Bölüm 23: " Ona İyi Geleceksin."

41.4K 1.2K 31
                                    

Kitap kapağımız değişti. Aslında hiç bir insan silüeti koymak istemiyordum ama yine de az da olsa bir fikir oluşturması düşüncesiyle böyle bir kapak oluşturdum. Umarım beğenirsiniz. :)

Artık kitabımızın rotası değişiyor. Karakterlerimiz olduğu şehirden İstanbul'a geliyor. Ben çok büyük bir heyecanla yazdım. Umarım siz de beğenirsiniz.

İyi Okumalar...

***


Ali ve Zeynep eve geldiklerinde kapıda onları her zamanki gibi Ayşe karşıladı. Sanki yıllardır ilk defa görüyormuş gibi çoskuyla onları içeri aldı. Bu mutluluk aurasını salonda da Aziz Bey sürdürmeye devam etti. Gitmeleri hiç kimse istemiyor ama yine hayatlarını kurmaları için bunun gerekli olduğunu biliyorlardı.

Aziz Bey derin derin Zeynep'in ve Ali'nin gözlerinin içine bakıyor , aralarında varlığı hissedilen soğukluğun kaynağını arıyordu. Hoş, oğlunu iyi tanıyordu. Zeynep gibi melek bir kızı çıldırtma seviyesine getirebilirdi. Ama yine de Ali kendisi Zeynep'i seçmişti. O yüzden ona karşı tüm iyi niyet ve merhametini sonuna kadar kullanıcağına emindi. Oğlu annesini kaybettikten sonra şuanki ruh haline bürünmüştü. Gülmeyi bırakmış adeta yüzüne o çatık kaşları yapışmıştı.Ali hiçbir şey anlatmıyor olsa da oğlunun hayatında daha başka yaraları olduğuna da emindi.

Aziz Bey oğluyla birlikte dışarı çıktı. Zeynep ise son hazırlıklarını tamamlamıştı.İçerisinde artık yavaştan bir korku oluşmuştu. İstanbul'a gidiyordu evet ama orada ne yapacaktı? Abisinin yanına gidemezdi.Çünkü abisi onun evlendiğini duymuş ve ona haber verilmediği için içerlemişti. Allah büyüktür dedi içinden illaki bir yol bulacağım.

Aşağıya indi Ayşe ile uzun uzun muhabbet etti.Şen kahkahalar attılar ikisi de ve Ayşe sonunda dediki:

-Zeynep, iyi ki bu eve geldin kızım can getirdin buralara biz en son böyle güldüğümüzde .. dedi ve durakladı Zeynep ise cümlenin sonunu getirmesi için Ayşeyi cesaretlendirir bir bakış attı ve Ayşe devam etti:

-İşte biz en son güldüğümüzde Hülya Hanım henüz vefat etmemişti. O da senin gibi bu evi şenlendirirdi.

Zeynep hüzünlendi.Bu hikayenin devamını dinlemek istiyordu ama Ayşe yutkunup işlerine geri döndü. Zeynep de biraz bahçeye çıktı. Büyük bir salıncak vardı bahçede orada sallanmaya başladı. Sonra uzandı oraya ve uykuya daldı.

Biraz sonra bahçe kapısından içeriye önde Aziz Bey arkada Ali girdi. Aziz Bey Zeynep'i salıncakta farketmedi ama Ali onu gördü. Biraz daha dikkatli baktığında Zeynep'in salıncakta uyuduğunu farketti. Sarı saçları aşağıya sarkmış bir eliyle yanağını kavramıştı. O tarafa doğru yöneldi elinde olmadan sessizce gitti. O kadar huzurlu görünüyordu ki dün geceki haline şaşırdı. Nasıl olur dedi? Yanına yaklaştı ve bembeyaz teninden ürperdiğini anladı. Uyandırmalıydı onu sonuçta burada uyuyamazdı. Ali onun bu halini izlemekten kendini alıkoyamıyordu. Onun gerçek yüzünü bilmese ona aşık olabilirdi bunu çok iyi biliyordu.Sonra Ayşe'nin Zeynep diye evin içinde seslendiğini duydu Ali. Bundan da cesaret alarak, hafif hafif salıncağı sarsarak Zeynep diye seslendi. Zeynep bir anda gözlerini açtı. Ali 'nin o ışıltılı gözlerine baktı. Sonra doğruldu ve :

-Şey, ben uyuyakalmışım da içim geçmiş işte . dedi. Ali ise ona tek bir kelime etmeden içeri girdi.Zeynep ona hem çok uyuz oluyor hem de onda farklı bir şeyler seziyordu. O da içeri girdiğinde hazır olan sofranın başına geçti ve Aziz Bey :

-Eee bu şimdi bizim bu evdeki son yemeğimiz öyle mi? Kimseden ses çıkmadı. Aziz Bey devam etti :

-Seneye geldiğinizde belki minik bir torunla gelirsiniz de sevindirirsiniz bizi . dedi.

Zeynep yerin dibine geçmişti. Ali ise kaşlarını çatmış memnuniyetsiz görünüyordu .Aziz Bey :

-Ne o benim hiç torunum olmayacak mı? Benim dede olma hakkım yok mu? Hem ne kadar yaşayacağım da belli değil. Belki seneye severiz. dedi. O öyle deyince Ayşe kendini tutamayıp :

-Ay İnşallah Aziz bey ne de güzel olur vallahi. diyiverdi. Aziz Bey ise konuyu değiştirmek ve ortamı yumuşatmak için :

-Ne Ayşe hangisine sevindim torun fikrine mi yoksa ölecek olmama mı ? dedi.

Zeynep güldü. Aziz Bey de güzel bir kahkaha attı. Ayşe hem gülüyor hem de:

-Aşkolsun AzizBey o ne biçim söz Allah gecinden versin. dedi.Böylelikle son akşam yemeği de şen kahkalarla inledi.Bir tek her zaman ki gibi Ali gülmüyordu.

Ertesi sabah Ali valizleri yavaş yavaş aşağıya indirdiği sırada Zeynep de son kez odayı toparlıyordu. Daha sonra odadan çıkıp sofa kısmına bakan balkonun önüne geldi. Ali'ye bakmaya başladı. Gerçekten onun varlığına alışmış olabilir miydi bu kadar kısa sürede. Tam bunları düşünürken Aziz Bey yanına gelerek Zeynep 'e:

-Kızım gidiyorsunuz şimdi demek he.

-Evet efendim.

-Zeynep , seni ilk gördüğüm dakikalarda içimden dedim ki bizim bu huysuz Ali bu kızda ne bulmuş olabilir.Ama şimdi nasıl yanıldığımı anlıyorum. Senin olduğun yer ışıl ışıl oluyor. Ali'yi de bu konuda ayrıyetten tebrik ettim. Sana da itiraf edeyim dedim.Aranızda çözemediğim bir soğukluk var gibi bunun kaynağınında Ali olduğunu biliyorum.

-Aziz Bey ben gerçekten anlamıyorum sizin gibi güleryüzlü etrafına neşe saçan bir adamın nasıl böyle bi oğlu olabilir?

-Ahh kızım ahh. Ben de bir zamanlar öyleydim.Hatta ondan da beterdim.

-Yaa nasıl oldu da böylesiniz şimdi peki?

-Aziz Bey iç çekti ve buruk bir sesle Hülya ! dedi . Hülya bana adeta kendi canından bir can üfledi.Sonra Zeynep'i iki kolundan tutup kendine şefkatle döndürerek :

-Ben eminim ki kızım, sen de benim oğlumun Hülyası olacaksın. Ona iyi geleceğini onu iyileştireceğini şimdiden görüyorum. Onu ne olursa olsun yalnız bırakma olur mu?

Zeynep bu sözler karşısında duygulanmış. Gülümseyerek sadece başını sallamıştı. Aziz Bey ona çok büyük bir inanç ve umutla bakıyordu.Adeta gözleri parıldıyordu.

Sonra ikisi de aşağıya indiler. Evdekilerle vedalaştılar. Aziz Bey tam onlar kapıdan çıkacaktı ki:

-Durun bir dakika çocuklar . diyip onlara doğru yöneldi ve ikisinin ellerini alıp birbirine bastırdı. Şimdi el eleydiler ve Aziz Bey devam etti:

-Sizi bu evden el ele uğurluyorum bir dahaki gelişinizde de böyle el ele görmek istiyorum. Allah emanet olun evlatlarım. Allah sizi birbirinize bağışlasın. dedi.

Şimdi el ele arabaya doğru yürüyen Ali ve Zeynep ise ne diyeceklerini ne düşüneceklerini şaşırmışlardı. Arabaya yaklaşınca ellerini ayırıp koltuklarına oturdular ikisi de bir süre birbirine bakakaldılar.

Zeynep Ali'nin gözlerine bakmaktan bir an olsun kendini alıkoyamıyor. Ali ise çatık kaşlarla sadece bakıyordu ona.

HUYSUZ ADAM #wattysWhere stories live. Discover now