30び1

620 53 6
                                    

Seunghyun sinirlerini yatıştırmaya çalışıyordu, son bir kaç ayda yaşadıkları çok fazla gelmişti ve doğrusu şu an veledin biriyle uğraşmak hiç istemiyordu. Çocuğun fazla zorlamadan konuşmasını diliyordu.

Biraz sonra stüdyonun kapısı açılınca orta boylu zayıf çocuk içeri girdi. Youngbae karşılarında eğilen çocuğu yapmaması için kolundan tutup deri koltuğa, yanına oturttu.
-Hanbin
-Efendim sunbae.
-Şimdi sana bazı sorular sorucam ve sen de dürüst olacaksın, bu çok önemli.
-Tabi sunbae ama hangi konuda?
-Hana'yı tanıyorsun değil mi?
Hanbin bakışlarını Youngbae'nin gözlerinden çekti.
-Hayır sunbae tanımıyorum.
Jiwon böyle söylemesini istemişti. Youngbae onu çağırmadan önce Jiwon Hanbin'i aramış ve "Eğer Hana'yı sorarlarsa tanımıyorsun, tamam mı?" Sebebini sonra anlatacağını biliyordu deli gibi merak etse de şu an sadece onun sözünü dinlemeliydi.
-Hanbin tanıdığını biliyorum, neden yalan söylüyorsun?
-Ne dediğini anlamıyorum sunbae, gerçe-
Masaya vurulan yumruk sesi ile yerinden sıçramıştı, o tarafa döndüğün de Seunghyun sanki onu öldürmek istiyor gibi bakıyordu.
Ne yani onu böyle korkutarak azından laf mı almaya çalışacaklardı? Ne komedi ama, bu adamlara saygısı gittikçe azalıyordu. Gözünde daha ne kadar düşebilirlerdi? O çok beğendiği, idol olarak aldığı, her hareketlerini merakla izlediği, çok mükemmel Bigbang sunbaeleri...
Tanımıyorum sunbae diyeceklerin bu kadarsa ben gidiyorum.
-Kusura bakma Hanbin gerçekten sabır duygumuzun son zerrelerini kullanıyoruz şu an, lütfen otur...
-Ama tanımıyorum.
-Hanbin, eğer bildiklerini anlatmazsan Jiyong sizin çıkış yapmamanız için elinden gelen her şeyi yapacak! YG onun sözüne tapıyor biliyorsun? Şimdi iyi bir lider ol ve anlat.
-Ne dediğinin farkında mısın sunbae? Şimdi de bununla açık açık mı tehdit etmeye başladınız?
-Yanlış anladın... Biz de sizin çıkış yapmanızı istiyoruz ama, Jiyong, istemiyor... Bir şekilde size engel olmak için her şeyi yapacak Hanbin.
-Peki neden?
-Hani bi efsane var stajyerlerin arasında... Jiyong'un hayatını bu hale getiren çok güzel bir kızla ilgili?
-O o o kişi Ha-na mı?
-Evet.
Hanbin kalktığı yere düşercesine geri oturdu. Ne diyeceğini bilemiyordu, şu an ne yapmalıydı, Jiwon'u satmak istemiyordu. Hem de hiç.
Şimdi... Hana'yı tanıyorsun değil mi?
-Jiwon'un avukat nişanlısı.
-Nişanlılar mı yani gerçekten?
-Pek sayılmaz ama bir birlerini seviyorlar.
-Ne zamandan beri?
-Bilmiyoru ama Jiwon 2 yıldır seviyor.
Youngbae 2 yılı duyar duymaz Seunghyun'a döndü o da merakla devamını bekliyordu.
-Peki ne kadardır tanışıyorlar?
-Sanırım 2 yıldır.
Seunghyun arkasında daha çok yaslandı.
-Peki Jiwon... Hana'nın Jiyong'un sevgilisi olduğunu biliyor mu?
-ESKİ sevgilisi. Hayır bilmiyor.
-Neden düzeltme gereği duydun?
-Çünkü bu, Hana'ya yakışmayan bir gönderme oldu.
-Neden yakışmasın?
-Çünkü... Neyse başka soracağınız bir şey yoksa benim gitmem gerek.
-Hana bu zamana kadar nerdeydi? Seul de mi?
Hanbin bu sorudan Hana'nın hafıza kaybından haberleri olmadığını anlamıştı. Yani Hana'nın son iki yıldır ne yaptığını Bilmiyorlardı. Söylemeli miydi bilmiyordu. Ama onlara yeterince şey anlatmıştı. Gözlerini kapattıktan sonra açarak yanındaki sunbaesine döndü.
-Bunları Jiwon'a sorun. Peki ben size bir şey sorabilir miyim? Jiyong sunbae, hala Hana'yı mı seviyor?
-Hımm sanırım.
-Bence ona vazgeçmesini söyleyin.
-Neden?
-Hana ondan nefret ediyor.
-Neden?
-Sizce?
-Jiwon yüzünden mi? Peki Hana ne yaptığının farkında mı? O bu sorumluluğun altından nasıl kalkacak?
-Hangi sorumluluk?
-Jiyong'un kaybettiği iki yıl?
Hanbin karşısındaki adamdan tiksinmişti, hepsinden tiksinmişti, hala kendilerini düşünebiliyorlardı.
-Hah... İki yıl mı? Peki Kwon kendini beğenmiş Jiyong'un Hana'dan aldığı 22 yıl? Onu nasıl ödeyecek? Hem ne kaybı? Gdragon baya karlı çıktı bu işten? Hana sayesinde çok şarkı yazıp çok para kazandı tüm şarkıları hit olmadı mı? Ne kaybı?
-Hanbin kendine gel! Düzgün konuş!
-Düzgün konuşmazsam ne olur? Yine Çıkışımıza mı engel olursunuz! Büyükannenin tek dileği Jiwon'un çıkışını görmekti, sizin yüzünüzden göremeyecek! Benim annem ne kadar yıprandı haberiniz var mı? Hanbyul bensiz büyüyor! Peki Jun... ya o? O her babasının mezarına gittiğinde bir daha ki ne çıkış yapmış olarak geleceğini söylüyor! Peki Chanwoo? Okula bile gidemiyor pratik yapmaktan! Siz bizi düşünüyor musunuz? Sizin için hayalleri olan ufak çocuklarız değil mi? Biz kırılmayız, bizim sonsuz umudumuz var, biz üzülmeyiz, biz sizin kız meseleleriniz için emeklerimizin karşılığını almasak da olur, sizin gönül işleriniz bizim geleceğimizden ve hayallerimizden daha önemli, biz kimiz ki? Neyiz biz? Masaya vurarak korkutacağınız, kafasına vurunca mikrofonu düşüren ufak çocuklar, sizin yanınız da biz kimiz ki?
Hanbin göz yaşlarını silerek odadan çıktı.

Who you? ||GDragon Where stories live. Discover now