyordu, önünde tanıdık gelen bir kupa vardı, içindeki kahve soğuduğundan içmek istemiyordu ama kahve bardağı önünde kalsın istiyordu... Jiyong'un sustuğunu fark ettiğinde ona döndü
-Neden sustun?

-Sadece, bilmiyorum, burada olman hala tuhaf geliyor...

-Zor zamanlar geçirmiş olmalısın?

Jiyong şaşkınlıkla dudaklarını araladı, Hana cidden onu böyle mi görüyordu? Bu kadar basit miydi? Affetmiş miydi?
-Ben...

-Dememi beklemiyorsun değil mi?

-Ne!?

-Ne kadar iğrenç bir sevgiliymişsin! Neden seninle o kadar uzun süre uğraşmışım ki! Buna değmezmişsin! Hepsinin sorumlusunun sen olduğunu biliyorsun değil mi? Şu an başıma gelen her şeyin sorumlusu sensin Jiyong! Şu an benden seni affetmemi bekleme! Gözümde hala iğrenç herifin tekisin... Sadece artık hayatımdaki yerini biliyorum o kadar.

Jiyong tuttuğu nefesini bıraktı, bu onun beklediği bir şeydi ama beklediğinden daha kibar olmuştu

-Haklısın, ama sana gitmeni ben söylemedim. Oradan düşmeni de! Ya da atlamanı!

-Bir de sen deseydin Jiyong! Keşke sadece git deseymişsin, yine bunların hiçbiri olmazdı! Hem sen ne hakla oradan atladığımı söylersin?!

-Hepsi Hyunwoo denen pislik herif yüzünden! O sokuyor senin aklına böyle şeyleri!

-Sen tanımıyordun hani onu?

-Tanıyorum! Sadece tanışmadık!

-O nasıl oluyor?

-Sürekli Hyunwoo  şöyle Hyunwoo böyle. Cidden o kadar zamandan sonra tekrar bir araya geliyoruz ve konumuz hala Hyunwoo!

-Doğru! Senin Jiwon ile derdin ne? Senin yüzünden büyükanne onun çıkışını göremedi!

Hana sinirden ayağa kalmış, odanın içinde turluyordu, o kadar çok şey yaşamıştı ki bazılarını unutuyordu.

-Ben, sadece... Sadece bende olmayan şeyin onda olmasına katlanamadım o kadar...

-Ve hayallerini elinden aldın! Ölmek üzere olan bir kadının son isteğini elinden aldın! Tanrım...

-Özür dilerim.

-Dileme! Dilesen ne değişecek?

İkiside sakinleşmeye çalışıyordu. Jiyong bir şey hatırlamış gibi içmek için aldığı kupayı sehpaya geri bıraktı

-Geçen gece barda beni, bizi dinleyen sendin değil mi?

-Ne alaka şu an? Şu an tek derdimiz senin özel hayatın mı?

-Yani sendin.

-Kes Jiyong, başımı ağrıtıyorsun... Yani Seungri ile cidden yakınım ve o gün büroma gelen kadın...
Hyorin, cidden arkadaşım.

-Yakın arkadaşın... Sadece Seungri ile değil tüm grupla yakınsın, yakındın.

-Başım çatlayacak galiba...

-İlaç getireyim... Uyumak ister misin?

-İlaç bir işe yaramıyor... Ve yeterince uyudum.

-Neden bir işe yaramıyor? Doktora gittin mi?

-Bir şeyleri hatırlamaya başlayınca olan bir şey sanırım...

-Ohh... Odanı görmek ister misin?

Who you? ||GDragon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin