Bölüm 19: "Planlar"

43.1K 1.2K 70
                                    

Sabah Ali burnuna gelen güzel çiçek kokularıyla kendi kendine uyandı.Su sesi de biraz sonra kesilmişti. Tabi ya Zeynep duş alıyor olmalı dedi içinden. Biraz sonra banyonun kapısı açıldı. Zeynep, açık kumral ve dalgalı saçlarının ıslaklığını havluyla alarak çıktı. Ali o tarafa bakmak istemese de elinde olmayarak baktı ve Zeynep'i bu şekilde gördü. Zeynep saçlarını diğer yana savururken Ali ile gözgöze geldiler. Ali kaşlarını çatıp:

-Ben sana demedim mi burada duş almayacaksın diye? Zeynep:

-Dedin, dedin ama. Benim başka şansım yok malesef ki idare etmek zorundasın.

-Edemem. Hem bak senin yüzünden uyandım.

-Zaten banyodan çıkınca ben uyandıracaktım seni aşağıda kahvaltı hazırdır. İyi olmuş yani uyandığın.

-Benimle bu şekilde konuşma diye kaç kere söyleyeyim sana daha?

-Ne şekilde, nasıl konuşuyorum ki ben?

Ali homurdana homurdana yerinden doğruldu. Doğrulurkende belini tutup ofladı. Zeynep bu halini görünce daha fazla üsteleyip onu kızdırmamaya karar verdi. Sonra saçlarını tarayıp yukarıdan yarım bağladı. Sonra da Ali'nin yatağını topladı. Kendi yatağını zaten toplamıştı. Havlularını odanın balkonuna astı. Bu sırada Ali de elini yüzünü yıkadı duşunu aldı. Üzerini giyindi. Aşağıya inmek için ikisi de hazırdı. Tam kapının önüne geldiklerinde Ali Zeynep'i süzdü ve Zeynep'in ayağını göstererek:

-İyileşmişsin bakıyorum da sabaha bir şeyin kalmamış.

-Evet akşam sarmak iyi geldi galiba.

-Belki de baştan beri hiçbir şeyin yoktur . Nereden bileceğiz?

-Hımm evet turp gibiydim aslında da mahsus yaptım.

-Bu kadar çabuk itiraf etmeni beklemiyordum halbuki.

Ali Zeynep'i kızdırmayı başarmıştı.Zeynep:

-Ne numarası yapayım ki. Ayrıca numara yapmak bana ne kazandıracak.

-Niye ? O kadar yolu kucağımda geldin ya yetmez mi sana. Zeynep'in yanakları pembeleşmişti.

-Hayatımın en kötü anları listesine girdiğine emin olabilirsin.

-Nankörsün sen.Ben bayıldım seni taşımaya sanıyorsun dimi?

-Hayır hiçte bile. Zaten yol boyunca homurdandın. Ben de teşekkürümü ettim. Sana bir iyilik yaparım ödeşiriz.

-Hangi iyiliğimi, ne zaman ödeyeceksin acaba ?

-Hepsini öderim merak etme. Üzerimde hakkın kalsın istemiyorum.

Zeynep saçlarını savurarak odadan çıktı.Ali de hemen arkasından. Merdivenlerden arkalı önlü indiklerini gören Aziz Bey:

-Ooo bizim haytaya bak hele. Vallahi evlilik yaradı ikinci kere ayağına getittirmeden kalkmış görüyor musun sen şunu.

Zeynep kikirdedi. Ali ise çatık kaşlarının altından Zeynep'e bir bakış attı ve :

-Sana da Günaydın baba. dedi.Aziz Bey Zeynep'e dönerek:

-Kızım sen bu huysuzun ne söylediğine falan hiç takılma. Bu çocukluğundan beri böyle. Yüzünün güldüğünü neredeyse hiç görmedim. Sen nasılsın, dün ki geziniz nasıl geçti?

-Yok yok takılmıyorum efendim merak etmeyin. Söylenip söylenip susuyor zaten.(Aliyi deli etmek için yapmıştı başarılı da olmuştu.Ali'nin neredeyse kulaklarından duman çıkıyordu.)Dün ki gezi de güzeldi, eğlendim. Teşekkür ederim ilginize.

Ali lafa atladı:

-Güzel geçmiştir tabi el üstünde tuttuk o kadar dedi. Sonra Zeynepten hırsını almış gibi yarım Zeynep'e baktı ve yanaklarının pembeleştiğini gördü.

Aziz Bey ise keyifle yemeğini yedi.Zeynep Ali'ye çok iyi gelecek dedi içinden.

Kahvaltıdan sonra Ali ve Aziz Bey işe gitmek için evden çıktı. Zeynep'in ise telefonu çaldı arayan Zehra idi. Öğleden sonra onu ziyaret etmek istediğini söyledi. Zeynep sevinçten havalara uçtu tabi.

Ali ise elinde olamayarak Zeynep'i düşünüyordu. Nasıl da ona kafa tutuyordu. İstediği zaman hem çok narin hem de çok yabandı.Gülme alışkanlığı olsa onun bazı sözlerine ve hareketlerine gülebilirdi.Hayatına Zeynep gireli bir renk gelmişti sanki. Sonra kendine bunları düşünmemesi gerektiğini tembihledi.Zeynep hem güzeldi hem de akıllıydı evet ama onun dengi değildi ve o istemeden hayatına girmişti. Olmazdı o yüzden.Yolda babasının sorduğu evlilikle ilgili sorulara yüzeysel cevaplar verip geçiştirdi onu.

Öte yandan Zeynep cıvıl cıvıldı evin içinde. Zehra gelecek diye mutfağa girmiş çeşitli yiyecekler hazırlamıştı. Zehra'yı bekliyordu. Biraz sonra kapı çaldı.Gelen Zehra'ydı. Öyle bir sarıldılar ki Ayşe neredeyse ağlayacaktı onların bu haline.Sonra birlikte oturup havadan sudan konuştular, Zeynep'in hazırladığı ikramlıklardan yediler, zamanın nasıl geçtiğini anlamadılar bile . Sonra da evde banyonun yanında bulunan küçük odaya geçtiler.Zehra sanki bu anı beklemiş gibi hemen soru yağmuruna tutmaya başladı Zeynep'i:

-Ee Zeynep Hanım anlatın bakalım. bu evlilik işi birdenbire nasıl gelişti. Hani sen bu çocuktan hiç haz etmemiştin. Nasıl bir anda aşık olup evlendin hem de kaçtın ? Hepsini anlatıyorsun çabuk!

-Aaa ama Zehra bu ne böyle ifade alan polis gibi evlendim işte ne var yani.

Onlar böyle konuşurken Ali ve Aziz Bey de eve gelmişlerdi. Ali'nin gözü Zeynep'i aramış zaten sormasına çok bir hacet kalmadan Ayşe Zehrayla arka odada dertleştiklerini söyleyivermişti. Ali de lavobaya gideyim diyerek Zeyneplerin konuştuğu odanın kapısında onları dinlemeye koyuldu ve bu saatten sonra her söyleneni dinledi.

Zehra:

-Zeyneep! Bak herkesi kandırırsın ama beni asla biliyorsun. Nasıl sevdin bir anda o geceye kadar hiç ilgimi bile çekmiyor falan diyordun. Nasıl oldu da kaçıverdiniz?

Zeynep bir an gerçekleri anlatmak istedi ama dili varmadı.Onu geçiştirmek için:

-Eveet ilgimi çekmiyordu ama bir süre sonra çekti işte.

-Zeyneep! Hadi senin ilgini çekti. Bu çocuk burnu yere düşse eğilip almaz. Seni nasıl kaçırdı onu anlat hele.

Zeynep ne diyeceğini burayı nasıl uyduracağını bilemedi.Aklında Ali'nin hep sen planladın cümlesi yankılandı. Hiç istemeyerekte olsa bu lakırdının Zehra'yı tatmin edeceğini bildiği için başladı anlatmaya:

- Eee aslında şey onda da benim müdahelem var. Yani Ali biraz mecbur kaldı benimle evlenmeye?

- Kızım ne diyorsun sen?

-E napayım Zehra başka türlü nasıl bu aileye gelin gelebilirdim ki ?

-Kızz Zeynep asıl sessizden korkun derlerdi de inanmazdım. Valla da öyleymiş ya . Sana bak hele. Dışardan bakan bunları planlayacağına inanmaz he pes kız sana.

Zehra da içinden kendine pes demişti. Hatta kendinden iğrenmişti bile ama yapacak başka bir şeyi yoktu zaten ay sonu İstanbul'a gidecek ve bu oyun bitecekti. Tekrar köye geldiğimde doğruları anlatırım Zehra beni anlar diye geçirdi içinden.

Dışarıda Ali ise küplere binmişti. Kendi kendine "Biliyordum, biliyordum işte bu kadar masum olamazdı. Her şey planımıymış. Ahh salak Ali nasıl da kandın hemen. Ama dur sen Zeynep Hanım ben de senin oyununu alt üst etmez miyim göreceksin sen."diye hırsla söylendi. Zaten siyah olan gözleri iyice koyulaşmıştı.

HUYSUZ ADAM #wattysWhere stories live. Discover now