Bölüm 66 : Gitmek

21.6K 855 94
                                    

Ali bir şey söylemeden Zeynep'in suratına bakmaya devam etti. Bu bakışın Ali'deki anlamınıartık bilen Zeynep sorusunu yinelemek istedi:

-Sana soruyorum Ali, senin benden sakladığın hiçbir şey yok mu bu hayatta?

-Bu da nerden çıktı? Neyi ima ediyorsun ?

-Soruyorum sadece ima ettiğim falan yok. Ama görünüşe bakılırsa benden sakladığın bir şeyler var.

-Konumuz bu değil.

Zeynep ayağa kalktı ve hiçbir şey söylemeden yukarıya odasına çıktı. Ali, arkasından gitmek istemedi. Koltuğa uzandı ve uyuyakaldı. Sabah kalktığında Zeynep evden çoktan çıkmıştı. Her şey yoluna girdiğinden beri ilk defa ayrı uyumuştu Zeynep'ten.Sabah kalktığında onu görememek de kötü hissettirmişti haylice.Hemencecik üzerini giyinip okulun yolunu tuttu. Onu okulda bulabileceğine emindi.

Zeynep erkenden evden çıkarken, kanepede uyuyakalmış olan Ali'ye biraz baktı. İçini kıpır kıpır yapıyordu bu huysuz adam. Kim ne derse desin Ali, onun gözünde bambaşkaydı. Sinirinin yatıştığına emindi. Ama dünden sonra kendisinden bir şeyler sakladığına daha da emin. Bu yüzden Ali gerçekleri anlatana dek tavrını daha net koyacaktı Zeynep, kararlıydı.

Okula gelip kafeteryaya geçtiğinde Aslı oturmuş onu bekliyordu.Dün olan biten her şeyi ona da anlattı. Aslı çok şaşırmıştı.Ama Ali'nin onu üzecek bir şey yapmayacağı konusunda Zeynep'i telkin ediyordu.Bu konuşma Zeynep'e de iyi gelmişti. Biraz sonra kafeye giren Pelin şöyle yüksekten bir bakış attıktan sonra her zamanki yerine oturdu.Biraz sonra tayfanın birçoğu masaya üşüşmüştü.Bu demek oluyordu ki Ali birazdan oraya gelecek. Hemen Aslı ile dersliğe gitmek üzere kafeyi terkettiler. Biraz sonra Ali içeri girdi.Pelin yine yanında onun için boş bıraktırdığı sandalyeye önce onu otutturdu ve daha sonra da yerine oturdu.Keyfinin olmadığı her halinden belliydi. Ali'nin böyle zamanları Pelin için mükemmel anlardı. Usulca sokulup Ali'nin gözlerinin içine bakarak:

-Bir sorun yok ya? dedi. Ali yok manasında başını salladıktan sonra ayağa kalktı ve orayı terketti.Zeynep'in dersinin olduğu sınıfı biliyordu. Kendini o sınıfın önünde buldu.İçeri girip onu almak ve gitmek istiyordu. Evet evet bunu yapacaktı. Kapıyı açtı ve sınıfa az bir göz gezdirdi. Zeynep sınıfta yoktu. Gözü bir an Aslı'ya ilişti. Hemen onun yanına gidip oturdu. Aslı'nın gerginliği yüzünden okunuyordu. Ali tek kaşı havada Aslı'nın kulağına eğilerek:
- Zeynep Nerede? dedi. Aslı tedirginlikle:
- Ali burada değil ara kendin sor.
- Ömere mi gitti?
- Ömer hastanede ve hasta. Bunu biliyorsun değil mi?
- Ömere mi gitti dedim.
- Annesi çağırdı yine çok ısrar etti. Kiramadi kız napsin Ali. Lütfen onu üzecek kıracak bir şey yapma.
- O hastanenin adresini bana mesaj atıyorsun Aslı. Diyip ayağa fırladı ve kapıya doğru hızlı adımlarla çıktı.
-E iyi de ben de numarasi yok ki. Diyerek arkasından bakakaldı.
Alinin gözleri dönmüştü adeta. Koridorda karşılaştığı Pelin onu durdurmak istediğinde ise koluyla itti. Sonra aklına hastanenin yerini onun da bildiği geldi ve arkasına dönüp :
- Benimle geliyorsun Pelin çabuk. Diyerek onu da peşine kattı.
Arabaya bindiklerinde Pelin:
- Bir dakika ya noluyor?
- O Ömer midir nedir Nerede yatıyor hemen tarif et.
- Tamam ama önce sen bir sakin ol. Yine yanına mi gitmiş Zeynep?
-. ...
- Ali bak bunu sana söylemek ne kadar doğru bilmiyorum ama....
- Çok konuşma Pelin sadece yol tarif et.
Pelinin hevesi kursağında kalmıştı.Mırın kırın etse de Ali'den korkusuna yolu tarif etti. Odaya doğru giderken ise Alinin hızına yetişmek için neredeyse koşuyordu. Odanın kapısına geldiklerinde Ali bir haşmetle kapıyı açtı. Odada Zeynep ve Ömer vardı sadece Zeynep, kolu kırık olan Ömere çorba içiriyordu. Karşısında Aliyi gören Zeynep ayağa kalktı:
- Ali! Diyebildi.
-Ali yaa Alii. Sen ne yapıyorsun Zeynep burada? Senden başka refakatçısı yok mu bu herifin?
Cümlenin sonuna doğru ses tonu yükselmişti iyice Alinin. Tam o sırada kapının önünde zevkle onları izleyen Pelin'e ilişti Zeynep'in gözü. Zeynep de sinirlenmişti. Aliye dönerek:
-Yok Ali. Ben varım gördüğün gibi.
-Zeyneep. Gidiyoruzz.
Gözüyle Pelin'i göstererek:
- Kiminle geldiysen onunla git Ali. Dedi usulca. Arkası dönüp olanları zevkle izleyen Pelin'e baktı ve Zeynep'e yaklaşarak :
- Buna beni sen mecbur ettin. Şimdi benimle geliyor musun gelmiyor musun?
- Gelmiyorum.
- Zeynep bak. Beni çok zorluyorsun.
- Gelmiyorum. Gidebilirsin.
Ali sertçe arkasını dönüp çıktı odadan.Pelin ise gayet sakin ve imalı bir şekilde kapıdan :
- Size geçmiş olsuun. Diyip Ali'ye yetişmeye devam etti.
Zeynep kötü olmuştu. Eline tekrar tepsiyi alıp Ömerin yanına oturdu. Ömer gözleri dolmuş Zeynep'e bakarak:
- Git Zeynep. Seni üzmesine dayanamam git lütfen.
- Sen şu çorbanı içer misin Ömer hadi.
Ali kendisini Ömere tercih eden Zeynep'i suan çiğ çiğ yese doymazdı. Yanı sıra gelen Pelin ise arabaya bindiklerinde Aliye:
- Demiştim sana. Bir gün bana yaptığını yaşayacaksın demiştim. Daha da fenasını yaşıyorsun ve daha da yaşayacaksın.
Ali hiçbir şey demedi. Pelin ile sevgili olmalarına engel olan şeyin biraz daha fazlasını kendisine karısı yaşatmıştı. Bu kötü bir histi Ali için yenilmişlik hissiydi. Tekrar okula gitmek yerine Pelin'i evine bırakıp kendisi devam etti.
****
Gece yarısını çoktan geçmişti saat. Ali eve büyük bir şişe viskiyle gelmişti. Işıklar kapalıydı belliki Zeynep yoktu.
İnadı tutmuştu her zamanki gibi. Ali artık onu geri getiremeyeceğine emindi. Nasıl yapardı Zeynep bunu ona. Nasıl o ciğeri beş para etmez adam için kendisine yalan söylerdi. İşte tüm bunları düşünüp içmeye devam etti. Biraz sonra kapı çaldı. Hızla açmak için gitti Ali. Gelen Zeynep olmalıydı. Ama değildi. Pelin içeri girerken:
- Ne işin var burada?
- Bu gece yalnız olacağını tahmin ettim. Sana eşlik etmeye geldim.
- Seninle uğraşamam Pelin. Zeynep gelecek birazdan.
Pelin şen bir kahkaha attıktan sonra :
- Buna inanmam gerçekten çok komik. Gelmez o daha sana.
- Pelin çık dışarı seninle uğraşamam.
- Sana söyledim Ali ama anlamak istemedin. Seni her şartta ve koşulda sevebilecek tek kişi benim. Bugün o olanları ben sana asla yapmazdım bunu sen de biliyorsun. Şimdi bırak da usulca şurada yanında kalayım. Bu duygu bana çok tanıdık çünkü.
Alinin kafası bir milyon olmuştu bile Pelinin söylediği çoğu şeyi anlamamıştı zaten. İçeri koltuğa tekrar yığıldı. Şişenin dibinde kalan son damlaları da içtikten sonra sızmıştı.Pelin ise bu fırsatı iyi degerlendirmek zorunda olduğunu biliyordu. Ali uykuya daldı kan bir müddet sonra üzerindekileri çıkarıp geceliklerini giydi. Ve Alinin kolunun üzerine yatarak bu özlediği kokuyu içine çekerek uykuya daldı.
****
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Zeynep oturduğu yerde doğruldu. Bir damla uyku girmemişti gözüne. Ali'yle gitmek ya da gitmemek arasında Hala kararsız kalıyor bir keşke gitseydim diyordu bir de iyiki gitmedim. Böyle böyle sabahı zor etmişti. Biraz sonra odaya Banu Hanım girdi. Çok yorgun görünüyordu. Zeynepe sarılarak:
- Teşekkür ederim yavrum. Bu çok zor bir vaka idi. Ama bitti sonunda. Hem bugün öğlen babası da gelmiş olacak. Sen artık evine git dinlen. Çok Çok teşekkür ederim Zeynep. Melek gibi bir kızmışsın tıpkı oğlumun da söylediği gibi.
- Ben bir şey yapmadım Banu Hanım. Çok geçmiş olsun. Tanıştığımıza ben de çok memnun oldum. Şimdi müsadenizle ben gideyim.
- Ne demek kızım. He Zeynep. Ne zaman başın sıkışsa burada bir Banu teyzen var asla unutma tamam mı.
Zeynep başını salladı ve çantasını alıp yola koyuldu. Yol boyunca Ali'ye kendini nasıl affettireceğini düşündü durdu. Nasıl kendini Ömerle kıyaslar diye içi içini yiyordu. Gidip onu bir güzel haşlayıp sonra da kocaman sarılacaktı. Bunları düşünürken evine gelmişti bile. Kapıyı usulca açıp içeri girdi. Kanepede yattığına emindi. O tarafa yöneldi ve kanapeye yaklaşırken heyecanlandığını farketti.
Nasıl yani. Bu nasıl olurdu. İkisi onların evinde bunu bunu nasıl yapabilmişti Ali. Zeynep ne yapması gerektiğini düşünmeden hemen yukarı çıkıp eşyalarını topladı. Burada duramazdı daha fazla. Valizini merdivenlerden indirirken çıkardığı gürültüyle Ali de uyanmıştı ve yanında uyuyanın Pelin oldugunu farkedip irkildi ve hemen ayağa fırladı. Merdivenlerden inen Zeynep'in önünde durmaya çalışıyordu ve bir yandan da :
- Zeynep dur bir yemin ederim gördüğün şey doğru değil. Zeyneep.
Usulca kafasını kaldırıp Ali'ye:
- Bağırma Ali. Sevgilini uyandıracaksın.
- Ne sevgilisi Zeyneep. Dinle beni. Bak bırakmam seni yemin ederim bu şekilde bırakmam. Bir dur dinle eğer inanmazsan asla önünde durmam. Zeynep lütfen.
Zeynep Ali duvarını geçip evden çıkmıştı bile. Bunu bunu asla kabul edemezdi. O Ali gibi bağırıp çağıramazdı. Sadece giderdi. Ve öyle de yaptı. Herşeyi herkesi arkasında bırakarak o evden çıktı ve gitti.

HUYSUZ ADAM #wattysWhere stories live. Discover now