Bölüm 10

51.2K 1.4K 28
                                    

Sabah kahvaltı sofrasından erkenden kalkıp yine Ayşe'nin yanında almıştı soluğu Zeynep. Masada ise sadece Semra Hanım ve Aziz Bey vardı. Biraz sonra Ali merdivenleri hızla inip tam kapıdan çıkıyordu ki Aziz Bey onu durdurdu:

-Dur Ali, akşam geç kalma Zeynep'in ailesine gidicez hep beraber fena yaparım seni bak.

Ali omzunu silkeledi ve hızlı adımlarla çıktı evden.Zeynep ise konuşulanı duymuş annesinin evine gideceği için mutluluktan uçuyordu adeta.Ama bir yanı ise kırıktı çünkü bu eve hapsolmuş gibi hissediyordu kendini ve eğer bir şey yapamazsa daha çok uzun zaman da böyle hissedecek gibiydi.

Ayşe'nin günlük işlerine yardım etti. Bu sırada Aziz Ağa da evden ayrılmış Semra Hanım da odasında istiraate çekilmişti. Sonra aklına dün gece Aziz Ağa'nın ona getirdiği poşetler geldi. Merak etti odasına çıktı ve poşetleri kurcaladı. Hepsi çok güzellerdi. Zeynep içlerinden gül kurusu rengi ve belden oturmalı vucudunu nazikçe saran ve göğus kısmı v biten elbiseyi giyindi. Saçlarını da tarayıp ön kısımlarını üstten topladı.Saçları adeta bir şelale gibi bel kıvrımına doğru sarkıyordu.Annesinin yanına böyle gitmek istemişti. 

Sonra ortalıklarda kimsenin olmamasını fırsat bilip evi dolaşmaya başladı. kendi odasından çıkınca küçük bir hol karşılıyordu onu. Hol de bir antreye bağlanıyordu. O antrenin sonunda Semra Hanım ve Aziz Beyin odası vardı Onu biliyordu. Onun odasının hemen sağında bir oda onun yanında da bir oda mevcuttu.Buraları da görmek istemişti. Hemen bitişiğindeki odaya girdi. Burası da çift kişilik bir odaydı. Güzel döşenmiş otantik bir yerdi. Sonra komidinin üzerindeki bir fotoğrafa gözü ilişti. Siyah beyaz bir resimdi bu Aziz Ağa olduğunu tahmin etti erkek olanın ama kadın olan hiç  de benzemiyordu Semra Hanıma. Sonra vakit kaybetmeden odadan çıkmak için kapıyı araladı tam o sırada Ali'de odasına giriyordu ve rahmetli annesinin odasından çıkmaya çalışan Zeynep'i görünce deliye döndü ve Onu kolundan çekip kendi odasına adeta fırlattı:

-Ne yaptığını sanıyorsun sen he ? Ne karıştırıyorsun bu evde?

Zeynep afallamış ve yine her zamanki gibi çok utanmıştı:

-Be .. Ben hiçbir şey karıştırmıyordum.

-O zaman ne işin vardı o odada? Ya da dur en baştan başlayalım ne işin vardı samanlıkta senin ?

-Benn .. ben bunu söyleyemem ama merak etme seni de kendimi de bu durumdan kurtaracağım.

-Tabi ya söyleyemezsin. Planım tıkır tıkır işledi sonunda bu evin gelini olmayı başardım demek zor geliyordur sana.

Zeynep bu sözlerden sonra deliye dönmüştü o da  Ali'nin gözlerinin içine bakarak ve bembeyaz uzun işaret parmağını Ali'ye sallayarak:

-Sakın.. Sakın bir daha bu saçma durumun benim bir planım olduğunu söyleme. Bu dünyada en son isteyeceğim şey bu eve gelin olmak. Bu akşam buradan sonsuza dek çıkacağım ve bir daha da seni de bu evini de görmek istemiyorum zaten anladın mı beni.

Ali şaşırmıştı. Bu kız nasıl cüret ederdi Onunla bu şekilde konuşmaya sinirle kocaman olan bal rengi gözlerine bakmaktan kendini alamıyordu. Tıpkı ormanda olduğu gibi.Sonra kendini toparlayıp zaten çatık olan kaşlarını daha da çatarak:

-Eminim öyledir. Nasıl bir tesadüftür ki iki kere karşıma çıktın üçüncüde evin samanlığındaydın. Kızım hiç boşuna kendini yorma ben anladım senin derdini. Hiç boşuna nefesini tüketme. Hee bu arada ne yap et bu gece bu işi bitir ve bir daha da asla karşıma çıkma.

-Sen çok iğrenç bir insansın. Senin kadar iğrenç bir insan daha hayatımda görmedim ben. Kendini o kadar önemsiyorsun ki. Asla anlıyor musun aslaa.. Öleceğimi ya da öldürüleceğimi bilsem senin karın olmayı kabul etmeyeceğim. Kendime bu kötülüğü asla yapamam.

Bu sözler Ali'nin ağrına gitmişti.Zeynep de onun kendisini bu kadar sinirlendirebileceğini aklı almıyordu. Sonra bir an susan Ali'ye kendisi soru yöneltti:

-Hem sen neden atladın ki orada mevzuya? Ben bir şekilde kurtulacaktım oradan.

-Sen insanlıktan da anlamıyorsun. Acıdım ulan o haline ben gelmeseydim temiz bir pataklanacaktın. Teşekkür edeceğin yere gelmişsin bir de hesap soruyorsun.

-Aaa .. Acıdın bana demek . Keşke zahmet etmeseydin. Kendi kendinin başını yaktın sonra da suçu benim üzerime atıyorsun. Pataklayabilirlerdi bundan sanane öldürecek değiller ya bir zaman sonra salıvereceklerdi beni ben de... (Zeynep durdu bir anda ve sustu.Ama bu durum Ali'nin dikkatinden kaçmadı.) 

-Sen de ne?

-Şey.. Bu seni ilgilendirmez.Bu arada bu gece de sakın bana acıyayım deme ne olacağını bilmiyorum ama tahmin edebiliyorum. Senin acımana ihtiyacım yok. Kendim bir şekilde kurtulurum düşeceğim durumdan.

Ali şuanda da onun bu haline acımıştı. Sahiden de bu kız ne yapmaya çalışıyordu Allah aşkına. Hırpalanmayı hatta pataklanmayı göze almıştı her iki durumda da. Bunları düşünmekten kendini men edip kendisine bakan Zeynep'e :

-Asla sana bir daha iyilik yapmayacağım ne halin varsa gör dedi ve pencereye doğru yürüdü.

Zeynep de arkasını dönüp odadan çıkmak için kapıyı açtı Semra Hanım geçiyordu kapının önünden Ali'nin odasından çıkarken gördü Zeynep'i ve:

-Tövbe Estağfurullah tövbe ar edep  de yok bunlarda diye söylenmeye başladı.

Ali Zeynepin arkasından kapıya doğru yönelip Semra Hanım'a : 

-Bir şey mi diyorsunuz Semra Hanım? dedi.Semra Hanım hiçbir şey demeden uzaklaştı. 

Zeynep ise afallamıştı. Tam arkasında olan Aliye tüm vücuduyla dönerek usul bir sesle :

-Semra Hanım mı? Annen değil mi o senin? dedi.Sonra Alinin tam göğsüne denk geldiğini fark etti onun gözlerine bakmak için kafasını kaldırmıştı aralarında çok az bir mesafenin olduğunu farketti ve bir adım geri gitti. Bu sırada Ali de toparlandı ve Zeynep'e :

-Bu seni hiç ilgilendirmez işine bak sen. Bir daha da sakın o odaya gireyim deme.

-Bu geceden sonra asla bu eve girmeyeceğime de emin olabilirsin. deyip kendi odasına yöneldi.

Ne sinir adamdı bu. Bu akşam bu işten  ebediyen kurtulmalıydı.Yoksa... Aksini düşünmek bile istemiyordu.

Bu sırada dış kapı kapanma sesi geldi. Zeynep hemen antreden aşağı bakan kısımdan sarktı. Gelenin Ayşe olduğunu biliyordu. Annesinin evine gitmişti çünkü akşam geleceklerini haber etmeye. Zeynep'i görmeyen Semra Hanım ve Ayşe konuşmaya başladı . Ayşe başladı söze:

-Valla hanımım ne inatçı kadınmış o öyle göbeğim çatladı ikna edene kadar Valla. Gelin hanım da böyleyse Valla yandı Ali oğlum benden söylemesi. Semra Hanım homurdanarak:

-Sanki Ali de ondan farksız da. Dediğin lafa bak. Zaten çok uzun sürmez onların geçinmesi iki inatçı keçi gibiler.

Bu sözleri duydukça deli oluyordu. Bu evdekiler ne kadar da inanıyorlardı onun Ali'yle evleneceğine. İnşallah böyle bir şey olmaz diye geçirdi içinden ve odasına dönerken annesini göreceği için,  içinde buruk bir sevinç vardı güzel Zeynep'in.

HUYSUZ ADAM #wattysWhere stories live. Discover now